Devlet adamı olmak…

Devlet adamı olmak…
12.12.2020
A+
A-

Anarşinin kol gezdiği, sadece okumanın değil, sağ kalmanın pamuk ipliğine bağlı olduğu 1975-82 döneminde üniversite öğrencisiydim. Çok şanssız bir dönemde şanslı bir öğrenciliğim oldu.

O dönemin Siyasal Bilgiler Fakültesi‘nde Mümtaz Soysal‘dan Bahri Savcı‘ya, Kurthan Fişek‘ten Fahir Armaoğlu’na, Türkkaya Ataöv‘den Mete Tunçay‘a dek bugün asla bir araya getirilemeyecek pek çok hocadan ders alma olanağını yakaladım çünkü.

Aynı şansım Basın ve Yayın Yüksek Okulu‘nda da devam etti. Burada da çok değerli hocalarım oldu.
Ara sıra dönemin ünlü simaları, Uğur Mumcu, Emre Kongar gibi pek çok düşünce adamı da konuk olarak derslerimize katılırdı. Belki de yaşamım boyunca hiç unutamayacağım bir anıyı sizlerle paylaşmak istedim bugün.

Ders dış politika, hocamız Turan Güneş‘ti. O gün dönemin Başbakan Yardımcısı Orhan Birgit konuk konuşmacıydı.

Çok öne çıkmayan bir kimliğe sahip olduğundan mıdır bilmiyorum ama onca ünlü isim varken Orhan Birgit’e dudak büktük önce. Birgit, sadece bir anısını paylaştı ve belki de yaşamımın en büyük derslerinden birini aldım.

Aklımda kaldığı kadarıyla aktarayım;

Yıl 1974. Kıbrıs‘ta Nikos Sampson darbesiyle başlayan gerilimli süreçte Türkiye müdahale etti edecek… Garantör ülke İngiltere ile yoğun müzakereler yürüten Turan Hoca, Londra’da. Ankara tetikte ve hareketli günler yaşıyor.

Harekatın tarihi konusunu sadece Dışişleri Bakanı Turan Güneş’le Başbakan Bülent Ecevit biliyorlar. Şifre ise meşhur ‘Ayşe tatile çıksın.’

Kulaklar Turan Hoca’dan gelecek bu şifrede.

Olası harekatta hangi birliğin nereye çıkacağını ise sadece Bülent Ecevit ve Orhan Birgit biliyor.

Bir gün yatağında uykusuz sağa sola dönerken Orhan Birgit, endişeyle irkilmiş. Bildiği sır, Türkiye için hayati bir öneme haiz. Ya uykusunda sayıklar, bu sırrı yatağını paylaştığı eşi duyarsa… Duymakla kalmayıp, herhangi bir resepsiyonda ağzından kaçırır ve bu sır ifşa olursa…

Sabaha kadar uyuyamamış Birgit ve sabah eşini karşısına alıp, ‘Hanım, biliyorsun işler karışık. Benim işim sabahlara kadar sürecek. Sen en iyisi, çocukları da alıp tatile çık. İşler düzelince ben de gelirim’ demiş.

Aylardan temmuz, eşi çaresiz kabul etmiş. Antalya’ya gitmek için hava alanına gitmişler. Eşi yarım saat sonra Orhan Birgit’i aramış ve şöyle demiş; ‘Biz tatile çıkıyoruz ama biliyorsun Turan Hoca yurtdışında. Kızı Ayşe ise buralarda tek başına. Onu da götürelim mi?’

Birgit düşünmüş ve ‘neden olmasın’ deyip eşinin teklifini iletmek üzere o günlerde Londra’da bulunan Turan Güneş‘i aramış. ‘Hocam’ demiş, ‘Bizimkiler tatile gidiyor. Ayşe de tatile çıksın mı?’

Turan Hoca’da şafak atmış. Böyle bir şifreyi sadece Başbakan ve kendisi bilmektedir. ‘Orhan Birgit’e ne oluyor’ diye düşünmüş… Öfkeyle bağırmış: ‘Yahu bu Bülent de amma boşboğazmış. Hani şifreyi başkası bilmeyecekti?’

Orhan Birgit şaşırmış ve Hoca’nın neden kızdığını anlamaya çalışmış.
Turan Hoca, şaşkın tavırlarından Orhan Birgit’in konudan haberdar olmadığını anlayınca rahatlamış.

Bu anıya o dönemde başta Turan Hoca olmak üzere hepimiz kahkahalarla gülmüştük. Ancak bu anının bize pek çok mesaj taşıdığını anlayabilmek için sözde devlet adamlarını tanımam gerekti. Devlet adamı dendiğinde aklıma hep bu anı gelir; bir de bırakın devlet adamlığını, adam olmayanlar…

Bir anım da Hasan Esat Işık‘la ilgili. Aynı soyadını taşıdığım Hasan Esat Işık, dönemin Milli Savunma Bakanı’ydı. Tüm Bursalıların yakından tanıdığı PTT Eski Başmüdürü İsmail Fedai de Kızıltepe’de asker. Araya dönemin iktidar partisinin Gençlik Kolları Başkanı Kemal Demirel‘i koyup daha Batı’ya alınmasını istedi ailesi.

Demirel, Işık’la görüşüp rica etmiş. Hasan Esat Işık, ‘Peki’ dedikten 15 gün sonra komutanı İsmail Fedai’yi çağırıp ‘Bakan’ı nereden tanıyorsun?’ diye sormuş. Fedai kem küm edince komutanı gülerek şöyle demiş: ‘Bakan’ın sana selamı var. Tayinini daha doğudaki Şenyurt’a çıkarmamı istedi. Türk askeri için doğu-batı yoktur. Bunu da hatırlatmamı istedi.’

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.