Cumhur İttifakı, iktidarın gücünü kullanıyor

Selam tüm okuyuculara, selam olsun sevgiyi, saygıyı, dürüstlüğü, adaleti şiar edinmiş tüm güzel yüreklere… 

Siyasetle halkın bu kadar iç içe yaşadığı nadir ülkelerden olduğumuz bilinen bir gerçekken nedenini merak ediyor muyuz veya hiç merak ettik mi acaba? Birçok ülkede halk seçmen olarak oyunu kullanır, belki seçim zamanı sadece partililer meydanda olurken; bizde evde, sokakta, işte, kahvede yani yaşamın aslında her alanında mutlaka siyasi sohbetler, tartışmalar, bazen fanatizme varan taraftarlık hep olmuştur.

Peki sebep?

Kimine göre menfaat, kimine göre ideolojik düşüncenin yıllarca empatiden uzak devam edişi, kimine göre sistemin çok uzun yıllardır bir türlü düzene oturmayışı, kimine göre hukukun tam olarak işlemeyişi ve tabii ki ekonominin kimine dünyaları verirken, kimini bundan tamamen mahrum bırakışı… Eh tüm bu sebepler de vatandaşı siyasetin dışında bir türlü bırakamıyor.

Özetle; siyaset, vatandaşın tüm bu soru işaretlerine yanıt veremediğinden vatandaş da müdahil olmak zorunda kalıyor ve keşke bu zorunluluğa maruz bırakılmasa…

Evet ülkemiz yine siyasette hareketli günler yaşarken seçim atmosferi, erken seçim talepleri, siyasi söylemler, vaatler, transferler ve tabii ki yeni oluşumlar..

Cumhur ve Millet İttifakı’nın dışında üçüncü ittifak fısıltıları…

Gerçi artık fısıltı denir mi bilmem ama üçüncü ittifak partileri Bursa’da ‘Bursa ittifakı’ ismiyle startı verdi bile… Memleket Partisi, DSP, Doğru Parti, GDP, TDP, Cihan Partisi, Genç Parti, LDP ve Bağımsız Türkiye Partisi’nin birlikteliğiyle gerçekleşen bu oluşum geçen hafta Şehreküstü 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda birlik mesajları vererek elektri̇k zamlarını protesto etmek için bir araya gelip basın açıklaması yaptılar. Birkaç gün sonra ise yine basına özel verdikleri kahvaltı organizasyonunda gazeteciler davet edildi.

Açıkça söylemek gerekirse izlenimim, ülkemiz için bir şeyler yapma çabaları samimi gelse de tabii ki önümüzdeki günlerde ancak kafamızda tam olarak netleştirebiliriz. Çünkü halk olarak artık daha temkinliyiz. Biliyoruz ki ve maalesef defalarca gördük ki; siyasetin, koltuğun aurası kimleri değiştirmedi ki… Dediğim gibi toplantı samimi bir ortamda gerçekleşti ve sorularımıza da aynı samimiyetle cevap verildi.

Kahvaltı sonrası dokuz partinin ortak basın metnini daha önce de CHP Bursa teşkilatında yıllarca başkanlık gibi görevlerde de bulunmuş,  siyasetin tanıdığımız isimlerinden, Memleket Partisi Bursa İl Başkanı Güner Aklan okudu.

Şimdi bu metinden bazı ana hatları size aktarmak istiyorum:

”Bizi bir araya getiren amaç; Cumhur ya da Millet İttifakı’na bir seçenek olmak değil, 3 milyon 200 bine dayanan nüfusu ile Türkiye’nin dördüncü, yarattığı katma değer ve ekonomisi ile de ilk üçte yer alan güzel Bursamızın hem güzelliğini, hem de hemşehrilerimizin haklarını son nefesimize kadar korumak ve kollamaktır. Cumhur İttifakı partileri iktidarın gücünü son damlasına kadar kullanıyor. Ancak bir Bursalı olarak bizim beklentimiz de bu kadar üreten, üretirken de bir o kadar tükenen kentimizin hakkına düşen yatırımını görmek istiyoruz. Ama maalesef deyim yerindeyse yatırımın gölgesini dahi göremiyoruz. Bursa’ya ne yapılmış görelim; Kapalı çarşı ve tarihi hanlar çevresinde, içinde Boyner mağazasının da olduğu 40 küsur binanın yıkımı, Atatürk Stadı’nın olduğu alanla birlikte içlerinde Gökdere’nin de olduğu bölge dahil kentimize kazandırılan 6 millet bahçesi, büyük bir kısmı Sönmez ailesi tarafından inşaatı devam eden 13 katlı devlet hastanesi, belediyenin küçük düzeltmelerle yaptığı yol tamiratları hafızalarımızda yer alacak Bursa’ya yakıştı diyeceğimiz kaç proje hatırlıyoruz ki… Şehrin dışına bir şehir hastanesi yaptılar, oraya gidecek olan yolun maliyeti, hastane maliyetinin 2,5 katı oldu. Neden bunlar düşünülmeden projeler hazırlanıyor?

Acemler’in göbeğinde inşa edilen hastane ile ilgili de çok ilginç bilgiler bize ulaşıyor, hastane inşaatı başlamadan önce ‘şehrin trafik yükünü düşündük o nedenle biz bu hastaneyi 510 yataklı ve küçük bir alana yapacağız’ dendi. Şimdi ise neredeyse Timsah Park’tan başlayıp yıkılan Zübeyde Hanım Hastanesi’nin arsasının büyük çoğunluğuna kadar uzanıyor. Pandeminin tavan yaptığı bir dönemde bizler tabii ki sağlık yatırımlarını destekliyoruz. Ancak yapılan yatırımları hastane özelinde bazı soruları da gündeme getirmek şart olmuştur. İnşaat başlamadan önce basına servis edildiği gibi bir yapı düşünüldü ise ne değişti de kapasitenin 2,5 katı yatak ve hacim yaratıldı bölgede? Amaç mahalle sakinlerinin dediği gibi Çekirge Devlet Hastanesi’nden boşaltılacak olan alana rezidans projesi inşaatı mı yoksa şehrin dışına inşa ettiğiniz hastane nedeniyle oluşan ulaştırmayan trafiğin üzerimizde oluşturduğu baskı mı?

Yakın zamanda bir siyasi partinin il başkanı Bursa’ya on yıldır uğramayan yüksek hızlı tren inşaatı ile ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada yüksek hızlı trenin Bursa’da masal olmasının tek bir sebebi var, yüksek hızlı tren için coğrafi şartları hiç düşünmeden proje hayata geçirilmeye çalışılmıştır. Bursa’nın coğrafi yapısı, ne yazık ki tünelleri uygun değildir. Bunun en bariz örneğini Doğancı Barajı üstünde yapılan tünelde de görebiliriz, o tünel hem baraja baskı oluşturdu, hem de yapım ihalesi üzerinden çok daha yüksek bir maliyete neden oldu ve tamamlanma süresi iki kat uzadı. Söz Doğancı Barajından açılmışken kentimizin içme suyu iki barajdan sağlanıyor, her iki baraj da kentimize çok uzun zaman önce kazandırıldı. Bugün Bursa’da kuraklığı konuşuyoruz. Şehrin 95 km uzağındaki bir barajdan getirilen içme suyunun Bursa’ya entegre edilmesi ile Bursa’nın su sorununun çözümünü konuşuyoruz, 700 yıllık bir şehirde yaşıyoruz. Ve en genç su sistemi 45 yaşında. Şebekelerde su kaçakları mevcut, barajların da ıslaha ihtiyacı var. İlgili kurumlar bunu yaparsa Bursa’nın su sorunu da büyük ölçüde giderilecektir.

Nilüfer ilçemize yoğunluklu göçler var, nüfusu en hızlı artan ilçemiz Nilüfer’de geçmiş dönem yapılan yanlış uygulamalar, şehrin batısında beton kütlelerin yükselmesine neden oldu. Bursa için beklenen 6.5 şiddetli bir depremde insanların toplanacağı alanlar sadece bir avuç, şehrin içinde kalan mahalle mezarlıkları.

Bakanlık kamulaştırması ile Kapalıçarşı ve hanlar bölgesi metruk görüntüden kurtarıldı, kurtarılan bu bölgede tekrar 6-7 katlı bir yapı yapılacağı bilgisi geliyor. Belediye başkanı bu kente tarih yazmak istiyorsa değil bina, çakıl taşına bile izin vermemelidir. Kavaklı bölgesinde yıkım var, bölgeyi tarihle buluşturduklarını ifade ediyorlar. O zaman Çakır Hamamı’nın hemen arkasında yükselen yedi katlı binaya nasıl izin veriyorsunuz? Çakır Hamamı’nın Tahtakale havzası ile buluşması sağlanarak o bölgenin bir açık hava müzesi haline dönüştürülmesi gerekmektedir.

Büyükşehir bazı ihtiyaçlarını gidermek amacıyla bir araç kiralama ihalesi açıp sonradan iptal etmişti. İptal edilen ihale sonrası yeni ihale yapıldı, bu konuda bizlere ulaşan bilgi de peşin kira ödenen ve sayıları yüzleri bulan bu araçlar Büyükşehir Parkı’nda (BUSKİ) bekletiliyormuş. Biz bunun sebebini de merak ediyoruz.

Bu aralar her birimiz hayat pahalılığından şikayet ediyoruz. Gelen faturalar pazarda, marketlerde fiyatlar el yakıyor; asgari ücretin artırılmasının neredeyse bir anlamı kalmadı.

Unutmayalım, hayatı ucuz ama kaliteli yapacak olan tek şey insana olan yatırımdır.”

Sonrasında söz alan Gelişim ve Demokrasi Partisi il Başkanı Zeki Baştürk de bir eğitimci olarak özellikle son birkaç yıldır yıkılan onlarca okulun hala yapılamadığını, eğitimin bu sebeple zora girdiğini ve bunun akıl almaz bir durum olduğunu yineledi…

Bursa ittifakı il başkanları, her hafta farklı bir konuyu ele alarak halkla iç içe olacaklarını da ifade ettiler…

Evet, şu an Bursa ittifakı çok yeni ama yaptıkları çıkışla gündemin dikkatini ülke genelinde çekmeyi başardılar. Tabii ki bununla beraber eleştiri oklarına da hedef oluyorlar. İlerleyen günlerde tıpkı diğer siyasi partiler ve ittifaklar gibi biz üçüncü ittifak partilerinin de takipçisi olacağız ve tarafsızca sizleri bilgilendireceğiz.

Ve pek tabii ki dileğimiz halkını en çok seven, en vatanperver, cumhuriyet değerlerini en çok kanıksayan, en vicdanlı ve en adil kimse sandıktan da onun çıkması…

Sevgi ve umutla…