Depremzede gençler ve çocuklar şeytan soyundan mı? 

Depremzede gençler ve çocuklar şeytan soyundan mı? 
25.03.2023
A+
A-

Türkiye’nin güneydoğusunda bin yılın en büyük depremlerinden biri oldu. Bu sırada iktidarda da bin yılın en beceriksiz yöneticileri vardı. İktidarın yanlış politikalarının altında can çekişen ülke, bu depremle birlikte tümüyle onulmaz bir enkaza döndü.

Depremin ardından neredeyse elli gün geçti. Yaklaşık on beş milyon insanın yaşadığı bölgede tarım ve sanayi alanında üretim yapılamayacak durumda. Esnaflık ha keza. İktidarın ve emrindeki kamu kurumlarının müdahale etmekte sınıfta kaldığı deprem bölgesinde, yardımsever yurttaşların ve muhalefet belediyelerinin müdahalesiyle ancak  insanlar hayata tutunmaya çalışıyor.

İçinde bulundukları sıkıntılara ek olarak en büyük kaygıyı depremin çocukları ve gençleri yaşıyor. Bölgede ilk ve orta öğrenime ara verilirken üniversite öğrenimine depremle ilgisi olsun olmasın tüm ülkede ara verildi. Oysa dünyanın hiçbir yerinde savaşta veya afetlerde eğitime ara verildiği görülmemiştir. Bu iktidar dönemine kadar bizde de öyleydi. Bilimsel eğitime düşman olduğundan olsa gerek, iktidarın en ufak bir olayda devre dışı bıraktığı alan eğitimdir. 4+4+4 sistemiyle ilk, orta ve lise eğitimi zaten çökmüş durumda. Üniversite sayısının ikiye üçe katlandığına bakmayın. Eskiler hariç hepsi bilimsel eğitimin olmadığı, araştırmalara kapalı, liyakatsiz yöneticilerin ve öğreticilerin atandığı, orta ve lise düzeyinde dahi eğitim veremeyen, kimi zaman da sahte diploma dağıtan gecekondu üniversitelerdir.

Yakın bir gelecekte önce lise sonra da üniversite giriş sınavı yapılacak. Peki, yazılı ders notlarını, kitaplarını, okulunu, sınıfını, arkadaşlarını, öğretmenlerini kaybetmiş çocukları ve gençleri, ülkenin diğer çocuklarıyla, gençleriyle aynı günde ve eşit olmayan koşullarda sınava sokmak hangi adalete, kanuna, vicdana sığar?

İktidar hazzetmediği Türk milleti yerine kendisine yeni bir millet oluşturmak için Suriye’den, Asya’dan, Afrika’dan topladığı ne idüğü belirsiz on milyonlarca kişiyi ülkemize soktu. Bunların en az yarısı çocuk ve genç. Hepsini kendince çağdışı bir eğitim kapsamına almış durumda. Bu sürüsüne bereket yabancı çocukları Türk milletinin vergileriyle beslemekte, eğitmekte, gençleri de basından öğrendiğimiz kadarıyla sınavsız bir şekilde üniversitelere yerleştirmektedir.

Hal böyleyken ülkenin eğitiminden sorumlu Milli Eğitim Bakanlığı ile YÖK, depremin yıktığı illerde sağ kalan, canlarından başka her şeyini kaybetmiş bu milletin çocuklarının ve gençlerinin eğitimiyle ilgili neden bir önlem almaz? Liseye ve üniversiteye girişleri için bir plan, program yapmaktan bu kadar mı aciz? İktidarın ve eğitimden sorumlu kurumlarının gözünde, depreme maruz kalmış bu memleketin evlatlarının Suriyeliler, Somalililer, Afganlılar kadar da mı değeri yok?

Ülkenin depreme hazırlıklı hale getirilmesine yetecek paranın beş katıyla Türkiye Cumhuriyeti düşmanlığı yapan yabancılara kucak açıyorsunuz. Peki, geçtim internetinin, dizüstü bilgisayarının olmasını; kalemi, defteri, kitabı, sıcak bir yatağı, yatağını sereceği bir çadırı olmayan, varsa çadırı çadırında elektriği olmayan, temiz suyu, yeterli yiyeceği olmayan, hepsini geçtim bağıra çağıra enkaz altında annesinin veya babasının veya her ikisinin veya kardeşlerinin ölümüne tanıklık etmiş deprem çocuklarının, gençlerinin eğitim sorununa el atmayışınıza ne demeli?

Bu seçim arifesinde herkes kendince not alıyormuş. Emin olun, geliyorum diyen depremden şans eseri kurtulan ancak sorumlular tarafından yalnız ve çaresiz bırakılan lise ve üniversite sınavına girecek çocukların, gençlerin tuttuğu not, hepsininkinden daha kalıcı ve yaptırımcı olacaktır.

  • Önder Gümüş/25 Mart 2023
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.