Siz kimsiniz?

Siz kimsiniz?
25.01.2021
A+
A-

İlkokul öğretmenim İdris Yaşar’ın ‘Kendini tanımayan başarılı olamaz’ sözü kulağıma küpe olmuş olacak ki, yaşamım başarıya ulaşmak için kendimi tanıma yolculuğuna dönüştü. Başaramama korkum, Bursa’nın bir dağ köyünden çıkıp beni kitaplara mecbur etti. Çünkü başaramazsam babamın deyimiyle kazma sapı beni bekliyordu. O zamanlar cılız ve çelimsiz yapımla çiftçilik çok örtüşmüyordu.

Bir yandan bitmek bilmeyecek gibi görünen okul yaşamı, diğer yandan Aziz Nesin’e soyadını kazandıran ‘Ben kimim, neyim?’ sorularıyla geçti.

Lisedeyken dersime çok iyi çalışamamıştım. Çünkü ‘Ben kimim?’ sorusuna birkaç yanıtım vardı. Zannettim ki, üniversitede bu sorunun tüm yanıtlarını bulabileceğim. Ama sorular değişmiş, kafam daha karışmıştı.

İş yaşamı boyunca da kim olduğum sorusunu sordum kendime. Baktım olmayacak not almaya başladım. Amin Malouf’un ‘Ölümcül Kimlikler’ kitabını bitirdiğimde kafam biraz netleşmişti.

Hepimizin farklı farklı kimlikleri vardı. Çok önemsiz gibi görünen bir kimliği yitirme tehlikesi baş gösterdiğinde o kimliğe sarılıyorduk.

Bir dönem etnik kimliğine bağlı bir siyaset anlayışına karşı neredeyse savaş ilan etmişken etnik kimliğimize karşı sataşmalar başladığında o kimliğe sımsıkı bağlanışımızı da bu kapsamda değerlendirmek gerekiyordu.

Savaşların temelinde kimliklerin ayrışması nasıl tetikleyiciyse kimliklerin örtüşmesi de iletişim denen olguya zemin hazırlıyor, alanını genişletiyordu.

Bütün bu uğraşlara karşın başarılı olamadığıma göre kendimi tanıma yolculuğum sona ermedi demek ki. Bununla birlikte kendimi tanıma uğraşım bana kendimle ilgili epeyce ipucu vermişti.

Bir gün, adı sıkça telaffuz edilen bir şirketin insan kaynakları müdürü arayışını sona erdirmeyi kafaya koyarak gittiğim mülakatta genel müdürü yaşamımda en çok zorlandığım soruyu sordu: ‘Sizi tanımak istiyoruz. Bu göreve talip olduğunuza göre… Öyle değil mi? Anlatın bakalım, siz kimsiniz?’

Bir şeyleri unutup atlarım korkusuyla makinalı tüfek gibi sıraladım:

‘İnsanım, erkeğim, babayım, evladım, dayı, amca, abi, yeğen, kuzenim, enişteyim, kayınbiraderim. Aşıklar sülalesindenim ama nüfus memuru yanlış yazdığından Işık’ım. Türküm, yörüküm, müslümanım, Bursalıyım, Kelesliyim, Belenörenliyim, dağlıyım. Demokratım, özgürlükten, insan, kadın, çocuk, hayvan haklarına saygıdan, emekten yanayım. Balık burcuyum, duygusallığım Akdeniz ırkı olmamdan geliyor. Mülkiyeliyim, iletişimciyim, Bursa Erkek Liseliyim. Allaha şükür Fenerbahçeliyim. Atatürk’e hayran, yaptıklarına müteşekkirim. Yurtseverim. Gazeteciyim, yazarım, insan kaynakları gönüllüsüyüm. Danışmanım, eğitim uzmanıyım, yöneticiyim. Hayvan severim. Bir dönem çocuktum, gençtim, askerdim, başkandım, üyeydim. Emekliyim ama emekçiyim. Peryönlüyüm. İyi bir okurum. Gelişime ve değişime açık, iletişim sorunlarını az  yaşayan, elini taşın altına koymayı seven, sorumluluk duygusu yüksek, sabırsız, uyumlu, -eşime göre- inat, sosyal, aceleci, ekip oyunculuğunu tercih eden, astlarının kapasitesini  zorlayan, işiyle bütünleşen, zaman zaman iş-aile dengesini kuramayan, işletmekten çok kurmayı seven, monotonluk yerine hareketi tercih eden biriyim.’

Hızımı alamamıştım. Soluk alıp  ‘Daha çok…’ diye başlamıştım ki, genel müdürün bir el hareketiyle sustum. ‘Yeter’ dedi. ‘Yeterince bilgilendik. Görüşme bitmiştir. Çıkabilirsiniz.’ Şaşkınlıkla ve ne olduğunu anlamaya çalışarak özgeçmişimi ve bazı belgelerimi çantama tıkıştırdım. ‘Siz sormuştunuz…’ deyip odayı terk ettim.

Dönüş vapurunda hep bu mülakatı ve nerede hata yaptığımı düşündüm. Kendimi hala tanıyamadığımı, tanıdığım yönlerimi de anlatamadığımı, ya da anlattıklarımın karşımdakileri çok fazla etkilemediğini düşündüm.

Ya da dedim kendi kendime; ‘Siz kimsiniz sorusunun yanıtı ne olmalı? Genel müdüre sıraladığım özellikler olmasa acaba kendimi tanımlamış olur muydum? Beni tanımak adına beklentisi hangi özelliklerimi öğrenmekti dersiniz?’.

Peki siz kimsiniz? Anlatın bakalım…

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.