Troller ve İnekler

En beğendiğim haber sunucusu Selçuk Tepeli’dir. Eminim ziraatçıların hepsi böyle düşünüyordur. Çünkü duyarlı olduğu tarımın bitirilişine belki biz ziraatçılardan fazla tepki göstermektedir. İçinde tarımla ilgili sorunların yer aldığı haberleri sunarken, en doğru çözümü de beden diliyle desteklediği kısa bir sözle ifade edebilmektedir.

İktidarın tarım politikaları hakkındaki eleştirel yazılarım çeşitli grupların sosyal medyalarında paylaşılınca, trollerinin küfür ve hakaretlerine maruz kalıyordum.  Hiç umursamayıp, “Ülkemizde bunca trol yerine süt ineği yetiştirilse, en azından çocuklar günde bir bardak süt içebilecek” düşüncesiyle doğru bildiklerimi yazmaya devam edince, onlar hakaret etmekten yoruldu.

Selçuk Tepeli, birkaç gün önce bu trol sayısının iki yüz üç yüz bin değil beş yüz bin civarında olduğu duyumunu aldığını söyledi. Bunun, tarım ekonomisi bakımından üzerinde durulmaya değer bir konu olduğu anlaşılıyor.

Dünyadaki sığır varlığı ile et ve süt üretimi her geçen yıl artarken Türkiye’de bunun tam tersi; her yıl gittikçe artan oranda düşüş yaşanmaktadır. Ortada bir parça et, bir kap süt varsa onu da Türkiye’de mülk alan, elini kolunu sallayarak Türkiye’yi işgale gelen Ortadoğulular ile onlara bu fırsatı veren iktidar çevreleri tüketiyor. Türk halkı ise sadece olanları seyretmekle yetinmek zorunda bırakılıyor.

Bu tezattaki hikmeti, iktidarın bilerek ve isteyerek hayvancılığı bitirmesinde ve beş yüz bin trolün Türkiye’de hayvancılık dâhil her şeyin iyiye gittiği yalanını başarıyla pompalamasında aramak gerekiyor.

14 Mayıs seçiminde iktidara gelecek muhalefetin, yıllardır halkı gerçek dışı beyanlarıyla aldatarak manipüle eden trolleri liyakatlerine uygun değerlendirmesi gerekiyor. Aksi halde kurnazlıklarını, şimdiki gibi meşru olmayan yöntemlerle ülkenin hep kötüye gitmesi için kullanmaya devam edeceklerdir. Dolayısıyla müstakbel iktidar Millet İttifakının, işbaşına geldikten sonra bu makbul trolleri son bir ithal inek kafilesi karşılığında dünyada ihtiyacı olan ülkelere göndermesi yerinde olacaktır.

Tabi bu, at veya koyun pazarlığı kadar kolay olmayacak, muhtemelen bir dışişleri ustalığı gerektirecektir. Bu takas başarılamadığı takdirde ise troller pekâlâ yurt içinde hayvancılık ekonomisine kazandırılabilir. Mesela; iktidarın aç bıraktığı ineklerimiz, yine iktidarın soğan yerine sahte seçmen yetiştirdiği arsalarda trollere otlatılabilir. Mesela; “suni tohumlamaya evet” ama yerli sığır ırklarımız yeniden ıslah edilecekse, tarım bakanlığının kaldırdığı boğa bakıcısı kadrosu da yeniden ihdas edilerek her köyde bir trol boğa bakıcısı olarak istihdam edilebilir.

Troller virüs gibidir, yerleştirildikleri toplumun yıpranmasına, güçten düşmesine ve çürümesine neden olurlar. İneklerse etin sütün kaynağıdırlar. Et ve süt, insan aklının yakıtı ve sağlığının güvencesidir, en çok da gelişme çağındaki genç nesillerin! Et ve süt tüketmeyen insanlar aklını kullanamaz. Kutuplaştırılmaları, bölünüp parçalanmaları ve ensesinde boza pişirilerek yönetilmeleri kolay olur. Onun için yurttaşları refah ve mutluluk içinde yaşayan ülkelerin trolleri değil, inekleri vardır. Dolayısıyla yağmalanan ülkemizin de trol ordularına değil inek sürülerine ihtiyacı var.

• Önder Gümüş/28 Nisan 2023