Kılıçdaroğlu: Artık dur demenin zamanı geldi

Kılıçdaroğlu: Artık dur demenin zamanı geldi
21.05.2022
A+
A-

CHP’nin İstanbul Maltepe’de düzenlediği ‘Milletin Sesi’ mitingine vatandaşlar akın etti. CHP lideri Kılıçdaroğlu, mitingte yaptığı konuşmada “Ülke elden gidiyor, birlikte mücadele etmek zorundayız” dedi.

21 Mayıs’ta Bursa’da yapılması planlanan ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na verilen hapis cezası ile siyasi yasak kararının ardından İstanbul’a alınan ‘Milletin Sesi’ mitingine vatandaşlar yoğun katılım gösterdi.

“BUNLARIN TEK AMACI, KORKU İKLİMİ YARATMAK”

Mitingte bir konuşma yapan CHP lideri Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“Kimse umutsuzluğa kapılmasın, haramilerin saltanatı yıkılıyor. 5 yıl önce ilk adımı attığımız yürüyüşün finaline yaklaşıyoruz. Az kaldı. Bu kentin, bu meydanlarında, tarlalarında, fabrikalarında, üniversitelerinde özgürce kucaklaşacağız. Az kaldı.

Bunların tek amacı var, korku iklimi yaratmak ve bu iklimden nemalanmak. Ülke elden gidiyor birlikte mücadele etmek zorundayız.

KAFTANCIOĞLU ALKIŞLARLA KÜRSÜYE ÇIKTI

Kürsüye ilk önce CHP’li İstanbul ilçe belediye başkanları, yüksek disiplin kurulu üyeleri, parti meclisi üyeleri, milletvekilleri ve genel başkan yardımcıları, büyükşehir belediye başkanları çıktı. Ardından da Kaftancıoğlu kürsüye davet edildi.

GEZİ’DE HAYATINI KAYBEDEN VE TUTUKLANANLARIN AİLELERİ SAHNEDE YER ALDI

Daha sonra Gezi’de hayatını kaybedenlerin ve Gezi davasında tutuklulularının aileleri, kürsüye çağrıldı. Mitinge katılan vatandaşlar, “Hak, hukuk, adalet” ve “Her yer Taksim, her yer direniş” sloganları attı. Gezi ailelerini temsilen Meriç Kahraman şöyle konuştu:

“Bugün burada bulunan yüz binlerin çok daha ötesinde, milyonlarca insanımızın hayat verdiği büyük Gezi ailesinin değerli üyeleri; baskıya, zulme, yağmaya, talana, memleketin bir istibdat düzeniyle yönetilmesine karşı bugün burada toplanan bu güzel kalabalığı, Gezi Direnişi’nde aramızdan aldıkları canlarımızın aileleri ve şu anda koğuşlarında büyük bir heyecanla izlediklerinden emin olduğumuz Gezi Davası tutuklularının aileleri olarak selamlıyoruz.

“DEMOKRASİYE GÜÇ VEREN HERKESE MERHABA”

Gücünü özgürlük ve eşitlikten alan, dayanışmayı büyüttüğümüz ama en çok da umudumuzu geleceğe taşımamıza vesile olan Gezi Direnişi’nin adalet talebini bugün bir kez daha bu meydana taşıyarak demokrasiye güç veren herkese merhaba.

“BU DAHA BAŞLANGIÇ”

Bu adalet talebi; kentlerimizin yağmalanmadığı, kamu kaynaklarımızın yok edilmediği geleceğimiz içindir. Bu adalet talebi, yargının bağımsız olduğu, yaşama sahip çıkan seslerin duyulduğu, mesleklerinin gereklerini yapan hak savunucularının tutsak edilmediği bir ülke içindir. Gezi; eşitlik, özgürlük, adalet ve demokrasi için, bu ülkenin sönmeyecek umududur. Buradan Bakırköy’e ve Silivri’ye selamlar. Bu daha başlangıç, mücadeleye devam.”

Mitingte “Her yer Taksim her yer direniş”, “Gün gelecek devran dönecek, AKP halka hesap verecek”, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” sloganları atıldı.

“ARTIK ‘DUR’ DEMENİN ZAMANI GELDİ

Kağıt toplayıcılığı yaparak geçimini sağlayan 49 yaşındaki Nusret Güllü, dertlerini şu sözlerle anlattı:

“Daha evvel davul, zurna çalıyorduk; bitti. Şimdi çekçek çekiyoruz, çekçeğimizi de elimizden aldılar. Ekmek bırakmadılar. Pazarlarda artıkları toplayarak geçiniyorduk, şimdi domates oldu 25 lira, o ezik domatesi de atmıyorlar artık… Onu da toplayamıyoruz.

(Ayağındaki terliği eline alıp göstererek) Bunu çöpün dibinden buldum, bununla geziyorum. Bizim yapacağımız hiçbir şey kalmadı. Artık ‘dur’ demenin zamanı geldi. Gözümüz açıldı.”

“BİZ OY ATMAYA KOŞUYORSAK, ONLARIN DA BİZE KOŞMASI LAZIM”

65 yaşında çalışmak zorunda kalan ve bulaşıkçılık yapan Nazife Canoğlu ise şöyle konuştu:

“Şu anda herkes denizde yüzüyor, benim gibiler karaya vurdu. Neden? 2 senedir, bana gelen yardımlarla ayakta duruyorum. Eşim emekli, 3 bin lira maaşı var. 1600 lirası kira. 1000 lirası faturalar. Geri kalanını siz hesap edin. Nasıl geçineceğimi bana sorun…

Benim her iki kalçamda platin var. Beni idama da götürseler, aynı lafları söyleyeceğim… Önce Türk vatandaşının halini hatırını soracak bir devlet istiyoruz biz. İstediğimiz bu. Biz garibanların kapısının çalınmasını istiyoruz. Biz nasıl oy atmaya koşuyorsak, başımıza gelenlerin de bize koşmasını bekliyoruz.

“EKMEK, UN, MAKARNA ALAMIYORUZ”

Bir ekmek 5 lira, biz bunu alamıyoruz. Bir kilo unu alamıyoruz. Akşamdan sabaha zam olur mu? Ben bütün hükümetleri gördüm; ama ne böyle bir zam gördüm, ne pahalılık gördüm… Makarnaya hasretsem, Türkiye’de yaşamamam gerekiyor. Ben yaşamak istemiyorum. Yeter. Hep yabancılar, yabancılar, yabancılar…”

“20 YILDAKİ EN KÖTÜ ZAMANI GEÇİRİYORUM”

Kasap Fatih Uludağ da sorunlarını şu şekilde anlattı:

“Ben yaklaşık 20 yıldır kasaplık yapıyorum, ama 20 yıldaki en kötü zamanımı geçiriyorum. Benim çıraklık zamanımda, ihtiyacı olan insanlar dükkanımıza geldiğinde onları geri çevirmezdik. Ama şu zamanda ihtiyaç sahibine bir parça et veremiyoruz. Çünkü tezgahımıza koyduğumuz etten kar edeceğiz derken, bir sonraki eti zamlı alıp zarar ediyoruz.

“15 LİRALIK KIYMA ALAN VAR”

2 gün önce dükkanıma bir vatandaş geldi, ‘yemek yapacağım, 15 liralık kıyma istiyorum’ dedi. 15 liralık kıyma 100 gram yapıyor. 100 gram kıymayla 4 kişilik aileye yemek yapacak… Bir dolma biberi doldurmayacak kıymayla 4 kişi yemek yiyecek…

“REYONDA ET OLMASI GEREKİRKEN KEMİK VAR”

Kasap reyonunda normalde et dolu olması gerekirken şu anda bizim çöpe attığımız, sıyırıp kullanmak istemediğimiz kemikli etler, çorbalık kemikler reyonlarda yerini aldı. Uygun fiyatlı olduğu için. Et tüketemeyen insanlar diyor ki, ‘en azından yemeğe tadı geçsin…’”

(Sözcü)

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.