Bursa Barosu, akademik meslek odaları ve sendikalardan açık hava basın toplantısı

Bursa Barosu, akademik meslek odaları ve sendikalardan açık hava basın toplantısı
13.05.2020
A+
A-

Av. Gürkan Altun: Soma’da acılı aileleri savunan avukatlar cezaevinde, iş cinayetinin sorumluları dışarıda

Barolar ile akademik meslek odalarımızın anayasa ve yasalarla belirlenen kuruluş, görev ve sorumlulukları ile demokratik seçim esaslarının değiştirilmek istenmesi kabul edilemez.”

Bursa Barosu ve Bursa Akademik Odalar Birliği üyesi meslek odalarının başkan ve yöneticileri, uzun bir aradan sonra bir araya geldi. BAOB Yerleşkesi önünde önce Soma maden katliamının 6. yıldönümü nedeniyle, hayatlarını kaybeden 301 madenci anıldı ve TMMOB’un basın açıklaması okundu. Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun da, barolar ve akademik meslek odaların seçim sistemlerinde değişiklik yapılarak etkisizleştirilmesi girişimlerine karşı hazırlanan ortak bildiriyi okudu.

Basın açıklaması, Bursa Akademik Odalar Birliği (BAOB) Yerleşkesi’ndeki Demokrasi Meydanı’nda düzenlendi. Açıklamaya Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun, Başkan Yardımcısı Av. Metin Öztosun, Yönetim Kurulu Üyesi Av. Sefer Bülent Yaylalı ile akademik meslek odaları ile sendikaların şube başkanları ve yöneticileri katıldı.

Koronavirüs salgını nedeniyle maskeli bir şekilde sosyal mesafe kuralına uyularak gerçekleştirilen açık hava toplantısında önce Soma faciasında hayatlarını kaybeden işçiler için saygı duruşunda bulunuldu. TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Ferudun Tetik, Soma maden katliamının 6. yıldönümü nedeniyle TMMOB tarafından hazırlanan basın açıklamasını okudu.

Açıklama şöyle:

“SOMA FACİASINI UNUTMADIK”

“Ülkemizin en büyük felaketlerinden birisi olarak tarihe geçen Soma Maden Faciası’nın 6. yılında, kaybettiğimiz 301 madencimizi saygıyla anıyoruz.

6 yıl önce yaşanan felaket, sömürü hırsının ve neoliberal politikaların maden işletmelerini getirdiği durumu gözler önüne sermişti. Yıllar boyunca uygulanan özelleştirmelerle kamu madenciliğinin yok edilmesinin, işçilerin sendikasızlaştırılmasının ve köleci çalışma sisteminin dayatılmasının madenleri işçiler için ne kadar güvensiz yerler haline getirdiğini gördük. Uzun bir geçmişe dayanan madencilik bilgi ve birikiminin yok sayılarak teknik bilgi ve alt yapı olarak yetersiz, deneyimsiz şirketlerin kar hırsıyla işlettikleri madenlerin taşıdıkları tehlikeleri acı biçimde deneyimledik.

Facia sonrasındaki dava süreci de ülkemizdeki adalet sisteminin içinde bulunduğu durumu gözler önüne serdi. 301 kişinin hayatını kaybettiği, yüzlerce ailenin yıkıldığı facianın davası 3 yıl sürmüş, yargılama sonucunda ise şirket sahibi beraat etmişti. 6 ila 22 yıl arasında değişen miktarlarda ceza alan 14 kişiden pek çoğu tahliye olurken, geri kalanları da geçtiğimiz ay yasalaştırılan infaz indiriminden faydalandırıldı.

Aradan geçen 6 yılda, faciada kaybettiğimiz 301 madencinin acısı üzerine, yaşanan adalet faciasının yarattığı haksızlık duygusu eklenmiştir.

Üzerinden kaç yıl geçerse geçsin, yargı ne karar verirse versin, bizler, 301 madencinin ölümünü, siyasi iktidarın ve kamu kurumlarının sorumluluğunu, madenci şirketin açgözlü sahiplerini ve faciaya sebep olan kişileri asla unutmayacağız.

İnsanca yaşayabileceğimiz bir ülke ve insani koşullarda çalışabileceğimiz iş koşulları için mücadele etmeye devam edeceğiz.” 

ALTUN: SOMA DAVASINDA ŞİMDİYE KADAR GÖRMEDİĞİMİZ ŞEYLERİ GÖRDÜK!

Tetik’in ardından kürsüye Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun geldi. Altun, Bursa Barosu ile birlikte Bursa Diş Hekimleri Odası, Bursa Eczacılar Odası, Bursa Tabip Odası, Bursa Veteriner Hekimleri Odası, TMMOB, DİSK, KESK ve TÜMTİS’in imzası bulunan ortak basın açıklamasını okumadan önce Soma maden katliamıyla ilgili konuştu. Altun “Bursa Barosu, Soma davasının bileşenlerinden biriydi. Türkiye’nin her yanından gelen yüzlerce avukat takip etti. Katliamın sorumluları beraat ettiler, aklandılar, en kötü ihtimalle infaz yasasından yararlanıp tahliye edildiler. Bu davada hiç görmediğimiz kadar savcı, gördük, hakim gördük. Mahkeme heyetleri sürekli değişti. Değişmeyen tek şey acılı ailelerdi. Değişmeyen tek şey 81 ilden gelen avukatlardı. Sivil toplum örgütleriydi. Orada mağdur aileleri savunan bu cinayete karşı duran avukatlar tutuklandılar, mahkum edildiler, cezaevlerine tıkıldılar. Orada bu ailelerin yanında duran meslek odaları ve barolar bugün kapatılma riskiyle karşı karşıya. Bundan sonra Bükköy’deki, Soma’daki gibi maden faciaları olacak ama bunlar artık kamuoyunun gözünden kaçırılacak” dedi.

Altun daha sonra ortak açıklamayı okudu:

“BAROLAR VE AKADEMİK MESLEK ODALARI
DEMOKRATİK SİSTEMİN TEMİNATIDIR”

“Tüm dünya ülkeleri ile birlikte ülkemizin de Covid-19 salgınının etkisi altında olduğu, yurttaşlarımızın ve üyelerimizin virüs tehdidi altında sosyal ve ekonomik anlamda büyük zorluklarla mücadele ettiği bugünlerde, barolar başta olmak üzere akademik meslek odalarının yapısının ve seçim sistemlerinin değiştirilmesine ilişkin tartışmalar yeniden gündeme getirilmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Barolarımız ve meslek odalarımız da Anayasamız ve kuruluş kanunlarımız uyarınca ‘kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır.’

Demokratik bir süreç işletilmeden, barolardan, akademik meslek odalarından ve üniversitelerden görüş ve öneri alınmadan, yine bu görüş ve önerileri sunanlardan oluşacak bir komisyonda değişiklik önerilerini tartışmaya açmadan, kapalı, gizli toplantılarla, demokratik hukuk devletinin teminatı barolar ile akademik meslek odalarımızın Anayasa ve yasalarla belirlenen kuruluş, görev ve sorumlulukları ile demokratik seçim esaslarının değiştirilmek istenmesi kabul edilemez.

Pandemi süreci öncesinde de baroların ve akademik meslek odalarının üyelerinin özlük hakları, mesleki ve ekonomik sorunlarının çözümüne ilişkin talepleri ile kamu yararını önceleyen önerileri dikkate alınmadan sadece bu kuruluşların başta seçim usulleri olmak üzere kuruluş görev ve sorumlulukları ile iç işleyişlerinin tartışmaya açılmasını üzüntü ve kaygı ile karşılıyoruz.

“BAROLAR VE ODALAR İŞLEVSİZ HALE GETİRİLMEK İSTENİYOR!”

Geçtiğimiz yıllarda da defalarca kamuoyunun gündemine getirilen, ‘barolara ve akademik meslek odalarına üyelik zorunluluğunun kaldırılması, her ilde birden fazla baro ve akademik meslek odası kurulması ve seçim sistemlerinin değiştirilmesi’ne yönelik çalışmalarla, barolar ve akademik meslek odalarının bölünerek parçalanmasının, etkisizleştirilerek işlevsiz hale getirilmesinin ve nihayetinde ‘sessiz’ kılınmasının amaçlandığı açıktır.

Varlığını kamu yararını gözetmeye adayan ve kamu hizmetini yerine getiren barolar ve akademik meslek odaları, üye sayılarının en demokratik şekilde temsil edildiği seçim sistemleri ile katılımcı demokrasinin uygulayıcılarındandır. Kuruldukları günden bu yana, meslektaşlarının mesleki sosyal ve ekonomik sorunlarını, yurttaşların toplumsal ve ekonomik sorunlarından ayırmadan hukuki ve teknik bilgisini kamunun hizmetine sunan, halkın hak ve özgürlüklerini savunan bu kuruluşlar demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin de teminatıdır.

Baroların, akademik meslek odalarının ve üyelerinin bu yönde bir değişiklik talebi olmamasına rağmen küresel salgınla mücadele ettiğimiz bu sıkıntılı günlerde tamamen antidemokratik bir süreç işletilerek gündeme getirilen bu değişiklik taleplerinden vazgeçilmesi gerektiğini ifade ediyoruz.

Aşağıda imzası olan akademik meslek odaları ve sendikalar olarak;

Baroların ve akademik meslek odalarının yapısını bozacak, bölüp parçalayarak etkisizleştirecek değişiklik önerilerini kabul edilemez buluyoruz. Baroların ve akademik meslek odalarının bağımsız ve demokratik yapılarına müdahalelerden derhal vazgeçilmesi gerektiğini tekraren ifade eder, kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.