İbrahim Alagöz’den dikkat çeken Suriyeli uyarısı

İbrahim Alagöz’den dikkat çeken Suriyeli uyarısı
06.03.2020
A+
A-
  • SONHABER16/ÖZEL HABER

Bursa Osmangazi ilçesindeki Çarşamba semtinde gettolaşmanın, Türk vatandaşları için ekonomik ve sosyal tehdide dönüştüğüne dikkati çeken siyasetçi ve iş insanı İbrahim Alagöz, ”Suriyeliler, İsrail’in Filistin’i ele geçirme yöntemini Bursa’da uyguluyor. Bazı ilçelerimizde Türk vatandaşı kalmayacak” dedi.

Suriye iç savaşıyla birlikte en büyük insan göçüne ev sahipliği yapmak zorunda kalan Türkiye’de sığınmacıların durumu her geçen gün içinden çıkılması güç bir sorun haline dönüşüyor. Nüfusuna oranla en fazla sığınmacıya ev sahipliği yapan illerin başında gelen Bursa’da ise Suriyeli gettolaşması halkı tedirgin etmeye başladı.

Bursa’nın Osmangazi ilçesindeki Çarşamba semtinde gettolaşmanın Türk vatandaşları için ekonomik ve sosyal tehdide dönüştüğüne dikkat çeken siyasetçi ve iş insanı İbrahim Alagöz, “Suriyeliler, İsrail’in Filistin’i ele geçirme yöntemini Bursa’da uyguluyor. Suriyeliler bir an evvel ülkelerine gönderilmezse bazı ilçelerimizde Türk vatandaşı kalmayacak” uyarısında bulundu.

ALAGÖZ’DEN ÖNEMLİ UYARILAR

Resmi rakamlara göre 170 bin Suriyeli sığınmacının yaşadığı Bursa’daki durum hakkında inceleme yaptıran İbrahim Alagöz, “Bursa’daki Suriyeli Gettolaşması” konulu araştırmasının dikkat çeken detaylarını SONHABER16 Gazetesi ile paylaştı.

SONHABER16 Gazetesi’nin sorularını yanıtlayan Alagöz, ”Suriyeliler bir an evvel ülkelerine gönderilmezse, bazı ilçelerimizde Türk vatandaşı kalmayacak” dedi.

Siyasetçi ve iş insanı İbrahim Alagöz, Bursa’da yaşayan Suriyeli göçmenlerin durumunu değerlendirdi.

IŞİD MİLİTANLARI KAYITLI OLARAK MI SINIRI GEÇTİ?

-Bursa, geçtiğimiz yıl nüfusa oranla en fazla Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yapan şehir olarak belirlenmişti. Durum sizin araştırmanızda daha mı vahim görünüyor, nedir bu araştırmanızın içeriği?

En büyük Türk İmparatorluğu olan Osmanlı’nın temellerinin atıldığı, 39 yıl Osmanlı Devleti’ne başkentlik yapmış Bursa, 1299 yılından beridir sahip olduğu Türk kimliğini kaybetmekle karşı karşıya bırakılıyor. Büyük bir göç mühendisliği ile Türkiye’nin dört bir yanına dağılan Suriyeli sığınmacılar, kentlerimizin sosyal dokusunu, demografik yapısını ve ekonomik düzenini tehdit eder noktaya geldi. Bu anlamda Bursa biraz daha öne çıkıyor. Çarşamba semti Halep’e dönmüş durumda. Okullarda Suriyeli nüfusu Türk nüfusunu geçti, geçiyor. 170 bin resmi rakamı ne kadar gerçekçi emin değiliz. Kayıtsız kaç Suriyeli Bursa’da yaşıyor bilmiyoruz. Bu sebeple karşı karşıya olduğumuz tehlikeyi vatandaşlarımızın bilmesi ve hükümetin acil tedbir alması gerekiyor.

Bahsettiğiniz bu tehlike tam olarak nedir?

Hükümetin üzerini örtmeye çalıştığı sığınmacı sorunu, Suriye’de kafa kesen sözde IŞİD (DEAŞ) komutanını Bursa’da karşımıza kombi tamircisi olarak çıkardı. Bu teröristler Bursa’da evlere kombi tamir etmeye giriyor. İster istemez merak ediyoruz. Sözde IŞİD Komutanı Abu Taki Al Shamy kod adlı terörist, ülkemize kayıtlı mı girdi, kayıtsız mı? Kayıtlı girdiyse bu sözde komutanla birlikte kaç IŞİD teröristi daha ülkemizde? Eğer Abu Taki Al Shamy sınırımızı kaçak olarak geçtiyse, Türkiye’de, özellikle de Bursa’da kayıtsız kaç terör örgütü militanı var?

Siyasetçi ve iş insanı İbrahim Alagöz, İçişleri Bakanlığı’nın sığınmacıların karıştığı olaylar hakkında halkı şeffaf olarak bilgilendirmelerini beklediklerini ve talep ettiklerini belirtti.

Bursa’da güvenlik tehdidi mevcut mu?

Haklarını teslim etmek lazım, Polis, Jandarma ve İstihbarat Teşkilatları oldukça başarılı operasyonlar yapıyor ve güvenlik tehdidi, bu anlamda en düşük seviyelere gerilemiş durumda. Ancak sınırlarımızın durumu ve hükümetin Suriyeli sığınmacılar politikası emniyet mensuplarının da işlerini zorlaştırıyor. Öte yandan gerilim yaratmamak için Suriyelilerin karıştığı asayiş olaylarının oranını ve içeriğini bilmiyor olmak da bizi tedirgin ediyor. İçişleri Bakanlığı’nın sığınmacıların karıştığı olaylar hakkında halkı şeffaf olarak bilgilendirmelerini bekliyor ve talep ediyoruz.

SURİYELİLERE ÖZEL DEVLET HASTANESİ AÇILDI

Suriyeli sığınmacılar ile Türk vatandaşları arasında bir gerilim görüyor musunuz?

Türkiye’de sığınmacılar ile Türk vatandaşları arasında olağan bir gerilim yok. Ancak hükümetimizin uyguladığı politikalar, vatandaşlarımızda ciddi gerginlik yaratıyor. Hükümet yetkilileri her fırsatta diyorlar ki, “Suriyelilere tanınmış bir ayrıcalık, Türklerin sahip olmadığı bir hak verilmiyor” oysa gerçek böyle değil. Örneğin, Çekirge Meydanı’ndaki eski çocuk hastanesi olarak bilinen hastane binası, başhekim ve müdür dışında, tüm doktorları Suriyeli, tüm hemşireleri Suriyeli, tüm hasta bakıcıları Suriyeli olacak şekilde “Göçmen Sağlığı Merkezi”ne dönüştürüldü. Burası özel bir hastane değil, Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı’na bağlı devlet hastanesi. Bu hastanenin Türk hasta kabul etmediği söyleniyor. Savaş zamanlarında düşman askeri dahi olsa hasta seçmeyen hastanelerden biri, bugün Bursa’da Suriyeli dışında hasta kabul etmeyebiliyor. Bina içindeki tüm poliklinik isimleri, yönlendirme tabelaları Arapça. İçeriye giren Türk vatandaşı kaybolabiliyor. Türkiye’nin farklı illerinde “Göçmen Sağlığı Merkezi” adı altında Suriyeliler için Devlet Hastaneleri açılmış ve açılmaya devam ediyor.

Bu çok vahim bir iddia!

Hayır, iddia değil. Dahası var. İstediğiniz eczane ile görüşün. Türk hastalardan alınan muayene ve reçete ücretleri Suriyelilerden alınmıyor. Her yüz ilaç türünün 75 – 80 kadarını tamamen ücretsiz alıyor, kalan yüzde 15 – 20’lik ilaç türüne çok cüzi bir pay ödüyorlar. Bu pay ise 25-30 TL’yi geçmiyor.

25 KİŞİLİK SINIFLARDA 11 – 12 SURİYELİ ÖĞRENCİ VAR

Sığınmacılara özel devlet hastanesi gibi devlet okulu da var mı?

2 yıl kadar önce Osmangazi ilçemize bağlı Demirtaş semtinde merdiven altı olarak tabir edilen iki tane okul açıldı. Ancak bu okullar, Suriyeli çocukların Türkiye’ye entegrasyonu projesi kapsamında MEB tarafından kapatıldı. Sadece Suriyelilere eğitim veren bir devlet okulu yok. Ancak özellikle Yıldırım ve Osmangazi ilçelerimizde Suriyeli öğrenci sayısının Türk öğrenci sayısına ulaştığı hatta geçtiği okullar var.

Örneğin Çarşamba semtindeki Merinos İlkokulu’nun 600 öğrencisinin 350’den fazlasını Suriyeli öğrenciler oluşturuyor. İstiklal İlkokulu’nun 950 öğrencisinden 380’ni Suriyeli. Bu bölgedeki okullarda 25 kişilik sınıflarda 11- 12 Suriyeli öğrenciler var.  Zaten atanamayan binlerce öğretmen varken, işini kaybetme korkusuyla hiçbir öğretmenimiz konuyla ilgili şikayetini dile getiremiyor. Öğretmenlerimizin büyük bir kısmı, iletişim kurmakta zorlandığı Suriyeli öğrenciler yüzünden Türk öğrencilerine gereken vakti ayıramıyor ve yeterli ilgiyi gösteremiyor olmaktan şikayetçi durumda.

GETTOLAŞMA KORKUNÇ BOYUTLARA ULAŞTI

Okullarda söylediğiniz düzeyde bir Suriyeli yoğunluğu söz konusuysa, bu çocukların aileleriyle birlikte ikamet ettiği mahallelerde durum nedir?

Bursa’daki en yoğun Suriyeli nüfusu Yıldırım ilçemizde bulunuyor. Ancak bizim araştırmamız Osmangazi ilçemizi kapsıyor. Bu ilçemize bağlı Çarşamba semti; Altıparmak, Selimiye, İntizam, Çırpan, Hoca Hasan, Aktar Hüssam, Kuruçeşme ve Rusçuk olmak üzere 8 mahalleden oluşuyor. Suriyeli sığınmacılar da bu mahallerde yoğunlaşmış durumdalar. Resmi rakamlara göre bu bölgede kayıtlı 35 – 40 bin civarında Suriyeli sığınmacı var. Bu mahallelerin ara sokaklarında Türk bakkal, berber, kahvehane bulmak neredeyse imkansız hale geldi. Bursa’nın bir zamanlar en işlek caddelerinden biri olan İlkbahar Caddesi gettolaşma için çok güzel bir örnek teşkil ediyor.

19 KUYUMCUNUN 17’Sİ SURİYELİ

İlkbahar Caddesi’nde oto kiralama dükkanları dışında 141 adet dükkan bulunuyor. Suriyeliler, oto kiralama işine girmedikleri için bu dükkanları kapsam dışında tuttuk.

Bu 141 dükkandan; 28 adet giyim ve ayakkabı mağazasının 19’u, 41 adet lokanta, restoran, kafe ve pastanenin 26’sı, 19 adet kuyumcu dükkanının 17’si, 11 adet emlak ve tercümanlık dükkanının 7’si, 18 adet telefon, GSM ve telefon aksesuarı mağazasının 9’u, geriye kalan berber, bakkal, market, kasap, bijuteri vb gibi 40 kadar farklı işletmenin 19’u Suriyeli sığınmacılara ait. Toplamda 141 dükkanın 74’ü Suriyeli işletmecilerin eline geçmiş durumda.

İSRAİL’İN FİLİSTİN’İ İŞGAL YÖNTEMİNİ SURİYELİLER BURSA’DA UYGULUYOR

Peki bu kadar parayı nereden buldular? Bu kadar yatırım Bursa ekonomisine katkı sağlamadı mı?

Tespit ettiğimiz kadarıyla Bursa’ya gelen sığınmacıların önemli bir kısmı Halep ve Şam bölgesinden gelmiş. Kısmen de olsa varlıklı insanlar. Ancak Bursa ekonomisine hiçbir katlıları yok. Çünkü sığınmacılar, AVM ve büyük çarşılar dışındaki Türk işletmecilerden alışveriş yapmıyorlar. Suriyeli esnaftan alışveriş yapmayı tercih ediyorlar. Suriyeli esnaflar da aynı şekilde Türk esnafla değil, Suriyeli esnafla ticaret yapıyor.

Öte yandan Suriyeliler, Türklerin 1.000 TL ila 1.200TL kira ödedi dükkanlar için 4.000 TL ile 7.500 TL arasında kira ödemeyi kabul ederek, Türk esnafın bölgeyi terk etmesini sağlıyor. Bu da gettolaşmayı hızlandıran en önemli unsurların başında geliyor. Aynı durum apartman dairelerinin kira fiyatları için de geçerli.

Türklerin 500-800TL arasında kira ödediği dairelere 1.500 TL kira ödüyorlar. Ev sahibi Türkler bu durumu kısa vadede bir kazanç olarak görse de gettolaşma tamamlandığı zaman o bölgede oturacak Türk bulamayacaklarından, Suriyeliler 100TL bile kira verse razı olmak zorunda kalacaklar.

YEDEK ÇOCUK İDDİASI

Tüm bunların yanında Suriyeli sığınmacıların yardım aldıkları bazı dernek ve vakıf avukatlarının, Suriyeli sığınmacılara “vatandaşlık kazanmak istiyorsanız, en az iki çocuk yapın. İlk çocuğa bir şey olursa evinizde yedek çocuk bulunsun. Böylece kanun çıktığı zaman vatandaşlığınızı garanti altına almış olursunuz” dediği iddia ediliyor.

Bu vahim bir iddia ve devletin ilgili kurumlarının bu konuyu araştırması gerekiyor. Kasıtlı olarak Türkiye’de yaşayan Suriyeli nüfusunu arttırmak için böylesi sinsi bir tuzak Suriyelilere ve Türklere kuruluyorsa, bilmediğimiz, duymadığımız ne oyunlar oynanıyor diye sormadan edemiyoruz.

Bursalılar olarak hükümetimizi uyarıyoruz; Suriyelilerin ülkelerine dönüşü sağlanmazsa 10 yıl sonra Bursa’nın bazı ilçelerinde Türk kalmayacak.

YORUMLAR

  1. ibrahim dedi ki:

    Yorum