İlçe Teşkilatlarında Kişiye Bağlı Yönetimler ve Başkancı Sistemler

İlçe Teşkilatlarında Kişiye Bağlı Yönetimler ve Başkancı Sistemler
30.04.2023
A+
A-

‘Kazanmayı hedefleyen bir siyasi partinin, siyaseti halka ulaştırmadaki kırılma noktası yine kendi teşkilatıdır.’

Şöyle ki;

Parti hiyerarşisinde genel merkezin altındaki il teşkilatları daha çok organizasyon ve eşgüdüm sağlamak durumunda. Esas parti teşkilatlanması ilçeler bazında gerçekleşiyor, ilçe yönetimleri de mahalle ve sokak teşkilatlanması yapabildiği ve buralardaki parti üyelerini aktive edebildiği ölçüde seçmene ulaşması söz konusu. Ancak halka ulaşmadaki kırılma noktası, tam da bu noktada ortaya çıkıyor.

Günümüz siyasetinde, iktidar ve muhalefet olarak iki tarafın seçmeni kutuplaşma nedeni ile birbirine kapalı.

Bu kutuplaşma, yerelde müşterekler siyaset ile aşılabilir. Aynı mahallelerde yaşayan ve ortak sorunlara ortak çözümlerin üretilebileceği sosyal ortamlarda, ortak dertleri paylaşanların kutuplaşmayı aşabilmesi mümkün olabilir. Bu temelde iletişim kurulabilir. En etkili iletişim biçimi ise yüz yüze iletişimdir. Bunun nasıl yapılacağı da ayrı bir eğitim işi. Her üye bir militan olmalı, her üye siyasal iletişim eğitimi almalı. Üyeler siyasi çalışmanın yanında sivil toplum çalışmalarına da katılmalı.

***

Günümüz şirketlerinde her çalışanın biraz pazarlamacı, biraz da satışçı olması isteniyor. Partinin de her üyesinden biraz siyasal iletişimci, biraz propagandacı olmasını istemesi gerekiyor. Şirket nasıl cirosunu yükseltmek istiyorsa, parti de oyunu artırmak istiyor. Partiler ilçe yönetimlerinde ‘küçük olsun benim olsun’ zihniyeti hakim, ilçe teşkilatlarında siyaseti meslek edinmiş siyaset esnaflarına sıklıkla rastlanmaktadır. İlçe teşkilatlarında kişiye bağlı yönetimler ve başkancı sistemler geçerli olup, kurumsal yapılanmalara pek rastlanmaz. Dışlayıcı yaklaşımlar, adamcılık, hizipçilik sık rastlanan bir durum olup, kapsayıcı olmak tercih edilmemektedir. Parti, her düzeyde, mahalleden il yönetimine kadar bölüne bölüne azalma ve parçalanma eğilimindedir.

Seçimlerde kazan-kaybet tekniği uygulanıyor.

Parti içi mücadele her şeyin üzerinde; üyeler enerjilerinin büyük kısmını bu işlerde harcıyor. Mikro milliyetçilik, hemşehricilik, mezhepçilik eğilimleri çok yaygın, delege ağalığı sistemi hala sürüyor. Negatif bir seleksiyon var, pek çok nitelikli üye bu süreçlerde kendine yer bulamıyor, partiye katkı veremiyor. Teşkilatlar doğru dürüst çalıştıkları yönünde. Herhangi bir performans takibi yok. Çalışma standartları belirsiz, keyfi, tamamen kişilere bağlı bir anlayış hakim. Gerçek anlamda mahalle ve sokaklara yayılmış teşkilatlanmalar yok. Üyelerle iletişim oldukça zayıf, üyelere ulaşmak çoğu yerde mümkün değil; bunu yapmaya meraklı ilçe yönetimleri de pek bulunmuyor. Doğal olarak üyesine ulaşamayan parti, seçmene de ulaşamamış oluyor. Parti teşkilatlarında genç katılımı çok düşük seviyelerde, parti üyeleri arasında yaş ortalaması çok yüksek.

Bu belirttiklerimin üzerine şöyle derler:

Çok biliyorsan, gel sen yönet…

Soyun siyasete gir de boyunu görelim…

Uzaktan ahkâm kesmek kolay…

Herkes siyasetçi olmuş, ağzı olan konuşuyor…

Şöyle düşünmezler:

Bizim işimiz icraat yapmak…

Proje yapmak…

Karar almak, uygulamak…

***

Yazarların, çizerlerin, aydınların işi de gördükleri yanlışları eleştirmek…

Yanlış giden işler konusunda uyarmak. Bu arada adamın adamı olarak değil, davanın adamı olarak bi gün bizler de aziz milletimizden hizmet talebinde bulunacağız, başarı zordur ortağı çoktur.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.