Selçuk Türkoğlu’dan çocuk cinayetlerine sert tepki

Bursalı Eylül’ün acısı tazeyken, bir acı haber de Leyla’dan geldi. Okulların tatile girmesi ile birlikte baba ocağına giden ailelerin kızlarının başına gelen acı olaylara tepkiler dinmiyor. Bursa’nın eğitim camiasının sevilen ismi, öğretmen-sendikacı İYİ Parti milletvekili adaylarından Selçuk Türkoğlu, 24 seçim çalışmaları sonrasında teşkilatlara kendilerine verilen destek için yaptığı nezaket ziyaretinde, İYİ Parti Yıldırım ilçe başkanlığına da uğrayarak teşekkür etti. Türkoğlu, Türkiye’nin gündemine oturarak vatandaşlarımızın yüreğini dağlayan son dönemlerde yaşanan acı olaylarla ilgili olarak; “Türkiye’nin en büyük sorunu eğitimdir. 2 masum yavrumuz evlerinin önünde oynayarak, masumiyetlerinin en güzel döneminde pedofili hastaları tarafından kaçırılarak, vahşi emellerine alet ediliyor. Bu olaylar basına yansıdığında kamuoyunun haberi oluyor. Birçok gerçek saklanıyor. Eğitim dönemlerinde birçok öğrencimiz uyuşturucunun, tecavüzün kurbanı oluyor. Eğitim sisteminin son zamanlarda getirdiği çarpık gecekondulaşmanın sonucudur başımıza gelen felaketler. Hala eğitim sistemimizdeki yanlışları uyarılarımıza rağmen yanlışa yanlış davranışlar devam etmektedir. Sapık davranışlar sergileyenler, uyuşturucu imalatçıları ağır cezalar almalı ve toplum silkelenerek kendine biran önce kendine gelmelidir. Bu tür yaşanan acı olaylar nedeniyle insanlar evlatlarını sokağa salamaz oldu. Her sokağa polis dikemeyeceğimize göre, her vatandaşın polisi önce kendi vicdanı olmalıdır” dedi.

NEREDESİN BABA?

İYİ Parti Yıldırım İlçe Başkanı Erkan Subaşı da kendilerini ziyaret eden Selçuk Türkoğlu’na teşekkür etti ve siyasi arenada kendisine başarılar dileyerek, Yıldırım’ın eğitim sorunları hakkında bilgileri paylaştı. Son yaşanan olaylardan dolayı son derece üzgün olduklarını belirten Subaşı, empati yaparak; “Bir babasın. Düşün şimdi… Sevmişsin, evlenmişsin. Sonra tıpkı annesi gibi güzel bir kızın olmuş. Onu da çok sevmişsin. Hem de deliler gibi. Gece gündüz dememişsin başında nöbet tutmuşsun. Ateşi yükseldiğinde, senin de ateşin yükselmiş. Gözyaşlarını silmişsin. Kendi hayallerinden vazgeçmişsin, onun hayallerini süslemişsin. Sevmişsin onu. Yalandan değil. O kadar çok sevmişsin ki, canı yansa senin de canın yanmış. Sonra daha 10 yaşına girmeden “başıma en kötü ne gelebilir” diye düşünürken bile aklına gelmeyen, en felaket senaryoları bile kurarken düşünemediğin, korku filmlerinde bile konu olmayan şeyleri yaşamış o küçücük gözleriyle. Gözleri seni aramış. Korku dolu gözlerle babam nerede diye bakmış etrafa. Hani “Ben yanındayım kızım, korkma” diye yanında yatardın ya. İşte o sözü hatırlamış, bakmış ama görememiş seni. Anne kurtar beni diye çığlık atmış sonra. Ve sen o an onun yanında olamamışsın. Çırpınmış, ağlamış, tırnaklarıyla yeri kazımış ama sen bir türlü gelmemişsin. Sonramı. Sonrayı da yazmayayım artık. Bir kız babası olarak tüm bunları yaşadığını düşün. Sonra küçücük çocuğunun öldürüldüğünü öğren. Hem de senin gelip onu kurtarmanı beklerken.
Türkiye’de birçok baba ve anne bunu yaşıyor. Biz mi, biz sadece haberleri izliyoruz. O yüzden zaman artık insanlık zamanı, çocuğuma sakın dokunma vakti” İfadelerini kullandı.