BOP / SURİYE

BOP / SURİYE
22.08.2022
A+
A-

Murathan Mungan, “Bu ülkede her şey olabilirsin ama asla rezil olamazsın.” söylemini önceleri biraz yadırgadım ama sonuçta çok da haklıymış…

Yıllardır, politik açıdan hataya düşen, dünya gerçeklerini göremeyen, kandırılan zihniyetin bu süreçte güzel ülkeme verdiği maddi/manevi  zararların hesabını “iktisat” eğitimi almış ve diploması olan birisi olarak hesaplaman zor…

Yıllardır, “Kardeşim Esad ikileminden Katil Esed” sonucuna vardık… Suriye’yi yıkmak için tüm gücümüzle, muhalif katil ruhlu yobazlara bütçe dışı ödeneklerden her türlü desteği verdik.

Ama bir türlü ”Emevi Camisi”nde namaz kılamadık. BOP’un tüm desteğini alarak bir türlü SURİYE’yi yıkamadık.

1982’de yayınlanan, İsrail için “Oded Yinon” planı, 2003 tarihinden itibaren BOP çerçevesinde uygulanmaya başlandı.

1 Mart 2003 tezkeresi ile hükümetin, BOP gereği Irak’ı işgal planının “Yüce Meclis” tarafından reddedilmesi tarihi bir duraktır.

Ama maalesef o günkü hükümet yine bir yolunu bulup, Irak’ı bölme planlarının içinde yer alarak emellerine kavuşmuştur. Sayelerinde Irak bölünüp, İsrail/Yahudi besleyicisi bizlerin desteklediği  hain “BARZANİ” birden kankamız oluvermiş.

Babalarının İsrail uşağı olduğu bilinen oğul Barzani, devletimiz tarafından kırmızı halı/pasaportla protokol eşliğinde karşılanan “HAİN BARZANİ!”

BİP (Büyük İsrail Projesi) gereği Mısır ve Irak’tan sonra sıra SURİYE, İRAN ve TÜRKİYE’ye gelerek BİP/BOP nihai amacına ulaşacaktır!!!

ELBETTE… HAYAL ÜRÜNÜ… ama, adamların BOP/BİP gibi bir hayalleri var…

Ama, bizler o hayallerini “yırtar, atarız”  “BOP Eşbaşkanıyım” diyen zihniyete karşılık…

Suriye’den gelen yaklaşık 5 – 6 milyon ”göçmen/geçici göçmen/ sığınmacı” adı altında vb. tüm insanlara; Cumhuriyetimiz kazanımları fabrikaları/limanları vb. değerlerini satarak tahmini 70 milyar Dolara yakın “bedel” ödedik…

Ne için/neden/nasıl/niye????

Sırf, “Kardeşim Esad ikileminden Katil Esed” varsayımına dek… Bu insanları sigortasız çalıştırarak, hem onların emeklerini “çaldık” hem devlete, karşı sorumluluğumuz olan “Vergilendirilmiş kazanç kutsaldır” sorumluluğunu ve vicdanını kamu görevlileri eliyle harcadık…

Vergisiz çalıştırarak, serbest piyasa koşullarına müdahale ederek, dengeleri bozup, kamu maliyesine ihanet ettik. Resmen “kayıt dışılığa” devlet desteği ile yol açtık …

Bizi yönetenler bu “sigortasız” çalışan yabancıları bir başarı unsuru gibi göstererek, övünmeleri çok ilginç… Halbuki bu durum utanılacak bir olgudur…

Adam, yabancı göçmen, piyasadaki asgari ücretin yarısı bedelle iş bulmakta… Çünkü çoluk/çombalak, Allah ne verdiyse bir ailede 3-4 kişi çalışıp sürümden kazanma peşindeler.

Güzel Devletim, her açıdan vergi/sigorta primi açısından ne kadar “zarar” ettiğinin bilincinde bile olmaması, ne yazık ki “tek adam / partili cumhur” sisteminin sonucudur…

Bizler, birilerinin dediği gibi, 3 – 4 çocuk istemi; ekonomik gerçekler sonucu ancak zorlayarak maksimum 1 çocuk eşiğindeyken, Suriyeli sığınmacıların 4 – 5 çocuk bandında üremeleri sosyolojik/psikolojik/toplumsal açıdan bir “tez” konusudur.

Şu bir gerçektir ki, bu süreç devam ettiği sürece; “demografik” yapımız, (Hatay/G.Antep) değişecektir.

Bu, “küresel bir süreçtir” şimdiden “nüfus artış hızı/gücünün” dikkate alınması gerekir diye düşünüyorum. Küresel güçlerin zaten istediği bu değil mi? “Böl yönet” mantığı küresel bir süreçtir.

2003 yılında eski ABD Dışişleri Bakanı  Condoleezza Rice tarafından kaleme alınan makale, “Ortadoğu’da Türkiye de dahil 22 ülkenin sınırları değişecek” fikri, BOP/BİP projesinin sürecidir.

Lütfen tarihimizi iyi araştırıp ona göre bir sentez yapmak zorundayız.

Günümüze gelirsek; ev kiralarının ortalama 4.000 – 5.000 TL bandında, ev satış fiyatlarının da minimum 1.000.000 TL ve üzerine yönelmesi bizlerin ev kirası/satınalma ikileminde, çocuklarımızın/ gençlerimizin önünde en büyük engeldir.

Çocuklarımızın/gençlerimizin geleceği ve en önemlisi “papatya” gibi huzur yaratan duygu yoğunluğu ve “gül/karanfil” gibi kokan ortamdan, tüm umutlarının yok edildiği bir kaos/karamsar ortamında olmaları, acı vericidir. Onların güzel emelleri/duyguları yok olmuştur.

Zaten, iş bulmada yetersiz olumsuz durumla karşı karşıya gelen gençlerimizin, bir de evlenmeleri durumunda “konut” sorunu ile karşı karşıya kalmaları, yaşama ”10 – 0 mağlup” başlamaları denklemini getirmektedir. Keşke gençlerimiz, “sosyal devlet” gereği hayata ”10 – 0 galip” başlasalar!

Ne zaman ki güzel ülkemin vizyonu; 3 – 4 çocuk yapın, zoraki ikileminden, “gençleri kendileriyle özgür bırak” sonucuna vardığımızda, çağdaş seviyeye ulaşacaktır.

Tüm hatalı dış politikalardan arınsak bile, Cumhuriyetimizin bizlere emaneti 70 milyar Dolar civarındaki kazanımlarımızın, inat uğruna  sıfırlanması bizler için utanç kaynağıdır.

Suudi Arabistan, BAE, KATAR ve Rusya’dan utanarak “döviz talep etmemiz” benim/bizlerin “MİLLİYETÇİLİK” ruhunu alaşağı etmiyor mu???

Ya sizler için desem…!!!

“Bu ülkede her şey olabilirsin ama asla rezil olamazsın.”

Biz, Atatürkçüler, hiçbir daim rezil olmadık, olmayız da, ya sizler…!!!

Sağlık, sevgi ve hoşgörü ile kalınız…

YORUMLAR

  1. İdris SEVER dedi ki:

    Harika! Çok güzel ifade etmişsiniz. Selamlar, saygılar…

    1. Tansel Saylı dedi ki:

      İdris Kardeşim, tesekkurker….

  2. Nejat Özaksoy dedi ki:

    Bravo. Kalemine yüreğine ve aklına sağlık.
    Tam olarak yaşadığımız sürek budur. Bu karanlık dehlizden aydınlığa çıkabileceğimiz güçlü istikrarlı ve birleştirici muhalefetin iktidara gelmesiyle yapılan tüm yanlışları silerek yeni bir kader belirlenmelidir bu saygıdeğer halka..
    Bu kadar zulüm yeter diyoruz.

  3. TANSEL SAYLI dedi ki:

    Nejat Kardesim, teşekkürler…

  4. Vural Ateş dedi ki:

    Zor günlerden geçiyoruz, umarım bu zor günler bir an önce bir iktidar değişikliği ile anlatılır. Yapılan hatalardan biran önce dönülür, yoksa ortadogu bataklığı bizi bekliyor.

    1. Tansel Saylı dedi ki:

      Vural Arkadaşim, çok haklısın, teşekkürler….