DOONNKK..!

DOONNKK..!
31.10.2023
A+
A-

Çay ocağında arkadaşım ile ülke gündemine dair sohbet ederken, yan masadan bize doğru döndü;

– Afedersin abi, sen gazeteci misin?

– Ucundan kıyısından. Ne oldu ki?

– Ya kusura bakmayın, konuştuklarınıza kulak misafiri oldum; müsaade edersen sana bir şey sormak istiyorum.

– Sormasına sor da, neden sadece bana? Bak burada arkadaşım da var.

– O da gazeteci mi?

– Yok o akademisyen

– O zaman çaresiz sana soracağım abi.

– Eh sor peki ama çalıştığım yerden sormazsan kaçak dövüşürüm ona göre.

– Köşe filan yazıyor musun abi.

– Evet köşe değilse bile filan yazmaya çalışıyorum.

– Magazin mi, spor mu, siyaset mi yazıyorsun?

– Bak ona bunca yıldır ben de karar veremedim işte. Sana ayrı ayrı gelen bu konular bazen öylesine iç içe geçiyorlar ki, siyaset yazmak için oturuyorsun; bir bakmışsın magazin yazmışsın, hadi spor yazayım bari diyorsun, siyaset yazmışsın haberin yok.

– Kaç yıldır yazıyorsun ?

– Çok yıldır.

–  Tamam bu son soru abi; yazıyorsun da ne oluyor? Yani ülkede, Bursa’da ne değişiyor? Sen derken bütün yazarlar yani…

– DOONNKK…

***

Tahmin ettiniz tabi;

Bu donnkk sesi benden geldi.

Dannnnk olsaydı işte o anda birden bire kafama dank etti filan diye cümle kurarak söze devam edebilirdim de, doonnkk edince gençlerin deyimi ile artçısı kal oluyor.

İnsana kal geliyor yani.

Yanlış hatırlamıyorsam sadece Bursa’da ilçeler dahil olmak üzere günlük basılan yirmi gazete var.

Onun yarısı kadar da haber sitesi olsa eder otuz.

Her birinde ortalama beşer kişi köşe yazsa yüz elli. Her birinin dışarıdan yazanları da ortalama üç olsa (fazlası vardır eksiği yoktur) ceman iki yüz kırk.

Hadi yuvarlayalım,demek ki sadece ilimizde günde yaklaşık iki yüz elli köşe yazısı yazılıyor.

Bu iki yüz elli konu, iki yüz elli yorum, iki yüz elli öneri, iki yüz elli eleştiri demektir ki, Bursa gibi bir şehir için hiç de azımsanmayacak bir rakamdır.

Köşe yazılarının ana amacının bir konuya dikkat çekmek olduğu da göz önüne alınırsa iki yüz elli gündem konusudur da.

Ama delikanlının sorusu da orada duruyor işte;

‘’Yazıyorsun da ne oluyor; yani ülkede, Bursa’da ne değişiyor?’’

Sahi diğer kentlerdekilerle birlikte belki binlerce yerel basın, ulusal bazda yayınlananlar ve bir o kadar haber sitesinde yazılan yine binlerce yazı yazıldıkları konularda neleri değiştirebiliyorlar?

Kaç tanesi (popülist ve nokta atış ve açık özneli olanlarının dışında) gündem oluşturup farkındalık sağlayabiliyorlar?

Kaç tanesinin eleştirdiği konularda ilgilileri önlem almaya çalışıyorlar, kaç tanesinin yorumları almaları gerekenler tarafından kaale alınıyor ve kaç tanesi yazdıkları, yorumladıkları, eleştirdikleri, çözüm önerilerinde bulundukları  konularda önemseniyorlar alınıyorlar?

Ve en can alıcı soru; Kaç tanesi okunuyor ve kaç tanesi birbirlerinin yazılarını okuyor? (Aynı gazetede köşe yazanlar da buna dahil)

Elbette hepsinin belli bir okuyucu kitlesi vardır buna şüphe yok ama yazılanlar genellikle suya yazılmış kabul ediliyorlar ki, yaşanılan hangi sorun varsa değil ortadan kaldırılsın evrilerek sürüyor.

Bendeniz yerelden ve ulusaldan günde en az yirmi köşe yazısı okurum.

Köşe yazılarının (tabii ilk okul düzeyindeki kompozisyonları aşamamışları ve bir yerlere mesaj vermeye çalışanları hariç) tarihe düşülen notlar olduğuna inanırım.

Köşe yazısı yazmanın bir popülarite aracı değil, fikrin topluma ve ilgilere sunumu olduğunu düşünürüm.

Hatta ısrarlı şekilde yazıldıkların da önün de sonun da bir yerlerden karşılık göreceklerine dair umudum da her zaman vardır.

İyi de o zaman neden doonnkk ettim?

Öyle ya bizim memlekette köşe yazılarının toplumda bir algı oluşturabilme güçlerinin sonsuzluğuna hatta varlığına bile inanacak kadar saf olmadığıma göre neden doonnkk?

Yazılan yazıların toplumda öyle elle tutulur bir karşılığı olmadığını mı anladığım için mi, yoksa derin bir düş kırıklığına uğradığım için mi ya da çocuk haklı diyerek içimden ‘‘Sahi biz neden yazıyoruz ki’’ diye geçirdiğim için mi?

Emin olun yanıtını daha doğrusu gerçek yanıtını bulamadım henüz bu doonnkk meselesinin.

Hepsi olabilir çünkü.

Belki de malumun ilanının şakkadanak yüzüme söylenmesinin verdiği şoku atlatamadım?

O da kuvvetle muhtemel.

Eve gittim hanıma sordum?

‘‘Sahi biz neden yazıyoruz?’’

Dedi ki; ”Birileri yazmalı…”

Ben de oturdum bu yazıyı yazdım.

İtiraf edeyim yazarken de biraz ürperdim.

Ne bileyim sanki o delikanlı yazı boyunca ,

Omuzun üzerinden ekrana bakıyor ve kulağıma fısıldıyormuş gibi geldi;

DOONNKK DOONNKK DONNKK…

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.