‘Bursa ittifakı’ndan sağlıkçılara tam destek

‘Bursa ittifakı’ndan sağlıkçılara tam destek
28.02.2022
A+
A-

Selam tüm okuyuculara ve selam olsun emeğin değerini bilen tüm güzel yüreklere…

Sağlığın değerini daha iyi anladığımız pandemi dönemi her ne kadar ilk zamanlardaki kadar bizi korkutmasa da etkisi hala devam etmekte…

Yine vaka sayıları yine ölümler…

Tabii ki aşının faydasını görmezden gelemeyiz. Salgının ilk günlerdeki hararetini ciddi oranda azalttı. Bu dönemin isimsiz kahramanları sağlık çalışanlarının özverilerini de pek tabii ki unutamayız, gözardı edemeyiz. Doğru, bir çoğumuzun düşündüğü gibi görevleriydi. Fakat bir çok işte görevlerini aksatan, umursamayan insanları da düşünerek, bence sağlık çalışanlarımız doktoruyla, hemşiresiyle, personeliyle gösterdikleri insanüstü çabalarıyla bir tarih yazdılar ve yazmaya devam ediyorlar. İyi de özellikle son zamanlarda doktorlar başta olmak üzere sağlık personelleri neden iş bırakma, eylem vs gibi halleriyle hep gündemdeler…

Ayda 10 tane 48 saatlik nöbetler tutup karşılığını alamadıklarından mı?

Bir çok hastanede döner sermayenin dışında tutulmalarından mı?

Çoğunun maaşı asgari ücretten sadece 1000-1500 lira fazla oluşundan mı?

Bir çok doktorun maaşını söylemeye, itibarını zedelediği için utandığından mı?

Üniversitede ilk 5 binlerde kazanıp, liseyi bitirip girdiği formalite özel okullardan veya sadece üniversite şartı koyulduğu için yine formalite bilmem kaç yüz bininci bir bölümü bitirip liyakatsızca girdiği işlerden milyonlarca alıp doktorlara efelenenler yüzünden mi?

Günde 150-200 hasta verilip taaa sıranın en sonundaki beni muayene et deyip, edemeyen doktora masa fırlatmasından mı?

Veya usulsüzce başka birinin nüfus cüzdanını getirip, “hastayı görmeden ilaç yazamam” diyen doktorun başının duvarlara vuruluşu mu?

Hamile hemşirenin yerlerde sürüklenişi mi?

Öldürülenleri söylemeye ise dilim varmıyor.

Tüm bu yaşanılanlar sebebiyle ruhen çöküp intihar eden doktor sayısı da azımsanmayacak düzeyde maalesef…

Bir çok sağlık çalışanın korku içinde görevlerini yapmaları, bir çok kurumdan daha az maaş almaları ve hiç bir dönem olmadığı kadar doktor istifası ve yurt dışına gitmek için yine hiç olmadığı kadar başvuru…

Tüm bu olanlar düşünüldüğünde, yakında doktor içinde dışa bağımlı olmamız çok da uzak görünmüyor gibi…

Ve sağlık çalışanlarının tüm bunlara rağmen çığlıklarının duyulmaması, önemsenmediklerini düşünmeleri de onların en büyük sıkıntısı…

Bu bağlamda; her hafta 15 Temmuz Demokrasi ve Şehreküstü Meydanı’nda toplanarak ülke gündemine ve vatandaşı derinden etkileyen sorunları dile getirmek ve destek vermek için bir araya gelen Memleket Partisi, DSP, Doğru Parti, Gelişim ve Demokrasi Partisi, TDP, Cihan Partisi, Genç Parti, LDP ve BTP il başkanları bu hafta da sağlık çalışanlarının sorunları için bir araya geldiler. İl başkanları, 4’üncüsünü gerçekleştirdikleri basın açıklamasında sağlık çalışanları ve corona sürecini değerlendirdi.

Basın açıklamasını ise Doğru Parti İl Başkanı Kamil Karasıl okudu.

Açıklamada şöyle denildi;

”Sağlık emekçilerinin sorunları dayanılmaz boyutlarda. Sorunlarıyla uğraşmaktan kendi işlerini yapamaz durumdalar. Bugün bütün sağlık sistemi kangren haline dönüştü. ”Sağlıkta devrim yaptık” yaptık dediler. Önce hastaneleri yıktılar. Yıkmak, iktidarın işi. Yıkmak kolay, yapmak zordur çünkü. Kolay olanı seçtiler. Yaptıkları tek hastaneyi kent dışına çıkardılar. Hastalar, yaşlılar ulaşamaz oldular. Derdiyle uğraşırken bir de ulaşım çilesi çektiler. Bırakın hastanelere ulaşmayı, randevu almak bile zorlaştı. Dünyayı derinden etkileyen corona salgını bizi de vurdu. Hazırlıksız yakalanmıştık. Uzun süre gizlenmişti toplumdan. Salgın süreci iyi yönetilemedi. Bilim insanlarını dinlemediler. Bilim dışı uygulamalarına bir de ekonomik kriz eklendi. Maske dağıtılamadı. Aşı bulunamadı. Özveriyle çalışan sağlıkçılar, çalışanları kendi sağlıklarından oldular. Yüzlerce sağlık çalışanı, canlarıyla ödedi.

ÇALIŞANLAR MUTSUZDUR!

Çalışanlar mutsuzdur. Sebzeden meyveye, yumurtadan çocuk bezine dek yapılan zamlar, herkesi canından bezdirdi. Uykusuz, yorgun, evine uğramadan salgınla mücadele eden sağlıkçıları balkonda alkışladılar. ”Hakkınız ödenmez” dediler. Gerçekten de haklarını ödemediler. Çalışanların gerçek gelirleri düşmüş; aylıklara yapılan zamlar, daha yılın ilk ayında tükenmiştir. Artan pahalılık nedeniyle sağlık çalışanlarını yokluğa ve yoksulluğa mahkum ettiler. Çalışanlar mutsuzdur. Pahalılık ve yoksulluk, artan şiddet, angaryalar ve mobbing derecesine varan baskılar çalışanları bezdirmiştir. Hasta yakınlarının saldırılarına uğradılar. Dövüldüler, yaralandılar, öldüler. Sahip çıkan olmadı.

Can güvenlikleri sağlanmadı. Çalışma koşulları ağırlaşmıştır. Artan şiddet olayları, güvencesiz çalışmanın dayatılması, ücret güvencesizliği, pandemi koşulları, aşı ve tüm diğer rutin hizmetlerinin yoğunluğu, çalışma ortamlarının sorunları, sağlık çalışanlarını son derece rahatsız etmiştir. Moral bozukluğu yaratmış, onların mutsuzluğuna yol açmıştır. Tüm bu olumsuzluklara bir de mobbing uygulamaları eklenmiştir. Haklarını arayanlara baskı uygulanmaktadır. Son olarak çıkarılan ceza yönetmeliği, yaşananlara tuz biber ekmiştir. Ödül beklerken cezalandırılmışlardır. Onlar da çözümü ya emeklilikte ya da yurt dışına gitmekte bulmuşlardır. En nitelikli doktorların yurt dışına göçmelerinin sorumlusu, süreci doğru yönetemeyen iktidardır.

ÖNERİLERİMİZ

Sağlıksız çalışma ortamlarına ve uygulamalarına son verilsin. Tüm sağlık çalışanlarına insanca yaşayacak, emekliliğe yansıyacak temel ücretler verilsin. Mobbinge, keyfiyete, yandaş sendika baskısına, kuralsız ve güvencesiz çalışmaya, anti demokratik uygulamalara son verilsin. Cezalandırma yönetmeliği geri çekilmelidir. ASM’nin (Aile Sağlık Merkezleri) çalışması performans kriterlerine göre değil bilimsel ve halkın gereksinimlere göre olmalıdır. Giderek artan şiddet olaylarına karşı etkili ve caydırıcı bir şiddeti önleme yasası çıkarılmalıdır. Sağlık çalışanlarının çığlığını duymazlıktan gelen yetkilileri bir kez daha uyarıyoruz. Kulaklarınızı açın ve çığlıkları duyun. Sağlık çalışanlarının sorunlarını bir an çözün.”

Sağlık, her şeyden önce gelir. Sağlık, en büyük zenginliktir.

Dokuz muhalefet partisi il başkanı, ‘sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur’ diyerek bu hafta da sağlık çalışanlarının sorunlarına değindiler ve destek verdiler…

Evet; ‘Bursa ittifakı’ ilk başlarda bir çok çevre tarafından çok önemsenmese de, bir şey yapamazlar dense de, onlar eleştirilere bakmaksızın tam gaz devam ediyor, bir çok siyasi partinin yapmadıklarını yapıyorlar. Her hafta vatandaşı derinden etkileyen, üzen önemli konuları ele alıp tepkilerini gösterip destek oluyorlar. Çekişmelerden, seçim yarışından uzak daha farklı bir yoldan ‘vatandaşın sesi’ olarak ilerliyorlar. Ve izlenimlerimize göre de gitgide vatandaşın dikkatini çekmeye, sempatisini kazanmaya da başladılar… Çünkü vatandaş meselenin özünü duymak istiyor siyasilerden… Sorunlarının önemsenmesini, dikkate alınmasını ve çözüm bulunmasını istiyor. Artık o parti bu parti umurunda değil.

Sağ mı?

Sol mu?

Muhafazakar mı?

Partizanlık, ideolojiler çok da takmıyor… Belli ki çekilen sıkıntılardan bilinçlenen bir seçmen kitlesi oluştu. Bence bunların farkına varan siyasi partiler de seçmene yol arkadaşı olmaya aday olacak gibi…

Ne diyelim; en vicdanlı, en adil ve aklını, menfaatlerini ülkesi ve halkı için kullanan en vatanperver kimse, sandıktan da o çıksın…

Sevgi ve umutla…

YORUMLAR

  1. Pınar gültekin dedi ki:

    Çok değerli doktorlarımızın çalışma şartları ve hakettikleri ücretlere kavuşturamazsak kaybeden bizler olacağız devlette ücretsiz muayene olduğumuz doktorlara özelde binlerce liraya muayene olduğumuza mı üzülelim yoksa yurtdışına gitmek zorunda kalan doktorlara mı üzülelim bir an önce acilen doktorlarımızın sorunları çözüme kavuşturulmalı bu konuya yer veren Çağla Şahin e de teşekkür ederiz