Kaz Dağları…

Kaz Dağları…
22.08.2019
A+
A-

Geçtiğimiz günlerde Kaz Dağlarında altın çıkarmak için yapılan “ağaç katliamı” ülkenin gündemine bomba gibi düştü. Bölgede halen protestolar devam ediyor.

Oksijen deposu olarak bilinen, ülkemizin cennet köşelerinden Kaz Dağları’nda yapılan ağaç katliamı taraflı tarafsız herkesin tepkisini çekti.

İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener de çevre katliamına tepki göstermek için bölgeye gitti ve yerinde incelemelerde bulundu.

Kesilen ağaçların, yapılan çevre katliamının yankıları devam ederken, projenin diğer detayları daha da sansasyon yarattı.

Projeyi gerçekleştiren şirket Kanadalı’ydı. (Tabi ki Türk Ortakları/İşbirlikçileri var.)  Kanadalı Şirketin 100 Milyon Dolar yatırım yaptığı, 3 Milyon Onsluk rezerv bulduğu (4.27 Milyar Dolar) ve bunun sadece %4’lük payının Türkiye’ye kalacağı, Türk Devleti ne kadar altın çıkarıldığı konusunda Kanadalı şirketin beyanını esas alacağı, Türkiye tarafından Kanadalı şirkete bazı teşvikler verildiği ortaya çıktı.

Böyle bir anlaşmayı, bir ülkeye sömürge valisi atasanız, ancak o imzalar. Kanadalı şirketin CEO’sunun çıktığı televizyon kanalında “Türkler taş taşımakta çok beceriklidir” türünden açıklamaları da tüm bunların üstüne tüy dikti.

Hükümetten, kamuoyunu tatmin edecek bir açıklama henüz yapılmadı. Projenin 2001’de yapıldığı, kesilen ağaçların aslında Kaz Dağları’nda olmadığı minvalinde söylemlerde bulunuyorlar. Sanki Kaz Dağları’nda ağaç kesmek yasak, diğer yerlerde serbest. Bir de bölgeye gidip ağaca, doğaya, canlıya sahip çıkanları “gezici”, ”ülkenin kalkınmasını istemeyen, istemezükçü” ilan etmeyi boş geçmiyorlar.

Geçen günlerde Kirazlı Köyü’nün muhtarı açıklama yaptı. Projeye destek verdi. 110 nüfuslu köyden 20 kişinin madende çalıştığını, 20 kişinin işsiz kalmasını kimsenin istemeyeceğini söyledi.

Kimsenin işsiz kalması istenmez tabi ki; ancak 20 kişinin çalışabilmesi için neler kaybettiğini bilseydi muhtar bey, böyle düşünür müydü acaba? Hem ülkenin neler kaybettiğini, hem de topraklarının adeta zehirleneceğini, kanser tehdidiyle karşı karşıya kalacaklarını bilseydi acaba böyle konuşur muydu?

Ülkemizde kanser hastalığı artık sıradan olmaya başladı. Sel felaketleri can alıyor. Doğa ile inatlaşılmayacağını birçok kez acı olaylarla deneyimledik. Böyle giderse doğa hiç birimizin gözünün yaşına bakmayacak.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.