Yukarı Marmaracık’ta adalet ve sevindiren karar

Selam tüm okuyuculara, adaletin geçte olsa tecelli edeceğine inanan tüm hakkaniyet dolu yüreklere…

***

Bir kaç gün önce aldığımız umut verici haberle adalete olan inancımız ve güvenimiz yine yeşermeye başladı… Ne mutlu…

Geçtiğimiz yaz iki kez yerinde, giderek haber yapmış ve hatta haberimiz sonucunda CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Yüksel Özkan, olayı Meclis gündemine taşımıştı. Yüksel, devamında haberin kaynağı Yukarı Marmaracık köyüne gelmiş, incelemelerde bulunmuş, gazetemize ve bize de duyarlılığımızdan dolayı teşekkürlerini sunmuştu.

Sağolsun kendileri mesleki kimliği ve makamını kişiliğiyle bütünleştiren naif ve mütevazi biridir. Özlediğimiz siyasetçi profillerinden biri…

Olayı kısaca hatırlatmak gerekirse; Bursa’ya 30 kilometre kadar uzaklıktaki Yenişehir’e bağlı 2000 yıllık tarihi olan bir köy; Yukarı Marmaracık…

Nice medeniyetler, milletler görmüş, gittiğinizde de tüm ruhunuzla bu havayı soluyabildiğiniz bir yer… Kilise kalıntıları ve tarihi caminin karşı karşıya oluşu bile sizi bir zaman yolculuğuna çıkarabiliyor. Eski değirmenler, çeşmeler, evler ve alabildiğine bakir bir doğa… Köy, 1974’de heyelan tehlikesi olasılığı ve o dönem rahmetli Bülent Ecevit’in Köy-Kent Projesi kapsamında 3 kilometre aşağıya anayola yakın bir alana çekilir.

Bir kısım köylüler orada yaşamaya devam ederken, bir kısmı yukarıda kalan yerlerini bırakıp buralardan gider. Fakat 20 yıl önce giden bazıları emekli olduktan sonra köylerine geri dönüp tekrar evlerini tamir eder, bahçelerini ekmeye çabalar. Tabi onlar yalnız değildir. Köyle geçmişi olmayan fakat köye bağlı otlak alanın çıkan yasa gereği satışa çıkarılmasıyla beraber emekli olmuş, huzur bulmak için tüm resmi prosedürleri yerine getirip arsa satın alıp bu şirin köyde yaşamaya başlayan, bu köyden olmayan insanlarımız da var.

Toplamda 53 hane ve 200 kişi…

Öğretmen, esnaf, doktor, işçi her sınıftan emeklilerimizin beraber yaşadığı bir emekliler köyü aslında… Köyün tek çeşmesinden bahçelerindeki kuyularına da çekip yeşertmeyi başarmışlar, o yıllarca kıraç kalan toprakları… Fakat geçen yaz köyün tek çeşmesi de keyfi bir uygulamayla -ekiplerin gelip kesmesiyle- bu kişileri tamamen çaresiz bırakmış ve o noktada ne yapacaklarını bilemez hale gelmişlerdi.

Ve yıllardır tüm çabalarına rağmen bu köye ne elektrik, ne su, ne de köyün o tozu dumana katan yoluna bir çare bulamamış, çalmadıkları kapı bırakmadıkları halde bir türlü hizmet getirtmeyi başaramayan vatandaşlar, tek su kaynaklarının da iptal edilmesiyle beraber artık hiç bir şeye anlam veremez duruma gelmişlerdi.

”Biz vergimizi veren, yıllarca bu vatana hizmet etmiş insanlarız ve tek isteğimiz hak ettiğimiz hizmeti almak” diyorlardı ve haklıydılar.

Haberimiz yayınlandıktan sonra, kamuoyunun duyması, Meclis’e taşınması ve Milletvekilimiz Yüksel Özkan’ın duyarlılığının devamında tüm siyasiler köye akın etmeye başladı. Üst üste haberler yapılmaya başlandı ve bazı televizyon kanallarında olay gündeme getirildi.

Ve dördüncü güç dediğimiz medya ve basının da desteğiyle Marmaracık köylülerinin nihayet 20 yıl pes etmeden sürdürdükleri bu haklı mücadelelerinde yüzlerini güldürecek karar çıktı.

Adalete taşınan dosyada son kararı mahkeme verdi. Köylülerin Avukatı Güner Aklan; 3. İdare Mahkemesi 2020/721 Esas No’lu kararla suyun tamamının Yukarı Marmaracık’a verildiğini belirtti.

Avukat Aklan; “Alınan karar ile; içme, kullanma ve endüstri suyu ihtiyaçlarının her türlü yeraltı ve yer üstü kaynaklarından sağlanması ve ihtiyaç sahiplerine dağıtılması için kaynaklardan abonelere ulaşıncaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak veya yaptırmak ve bu kaynaklarda suların kaybına veya azalmasına yol açacak tesis kurulmasını ve bu tür faaliyetlerde bulunulmasını önlemek, bu konuda her türlü teknik, idari ve hukuki tedbiri almak davalı idarenin görev ve yetkileri arasında yer almakta olup içme suyu kapıtajına müdahale edilmemesi için kapıtaj kapağının kilit altına alınması ve kapağın açılmaması amacıyla kaynak yapılması, kanun ile kendisine verilen bu görev ve yetkilerin ifası kapsamında davalı idarece yapılan görevlendirme ve talimatlar çerçevesinde gerçekleştirilmiş olduğundan, idari işlem olarak değerlendirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Buna göre davalı idarenin; içme, kullanma suyu ihtiyaçlarının her türlü yeraltı ve yer üstü kaynaklarından sağlanması ve ihtiyaç sahiplerine dağıtılması görev ve yetkisi kapsamında davacıların içme ve kullanma suyu ihtiyaçlarını yeraltı ve yer üstü kaynaklarından sağlanması ve dağıtılması yönünde gerekli tesis ve projesini yapması gerekirken, davacıların su ihtiyaçlarını karşıladıkları içme suyu kapıtajına müdahale edilmemesi için kapıtaj kapağının kilit altına alınması, kapağın açılmaması amacıyla kaynak yapılması şeklinde tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.” diyerek, ”Mahkeme bu gerekçeler ile lehimize karar vermiştir. Yukarı Marmaracık’ın diğer sorunlarının çözümü için de siyasi ve idari anlamda gayret gösterilmesi gerekmektedir. Umarız ki; güzel sonuçlar yakın gelecekte alınır” açıklamasında bulundu.

***

Ve biz inanıyoruz ki yıllarca sabırla ve umutla bekledikleri bu karar sonucunda belki elektrik ve belki o tozu dumana katan bozuk köy yolu sorunu da bir an önce hallolacaktır.

Ve 2000 yıllık tarihine layık ışıldayarak parlayan sokaklarıyla, yine ezan sesleriyle, gülen camisiyle ve susuzluktan kurumuş bahçeleri yine yeşerecek…

Ve huzuru bulmak için gelen o güzel insanlar huzura göz kırpabilecekler.