Nedimeler

Nedimeler
18.10.2022
A+
A-

Nedimeler, Geç Ortaçağ İspanyası’nın en önemli ressamı sayılan Diego Velazquez tarafından 1656 yılında yapılmıştır. Sanat tarihinin en muammalı tablolarından biridir. Bu alışılmadık muammalı tablo, sahnenin ardındaki soylu hayata kaçamak bir bakış açısı sunmaktadır.

Tablonun etkisinin bu derece önemli olmasının en önemli sebepleri resmin tüm kurallarının uygulanmış olması aynı zamanda arka plandaki aynaya yansıyan görüntü ile derinlik (üç boyut) kazandırılmıştır. Sanat tarihinin ilk üç boyutlu tablosu olarak kabul edilir.

Velazquez, bu resmi yapmak için; beyaz kurşun, azurit, vermilyon ve okra kullanılmıştır.

Nedimeler, dönemin İspanya Kralı IV. Felipe’nin Alcazar Sarayı’ndaki yüksek tavanlı bir odasında yapılmıştır. Tabloda resmedilen kişilerin kimlikleri belirlenmiştir. Tabloda toplam 11 kişi bulunmaktadır. Tablo, Kral IV. Felipe’nin kızı Prenses Margaret Teressa’yı merkezine almıştır.

Silüetleri aynaya yansıyan iki kişi, IV. Felipe ve eşi Mariana’dır. Kral ve eşi portreleri yapılırken poz vermektedirler. İşte az önce bahsettiğimiz eserin en önemli noktalarından biri bu yansımadır. Velazquez’in eserindeki ayna esprisini Jan Van Eyck’ın Arnolfini’nin evlenmesi isimli tablosundan esinlenerek yaptığı düşünülmektedir.

Merkeze alınan prensesin üzerinde beyaz bir elbise vardır ve anne babasına bakmaktadır. Aslında daha sonra kutsal Roma imparatoriçesi olacak olan prenses, yazık ki 22 yaşında hayatını kaybetmiştir.

Prenses Margeret’in etrafında köpeği, tabloya ismini veren nedimeleri (sağda Dona Isabel de Velasco ve solda Dona Maria Agustine Sarmiento de Satamayor) bulunur. Resmin ön sağında ise saray soytarısı ve bakıcıları resmedilmiştir. Sağdaki nedime Isabel de Velasco reverans pozisyonundayken Sarmiento de Sotomayor prensese kırmızı fincanda içecek sunuyor. Arkada merdivenlerden inen ya da çıkan Jose Nieto Velazquez’dir. Nieto’nun Diego Velazquez’in akrabası olduğu düşünülmektedir. Sağ dizi öyle bir resmedilmiştir ki iniyor mu çıkıyor mu belli olmamaktadır. Başka bir görüşe göre Nieto, kral ve kraliçe için kapıyı açmaktadır.

Resmin sol tarafında ise Ressam Velazquez’in kendini büyük bir boy tuval üzerinde çalışırken görüyoruz. Kral ve kraliçenin aynadaki yansımasından portrelerini çizdiği anlaşılmaktadır fakat tarihte IV. Felipe ve eşinin bu boyutlarda bir portresi olmadığı biliniyor. Sanatçı kendini öyle bir biçimde canlandırmış ki, resmi bitirip bitirmediği veyahut daha bir fırça darbesi bile sürüp sürmediği anlaşılmıyor.

Kendi otoportresini esere ekleyen Velazquez’in kıyafetinde yer alan haç, ona verilen kraliyet emaresidir ve muhtemelen sonradan eklenmiştir.

Arka duvarda asılı duran iki tabloların birinde Arakhne ve Athena, diğerinde ise Marsias ve Apolon resmedilmiştir.

İzlenimcilerin atası kabul edilen Velazquez’in resimlerini hiçbir gönderme yapmadan yarattığına, gündelik bir fotoğraf gibi, geçip giden anı kalıcı biçime dönüştürdüğüne inanılmıştır. Bu tablo ile de Velazquez’in fotoğraf makinası bulunmasından çok daha önce, gerçek bir anı durdurmayı başardığı görülmektedir. Bu varsayıma göre de bu tablonun konusu da saray yaşamının kısa bir sahnesidir.

Fransız düşünür Michel Foucault, 1966 tarihli Kelimeler ve Şeyler (Les Mot et Le Choses(fr.)) kitabında tabloyu detaylı bir şekilde inceler ve ilk bölümünde şöyle der:

“Bir ressamın oradan itibaren bizi seyrettiği bir tabloya bakıyoruz. Bir karşı karşıya duruştan, birbirlerine bakan gözlerden, birbirlerine dik açıyla bakarken kesişen bakışlardan daha fazla bir şey değil. Fakat bu ince görülebilirlik hattı, dönüşte koskoca bir karmaşık belirsizlikler, alışverişler ve sıyrılmalar şebekesini kapsamaktadır. Ressam bakışlarını bize ancak, bizim onun modelinin yerinde bulunduğumuz ölçüde yöneltmektedir. Biz seyirciler fazlalığızdır.”

Yine aynı düşünür, Velazquez’in tabloda kullandığı ışık tekniği ve perspektif ile de şunları ekler:

“Ressamın gözleri, seyirciyi bakışlarının alanı içine yerleştirdiği ânda, onu kavramakta, tablonun içine girmeye zorlamakta, ona hem ayrıcalıklı ve hem de zorunlu bir yer vermekte, onun aydınlık ve görünür yanını yok etmekte ve onu donuk tuvalin ulaşılamaz yüzeyine yansıtmaktadır. Seyirci, ressam için görünür hale gelmiş ve kendi için kesinlikle görünmez bir görüntü halinde yüzeye aktarılmış olan görünmezliğini görmektedir. Marjinal bir tuzak tarafından çoğaltılan ve daha da kaçınılmaz kılınan şaşkınlık.”

Nihayetinde ise Foucault, şu sonuca varır:

“Belki de Velazquez’in bu tablosunda, klasik temsilin temsili gibi bir şey ve açtığı mekânın tanımı vardır. Nitekim, bu mekânın tüm unsurları, imgeleri, kendini sunduğu bakışlar, görünür kıldığı çehreler, onu doğuran hareketleri bu tabloda temsil etmeye girişmektedir. Fakat, buraya getirdiği ve hepsini birden sergilediği bu dağınıklığın içinde, özel bir boşluk, her yandan emredici bir şekilde işaret edilmektedir: Onu kuranın zorunlu olarak yok olması -benzediği kişinin ve gözünde benzerlikten ibaret olduğu kişinin-… Bu konumun kendisi -aynıdır- ortadan kaldırılmıştır. Ve sonunda, onu zincire vurmuş olan bu ilişkiden kurtulan temsil, kendini saf temsil olarak verebilir.”

————-

Kaynakça

https://tr.wikipedia.org/wiki/Nedimeler_(tablo)

https://www.pivada.com/diego-velazquez-nedimeler-las-meninas

Kelimeler ve Şeyler- Michel Foucault

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.