Ömer Faruk Eminağaoğlu’ndan çarpıcı iddia

Ömer Faruk Eminağaoğlu’ndan çarpıcı iddia
16.12.2021
A+
A-

Ömer Faruk Eminağaoğlu, Öcalan’ın ‘Umut Hakkı’ kapsamında serbest bırakılmasına yönelik kararın 2024 sonrasında verilebileceğini iddia etti.

Eski Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu, “1999 yılında yakalanan Öcalan için 25 yıllık süre eklenince koşullu salıverme konusu her durumda 2024 yılında gündeme gelecek. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi de son toplantısında 2022 Eylül ayına kadar Türkiye’ye bu konuda yasal düzenlemeler için çağrıda bulundu” dedi.

Eminağaoğlu, Abdullah Öcalan’a “Umut Hakkı” tartışmalarına ilişkin Korkusuz yazarı Ahmet Takan’a konuştu.

Eminağaoğlu, “25 yıl dolduğunda, yani 2024 sonrasında Öcalan avukatları hukuka rağmen cezaevinde tutulan Öcalan’ın özgürlüğü kısıtlanıyor diye özgürlüğü kısıtlama suçundan suç duyurusu yapabilecekler. Öcalan lehine ayrıca bir de bu konuda tazminat davaları açıp, Öcalan için devlet bir de sürekli tazminat ödeyecek” dedi.

Takan’ın Eminağaoğlu’nun değerlendirmelerini aktardığı yazısının ilgili bölümü şöyle:

“AİHS hukukundaki gelişme üzerine 2010 yılında umut hakkı söz konusu olunca, avukatları tarafından yapılan başvuruda AİHM 18.3.2014 tarihli kararında, Türkiye mevzuatında umut hakkının söz konusu olmadığını, Öcalan’ın umut hakkının bulunmaması nedeniyle, Türkiye hakkında hak ihlali kararı verdi.

Böylece Öcalan için de koşullu salıverme konusunda umut hakkına ilişkin somut bir karar ortaya çıktı.

İşin ilginci, bu kararı Adalet Bakanlığı 2014 yılında Türkçe ‘ye de çevirdi.

Ancak Türkçe’ ye çevirdiği kararı her nedense Adalet Bakanlığı ağzına almıyor, hukukçular da bu konuyu açık ve anlaşılabilir biçimde kamuoyu önünde anlatmıyor.

Gelen fısıltılara göre, AKP umut hakkı konusunda yapacağı bir düzenlemenin siyasi bedeli olarak bu aşamada iktidardan olacağından, umut hakkına ilişkin yasal bir düzenleme yapmıyor. Anayasa’nın 90’ıncı maddesi gereği temel haklara ilişkin uluslararası sözleşmelerin doğrudan uygulanırlığı nedeniyle, Öcalan için hep dosyasının ele alınıp incelendiği ancak her seferinde disiplin cezaları verilerek, bu nedenle iyi hali olmadığı için umut hakkı uyarınca koşullu salıvermenin koşulları oluşmadığı yolunda süreç geçiştiriliyor.

Umut hakkı gereği de olsa koşullu salıvermeden sadece cezaevinde infaz sırasında iyi hali görülen mahkûmlar yararlanabiliyor.

İyi hali yok ise, iyi hali ne zaman ortaya çıkarsa bu haktan yararlanması gerekiyor.

Ancak işte şimdilik süreç böyle geçiştiriliyor.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 30 Kasım-2 Aralık tarihleri arasındaki toplantısında, Öcalan ile ilgili olarak 18.3.2014 tarihli kararı hatırlatarak, umut hakkı konusunda ne yapıldığını açıkça sorup, açıkça da gerekli yasal düzenlemeleri yapın ve koşullu salıverme yolunu açın diyor.

Konu halkın anlayabileceği biçimde açık ve anlaşılabilir biçimde ne haberleştiriliyor, ne de avukatlarınca bile kamuoyuna açıklanıyor.

***

Haberler, “Öcalan ve umut hakkı” diye çıkıyor, çoğunluk umut hakkının anlamını bilmeyince tepki de veremiyor.

-Süreçte ne ile mi karşılaşılacak:

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, umut hakkı için yasa çıkarılması konusunda çağrılarını yineleyecek.

AKP, işine geldiği kadar durumu görmezden gelecek.

25 yıl dolduğunda, yani 2024 sonrasında Öcalan avukatları hukuka rağmen cezaevinde tutulan Öcalan’ın özgürlüğü kısıtlanıyor diye özgürlüğü kısıtlama suçundan suç duyurusu yapabilecekler.

Öcalan lehine ayrıca bir de bu konuda tazminat davaları açıp, Öcalan için devlet bir de sürekli tazminat ödeyecek.

Belki de bir mahkeme, Anayasa’nın 90/son maddesi gereğince uluslararası sözleşmelerin yasaların üstünde olması karşısında, 25 yıl dolduğunda yapılacak başvuru üzerine, ayrı bir umut hakkına ilişkin yasaya gerek duymadan doğrudan AİHM kararına dayanarak koşullu salıverme kararı verebilecek.”

İŞTE ÖMER FARUK EMİNAĞAOĞLU’NUN ”ÖCALAN – UMUT HAKKI – KOŞULLU SALIVERME” BAŞLIĞIYLA YAPTIĞI KRONOLOJİK DEĞERLENDİRME:

  1. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 30 Kasım – 2 Aralık 2021 tarihleri arasındaki toplantısında Öcalan hakkındaki 18 Mart 2014 tarihli AİHM kararını da görüştü.
  2. Umut hakkı konusunda Türkiye’ye yasal değişiklikleri bir an önce yapması konusunda çağrıda bulundu.
  3. Konu hakkında basında bu çerçevede haberler yer aldı.
  4. Haberlerin ve haberlere ilişkin yapılan açıklamaların içeriğinin ne anlama geldiğini insan hakları hukuku uzmanı olmayan hukukçuların bile anlamakta zorlanacağını düşünürsek, halkın yaşananları ve bu haber içeriklerini anlaması olanaklı değil.
  5. Umut hakkı, ilk kez 2010 yılında Winter/Birleşik Krallık AİHM kararında ifade edilen bir hak.
  6. AİHM hu hakkı tanımlarken, koşullu salıvermenin olmadığı ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezalarına mahküm olanların, ölünceye kadar cezaevinde kalmalarının da fiilen bir idam anlamına geldiğini vurguluyor.
  7. AİHM, idam cezasının fiziken de fiilen de olmaması gerektiğini ifade ediyor.
  8. Bu nedenle, çağdaş ceza hukukunda cezaların ıslah edici özelliğinden hareketle, ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına mahküm olanların da koşullu salıverilme, cezaevi dışında çıkabilme, gökyüzünü, yıldızları görebilmeyi umut edebilmelerinin söz konusu olması gerektiğini söylüyor.
  9. Bu durumu da umut hakkı olarak tanımlıyor.
  10. Yani artık AİHS gereği, ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezalarında, cezanın ölene kadar cezaevinde kalarak infazı söz konusu değil.
  11. Mutlaka bu kişilere de koşullu salıverme hakkının tanınması gerekiyor.
  12. AİHM bu konuda bir sınır olarak ta, koşullu salıvermenin infazda en çok 25 yıl dolmadan tanınması gerektiğini ifade ediyor.
  13. 25 yıl dolmadan tanınması gereken bu hak nedeniyle, mahkümün dosyasının en az yılda bir kez ele alınmasını, iyi hali saptandığında koşullu salıverilmesinin zorunluluğunun altını çiziyor.
  14. Bu durumda, Avrupa Konseyine üye ülkeler yapacakları yasal düzenlemede, infazda 25 yıldan önce de bu hakkı tanıyabilecekler.
  15. Ancak 25 yılda bu hakkın her durumda tanınmış olması gerekiyor.
  16. Öcalan, AİHS hukukundaki gelişme üzerine 2010 yılında umut hakkı söz konusu olunca, avukatları tarafından yapılan başvuruda AİHM 18.3.2014 tarihli kararında, Türkiye mevzuatında umut hakkının söz konusu olmadığını, Öcalan’ın umut hakkının bulunmaması nedeniyle, Türkiye hakkında hak ihlali kararı verdi.
  17. Böylece Öcalan için de koşullu salıverme konusunda umut hakkına ilişkin somut bir karar ortaya çıktı.
  18. İşin ilginci bu kararı Adalet Bakanlığı 2014 yılında Türkçe’ye de çevirdi.
  19. Ancak Türkçe’ye çevirdiği kararı her nedense Adalet Bakanlığı ağzına almıyor, hukukçular da bu konuyu açık ve anlaşılabilir biçimde kamuoyu önünde anlatmıyor.
  20. Gelen fısıltılara göre;
  21. AKP umut hakkı konusunda yapacağı bir düzenlemenin siyasi bedeli olarak bu aşamada iktidardan olacağından, umut hakkına ilişkin yasal bir düzenleme yapmıyor.
  22. Anayasa’nın 90 ıncı maddesi gereği temel haklara ilişkin uluslararası sözleşmelerin doğrudan uygulanılırlığı nedeniyle, Öcalan için hep dosyasının ele alınıp incelendiği ancak her seferinde disiplin cezaları verilerek, bu nedenle iyi hali olmadığı için umut hakkı uyarınca koşullu salıvermenin koşulları oluşmadığı yolunda süreç geçiştiriliyor.
  23. (Bu gibi konularda bir çok olayla ilgili olarak başka kişiler hakkında da), disiplin cezaları (veya cezalar, tutuklamalar) günü kurtarmak ve göstermelik olarak verilince, daha sonra hukuken verilebilecek disiplin cezaları (veya cezalar ya da tutuklamalar) AİHM önünde inandırıcı bulunmuyor. Bu gibi konular AİHM’de hep Türkiye’nin önüne konuluyor ve böyle olunca Türkiye’deki (süreç normal işletilse hukuksuz görülemeyecek konulardaki de dahil) hiç bir işlem inandırıcı bulunmuyor, AİHM önündeki kararlar Türkiye aleyhine çıkıyor. (Demirtaş, Kavala dosyaları bu duruma örnek verilebilir). Hukuksuzluğa her durumda karşı çıkılması gerektiği için, kim olursa olsun hukuksuzluğa hayır denilmesi gerektiği için, yeterli hukuk kültürünün oluşmadığı toplumlarda, bu durum yaşanan hukuksuzluklara karşı koymak değil, Öcalan, Demirtaş, Kavala’yı aklama, ibra etme, sahiplenme olarak algılanıyor. Daha sonra o kişilerle ilgili bir işlem yapmak da söz konusu olamıyor)
  24. Buna rağmen AKP bu durumu bile bile böyle hareket ediyor.
  25. Umut hakkı gereği de olsa koşullu salıvermeden sadece cezaevinde infaz sırasında iyi hali görülen mahkumlar yararlanabiliyor.
  26. İyi hali yok ise, iyi hali ne zaman ortaya çıkarsa bu haktan yararlanması gerekiyor.
  27. Ancak işte şimdilik süreç böyle geçiştiriliyor.
  28. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, 30 Kasım-2 Aralık tarihleri arasındaki toplantısında, Öcalan ile ilgili olarak 18.3.2014 tarihli kararı hatırlatarak, umut hakkı konusunda ne yapıldığını açıkça sorup, açıkça da gerekli yasal düzenlemeleri yapın ve koşullu salıverme yolunu açın diyor.
  29. Bu konuda Türkiye’ye 2022 Eylülüne kadar gereken önlemleri alın ve düzenlemeleri çıkarın diye çağrı yapıyor.
  30. Konu halkın anlayabileceği biçimde açık ve anlaşılabilir biçimde ne haberleştiriliyor, ne de avukatlarınca bile kamuoyuna açıklanıyor.
  31. AİHS hukuku gereği Türkiye 2002 yılında ölüm cezasını kaldırdı. Ölüm cezası verilen Öcalan’ın cezası da bu nedenle hukukun gereği ve yerinde olarak ölünceye kadar ömür boyu hapis cezasına çevrildi.
  32. Bu nedenle insan hakları hukukundaki bu gelişme üzerine kuşkusuz ve tartışmasız olarak günün birinde elbette umut hakkı da tanınacak.
  33. Böyle giderse Öcalan da koşullu salıverilecek. Salıverilmezse 25 yıldan sonra cezaevinde tutulması durumunda, cezaevinde hukuk dışı tutulduğu belirtilip suç duyuruları yapılabilecek, Türkiye bir de tazminat ödeyecek, Öcalan adeta cezaevinde geçirdiği süre için maaşa bağlanır gibi sürekli tazminat ta alacak.
  34. Kuşkusuz diğer yandan Avrupa Konseyi yaptırımları da gelecek.
  35. Demirtaş’ın tutukluluğu ayrı bir konu, ancak hakkında çözüm süreci için adli bir süreç işletiliyor.
  36. HDP kapatma davası ayrı bir konu, HDP çözüm süreci de dahil eylemleri nedeniyle hakkında kapatma davasına muhatap.
  37. HDP’ye kapatma davası açılınca aynı sürecin içindeki AKP’ye de neden kapatma davası açılmaz o da ayrı bir konu.
  38. Demirtaş, çözüm sürecinden de sorumlu tutulurken, her nedense Öcalan hakkında aynı sürecin içinde bulunmak nedeniyle bir dava açılmıyor…
  39. Acaba Demirtaş ve HDP aklanıp, bu yolla AKP ve Öcalan’da mı aklanmış olacak, bu da ayrı bir konu…
  40. Öcalan hakkında dava açılması durumunda, ceza alması durumunda, mevcut şu an ki cezasının infazı bitince, kuşkusuz o cezanın infazına başlanacak.
  41. Böylece koşullu salıverilme durumu gündeme gelmeyecek.
  42. Ancak Öcalan için böyle yeni bir soruşturma demek, onun cezaevinde bile örgütü yönetme noktasında suç işleyebilmesinin de, suç işlediğinin de aynı zamanda kabulü demek, cezaevinden sorumlu iktidarın da bu suça yardım ve yataklığı ve de iştirakı demek.
  43. Bu nedenle AKP, kendi sorumluluğunu perdelemek adına Öcalan hakkında soruşturma açılmasından uzak durarak, Öcalan’ın koşullu salıverilmesi yolunu, günü kurtararak açık tutuyor.
  1. Kendi iktidarının devamı için Öcalan’ı bile koşullu salıvermeyi söz konusu edebiliyor.
  2. Bakanlar Komitesi daha sonraki zamanda bu konuda yeni bir çağrı yaptığında, halka dönüp; bakın ben koşullu salıvermiyorum, onlar hukuksuzca bu konunun üzerine gidiyor diye Türkiye’de söylemlerde bulunacağı muhakkak…
  3. İdam kalktığı gibi kuşkusuz umut hakkı da gelecek.
  4. İşte Öcalan 1999 yılı öncesi eylemleri için yargılanıp infaz edilen cezaya çarptırıldı, neden 1999 sonrasındaki eylemleri için tekrar yargılanmaz…
  5. Tüm bunları anlatarak 2014 yılındaki AİHM kararı sonrasında, çözüm sürecindeki PKK’yı yönettiği ortaya çıkan Öcalan hakkında 1999 sonrası ve çözüm sürecindeki eylemleri için iki kez (tarafımca) yapılan suç duyurusu hakkında, her iki suç duyurusunda da kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilince, böylece AKP’nin başını ağrıtacak bir durum yaşanmıyor…
  6. Bu tabloda, AKP Öcalan’ın koşullu salıverilme sürecinin işlediğini açıkça halktan saklıyor.
  7. Konu hakkında haberler, “Öcalan ve umut hakkı” diye çıkıyor, toplumda çoğunluk umut hakkının anlamını bilmeyince tepki de veremiyor.
  8. Süreçte ne ile mi karşılaşılacak:
  9. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, umut hakkı için yasa çıkarılması konusunda çağrılarını yineleyecek.
  10. AKP, işine geldiği kadar durumu görmezden gelecek.
  11. 25 yıl dolduğunda, yani 2024 sonrasında Öcalan avukatları hukuka rağmen cezaevinde tutulan Öcalan’ın özgürlüğü kısıtlanıyor diye özgürlüğü kısıtlama suçundan suç duyurusu yapabilecekler.
  12. Öcalan lehine ayrıca bir de bu konuda tazminat davaları açılırsa, Öcalan için devlet bir de sürekli tazminat ödeyecek.
  13. Belki de bir mahkeme, Anayasa’nın 90/son maddesi gereğince uluslararası sözleşmelerin yasaların üstünde olması karşısında, 25 yıl dolduğunda yapılacak başvuru üzerine, ayrı bir umut hakkına ilişkin yasaya gerek duymadan doğrudan AİHM kararına dayanarak koşullu salıverme kararı verebilecek.
  14. AİHM, 2014 yılındaki kararında Öcalan’ın cezaevinden PKK’yı yönettiğini bile söylerken, AKP hükumeti mensuplarının o ifadelere bile rağmen Öcalan hakkında sırf cezaevinden Öcalan’a örgütü yönettirmeye yardım ve yataklığından sorumlu olmamak için, AKP yargı bağımsız olmayınca, Öcalan’ın yeni suçlarından yargılanmasını engelliyor, kendisinin de sorumluluğu yargı önünde böylece öteleniyor.
  15. Bir an için düşünelim, terör bitmediğine, PKK eylemlerini sürdürdüğüne göre, Öcalan yakalanmamış olsa, tepesinde bomba korkusu ile PKK’yı yönetecek iken, yakalanıp cezaevine konulunca tepesinde bomba korkusu olmadan, adeta cezaevinde can güvenliği sağlanıp yine örgütünü yönetiyor, yönetmesine ortam sağlanıyor.
  1. Böyle bir tabloda 2024 yılından sonra bir de adeta maaşa bağlanarak örgütünü yönetmeye devam edecek…
  2. AKP”nin iktidar hırsı ve iktidar projesi, Türkiye’nin bu durumlarla karşı karşıya kalmasına yol açıyor. Seçmenin ne kadarı bu durumu biliyor.
  3. Türkiye’de bir yasa çıkmaz veya bir mahkeme kararı söz konusu olmazsa, 1999 yılında yakalanan Öcalan için 25 yıllık süre eklenince koşullu salıverme konusu her durumda 2024 yılında gündeme gelecek.
  4. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi de, son toplantısında 2022 Eylül ayına kadar Türkiye’ye bu konuda yasal düzenlemeler için çağrıda bulundu.
  5. AKP bu duruma, 2022 Eylülüne kadar günü kurtardığı şeklinde bakıyor.
  6. Sonrası zaten yine belirli bir zaman alacak.
  7. AKP hele 2023 seçimlerini atlatayım da düşüncesi içinde olunca…
  8. 2022 Eylülü için çağrı yapan Bakanlar Komitesinin önündeki süreç 1-2 yılı buluyor.
  9. Bu durumda Bakanlar Komitesi önündeki süre 2024 yılını aşmayacak.
  10. 2024 yılında Öcalan için koşullu salıverme için azami süre de doluyor.
  11. AKP, iktidarı için neler neleri gizliyor.
  12. TBMM’de bu konuda bir soru önergesi de verilmiyor.
  13. Hukukçular ve diğer partilerin de AKP’nin ve Adalet Bakanlığının bu hukuksuzluklarına ne diyecekleri bekleniyor.
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.