Alfabenin Ötesinde…

Alfabenin Ötesinde…
16.11.2020
A+
A-

Konuşmanın sözcükler aracılığıyla değil, duyarlılıkla mümkün olduğunu, ne kadar mümkün olabilirse işte o kadar mümkün olduğunu düşünüyorum. Şöyle ki: Bir varlığı işaret ettiğini varsaydığımız sözcükler, onları kullananın salt kendisine ait çağrışımlarıyla yüklüdür. O sözcükleri duyan kişi de, o sözcüklerin gösterdiklerini kendi bulunduğu yerden, kendi yaşamından bakarak, kendi duyarlılığı içinde algılar. Birçok insanın karşılıklı bir konuşma inşa edememesinin arkasındaki neden işte budur. Yani herkesin kendi bulunduğu yerden, kendi varlığının sınırları içinden dünyayı ve başkalarını algılamasıdır.  (Osman Çakmakçı)

***

Okuduğum bu kitap sonrasında kişisel ve toplumsal anlamda okur yazarlığın ne kadar önemli olduğu geldi aklıma. Başlangıçta okuryazarlık, dildeki işaretleri okuma ve anlama ile başlasa da, aslında günümüze geldikçe olgu ve olayları daha detaylı şekilde anlama, anladıklarına kendi içselliğini katarak, kendini anlama ve anlatma haline dönüşmüştür. Yani aslında okuryazarlık etkileşimin en temel yoludur. Kişiden yola çıkarak toplumu anlamaya çalıştığımızda ise toplum kurallarını, normlarını bu beceri sayesinde anlar, yaşam becerilerimizi geliştirir ve birbirimizle paylaşma ve yorum yapabilme, hatta nesilden nesile bu kültürü paylaşmada kullanırız.

Okuma yazma bilmek ile okur yazar olmak arasındaki ayrımın pek çoğumuz farkında olmamıza rağmen, pek çoğumuz da bu ayrımın farkında değiliz. Okur yazarlık, okuma yazma bilmenin çok ötesinde bir kavramdır. Bakmak ve görmek arasındaki fark gibidir de diyebiliriz.

Pek çok düşünür, okur yazar olmanın ‘’insan hakkı olduğunu’’ savunur. Bunun için de kaliteli bir eğitim almak şarttır. Bu eğitim bireylerin ileriki öğrenme deneyimleri için gereklidir. Fakat ileri seviyede bir eğitim alma, bazen bulunduğumuz coğrafya sebebi ile, bazen ekonomik koşullar sebebi ile, bazen de bireyin eğitim alma konusunda istekli olmaması ya da bireye doğru bir eğitim imkanı sunulmaması gibi sebeplerden dolayı aksayabilir.

Okur yazar olmanın kişinin kendi için gerekli, aynı zamanda da önemli olduğunu bilmesi ve istemesi gerekir. Her birey kişisel olarak bu algıya sahip olmalıdır.

Okur yazar olan kimseler, kendilerini daha iyi ifade edebilen, okuduğunu anlayabilen, anladığını anlatabilen bireylerdir. Yorumlama, hesap yapma, değişik kaynakları araştırma ve iletişim kurabilme yeteneğine sahiptirler.

Bu bireyler kendi kimlikleri ile konuşur ve kendi kimlikleri ile kendilerini ifade edebilir, bu kimlik ile hayatlarını anlamlandırabilirler.

Hepimizin de bildiği gibi insan kendini geliştirebilen, değiştirebilen ve düşünebilen bir varlıktır.

Bu sebeptendir ki, okuma yazma bilmekten öteye geçmeli ve okur yazar bir birey olmalıdır.

İyi bir okur yazar, sadece kendi düşüncelerini geliştirmekten öte, karşı tarafın da düşüncelerini ve bakış açısını anlamlandırabilmeli, geliştirebilmeli ve ona göre bir iletişim temeli oluşturmalıdır. Bu iletişim sadece kelimelerde değil, algılar ve hislerle de yoğrulmalıdır.

Okur yazarlık kavramı toplumlarda meydana gelen sosyo-ekonomik ve teknolojik gelişmelerle beraber sürekli değişim göstererek genişlemektedir. Hem bu gelişimlere ayak uydurabilmek, hem de kendimizde de bir şeyleri değiştirebilmek adına çaba harcamaktan hiç vazgeçmemeliyiz.

***

Acıktığımız zaman sadece karnımızı doyurmak için mi yemek yeriz? Yoksa bu süreçten aynı zamanda keyif alarak, hem de bize faydalı olduğunu düşündüğümüz besinleri yiyerek bu süreci anlamlı bir hale mi getiririz? Basitlikten uzaklaşarak, hayatın her anını anlamlı ve faydalı hale getirmeye çalışmak da okur yazar bir birey olmanın bize verdiği en güzel lütuftur.

***

Farklı şeyler araştırmak, farklı konularda düşünmek ve zihnimizin sınırlarını genişletmeye çalışmak, tadı damağımızda kalan yekpare lezzetler gibidir.

Okur yazar olmak bitmeyen bir yoldur.

Bu yolculuğa çıkıp yeni şeyler keşfetmek, akıntıya kapılmamak için kürek çekmek dünyayı farklı gözlerle görerek birbirimize merhaba demek, hayattaki serüvenimizi daha güzel hale getirecektir.

***

Tom Robbins’in çok sevdiğim bir sözü vardır.

“Eşitlik farklı şeylere benzer gözle bakmak değil, eşitlik farklı şeylere farklı gözle bakmak.

İşte bu göze sahip olmak, hayatı daha iyi gören bir gözle görmek okur yazar olmak ile mümkün olacaktır.

YORUMLAR

  1. Tansel Saylı dedi ki:

    “Okuma yazma bilmekten öteye geçmeli ve okur yazar bir birey olmalıdır.”. Ne güzel de belirtmişsin Arkadaşım…Birey olmanın en önemli özelliğinden biri de bu olmalı … teşekkürler…

    1. Nurten soydan incegül dedi ki:

      Çok güzel yorumlamışsın arkadaşım. Teşekkür ederim.

  2. Ayten Karagöz dedi ki:

    Bu kadar yoğun bilgi kirliliğinin olduğu bir dönemde, hem okur hem yazar olmak ayrıca bir önem ve sorumluluk gerektiriyor. Konu önemli

    1. Nurten Soydan incegül dedi ki:

      Evet, bu önemin farkında olup, adım atmak ve devam etmek lazım. Bu güzel yoruma teşekkürler kardeşim.

  3. Raji dedi ki:

    Okuma yazma için,
    sadece kağıt ve kalem yeterli olabilir …
    Okur yazar olmak ise,
    insanlık dansında beyin ile yüreğin,
    kalem ve kağıda katılmasıdır …
    Gerçek anlamda,
    birey de, toplum da olunur o zaman …
    Yüreğine sağlık yazarım, harika bir yazı

    1. Nurten soydan incegül dedi ki:

      Sağol arkadaşım. O kadar güzel yorumlamışsınız ki, yazının hakkını vermişsiniz. Çok teşekkür ederim.

  4. Aysun dedi ki:

    Ülkemizin kanayan yarası eğitim .Konuya barmak basmışsın arkadaşım kalemine yüreğine sağlık…

    1. Nurten soydan incegül dedi ki:

      Sağol arkadaşım, yazımda da belirttiğim gibi, akıntıya kapılmamak için kürek çekmek lazım.

  5. Aysun dedi ki:

    Eğitim ülkemizin kanayan yarası, güzel konuya barmak basmışsın arkadaşım.Kalemine yüreğine sağlık …

  6. Sadin dedi ki:

    Sevgili nilüfer, birde gel Bingöl’de iki gün kal ve bir sonraki yazında ne tür duygu ve hislerle bizi aydınlatacak sın doğrusu gormek ve okumak isterdim…. Anadolu halkının kültür ahlak inanç ve tabiki bir bütün olarak sosyo politik ve ekonomik açıdan değrlendirmek gerekir kismen ve genel çerçevede resmi okumak gerek makalenizi okumaya değer bulduğum için söylüyorum gerçek Şu ki Son yirmi içerisinde toplumun en temel değerlerinden (etik) bahsetmek imkansız özetlersek bilim ve felsefenin olmadığı bir toplum dizayn edildi eyer bir Nilüfer’le bahardan söz edilecekse sonbaharı’da yazın…