Bülent Ersoy’un 21 kişilik orkestrası tutuklandı

01.10.2021
A+
A-

Konser için KKTC’ye giden Bülent Ersoy’un 21 kişilik orkestrası, konser sonrası koronavirüs nedeniyle düzenlenen evraklarının sahte olduğu gerekçesiyle polis denetiminde otelde gözetim altına alındı. 21 kişilik müzisyen ekibi, sahte PCR testi yapmak gerekçesiyle yargılandıkları davada tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Geçtiğimiz ay bir otelde konser vermek için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne 21 kişilik orkestrasıyla giden “Diva” lakaplı Bülent Ersoy’un orkestrasının PCR testlerinin sahte olduğu ortaya çıktı.

İHA’nın haberine göre testlerinin sahte çıkmasının ardından 21 kişilik müzisyen ekibi, yaklaşık 1 ay kadar otelde polis gözetimine alınmış ve Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanmalarına başlanmıştı.

CEZAEVİNE GÖNDERİLDİLER

Yargılanmaları devam eden müzisyen ekibi hakkında mahkeme, tutuklama kararı aldı. Cezaevine gönderilen müzisyenler suçsuz olduklarını ve yetkililerden yardım istedi.

‘RAPORU VEREN SERBEST, RAPORU ALAN TUTUKLU’

Olayla ilgili açıklamalarda bulunan Müzisyenler ve Sanatçılar Federasyonu Başkanı Ahmet Onurlu, raporu veren hastane yetkilisi ve raporu imzalayan doktorun serbest olduğunu ancak raporun verildiği müzisyenlerin tutuklanmasının mantıklı olmadığını dile getirerek, şunları söyledi;

“Kıbrıs’a konser vermek için giden 21 müzisyenin eline tutuşturulan sahte PCR raporu düzenleyen KKTC vatandaşları ve otel yöneticileri serbest. Sahte belgeleri düzenleyen KKTC vatandaşı hastane yetkilisi, doktor ve hemşire serbest. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan 21 müzisyen, 1 aydır gözetim altında tutulduktan sonra bugün verilen kararla tutuklu. Suçun övülecek bir yanı olamaz ama KKTC’deki adalet anlayışı ve ayrımcılık hepimizi endişelendiriyor.”

ORKESTRASI HAPSE ATILAN BÜLENT ERSOY’DAN AÇIKLAMA: EKİBİM İÇİN SERVETİMİ VERECEĞİM

Sahte PCR testi davası kapsamında 21 orkestra çalışanı tutuklanan Bülent Ersoy, sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Ersoy, orkestrasının suçsuzluğunun ispatlanması için servetini vereceğini söyledi.

Bülent Ersoy’un KKTC’de bir otelde vereceği konserin orkestra elemanları, ülkeye sahte PCR testi ile girdikleri için 1 aydır otelde gözaltında tutuluyordu. Önceki gün mahkemeye çıkan 21 müzisyen hakkında tutuklama kararı verildi. Hapse gönderilen müzisyenler için hüküm 4 Ekim’de açıklanacak. Ekibe sahte belgeleri sağlayan Yılcay Takar ve Mehmet Öz ile otelin genel müdürü Süleyman Leventoğlu, 20’şer bin lira kefaletle serbest bırakılmıştı.

 “ADALETİNİZ KİŞİLERE GÖRE Mİ DEĞİŞİYOR?”

Yaşanan bu gelişme sonrası Bülent Ersoy, Instagram hesabından şu açıklamayı yaptı:

“Adalet herkes içindir. Adalet herkesten üstündür. Adalet karşısında herkes eşittir. Peki o zaman Kıbrıs’a benimle konser vermeye giden 21 müzisyen dostlarımın ellerine tutuşturulan sahte PCR raporu alan adı geçen otelin sayın genel müdürü Süleyman Bey’in ve bu raporları tanzim eden hatır gönül ve kazanç için sahtekârlık yapan sayın doktor hemşire ve hastanenin onayladığı resmi belgeleri tanzim ve tebliğ eden kişilerin hiç mi suçları yoktu da ada içerisinde elleri kollarını sallayarak ortalarda yüzsüzce dolaşıyorlar ve serbestler. Benim ekmek parası için hayat savaşı veren sevgili arkadaşlarım bugün elleri kelepçeli bir şekilde hapse atıldı. Sizin adanızda adalet kişilere göre değişim mi gösteriyor?”

“BUGÜNE KADAR SUSTUM”

“Hayatım boyunca adaletsizliğe hiç prim vermedim. Kendim de iki kez hapse girdim. Kimselerden de yardım dilenmedim… Çünkü o suçları işlemiştim. Cezasını da çekmekle mükelleftim. Bu konuyla ilgili bugüne kadar 21 arkadaşım ve dostuma mahkemelerinde ters bir reaksiyon oluşmasın adına herhangi bir şekilde zarar gelmesin diye evet sustum. Onlarla sadece telefonda konuşarak gerek maddi gerek manevi ilgimi alakamı, sevgimi bağlılığımı hep hissettirmeye çalıştım. Ailelerine maddeten yardım ettim. Bir saz arkadaşımın hamile eşini yatırdığım çok ünlü bir hastanede doğumunu yaptırttım. Hatta ve hatta kendileri de teveccüh buyurup yeni doğan evlatlarının ismini Bülent koymuş. Ben bütün bunları yaparken yardımlarımı şova dönüştürmeden, sağ elin verdiğini sol el görmemeli, bilmemeli terbiyesi içerisinde hareket ettim. Bu hayatım boyunca da böyle oldu.”

“TÜRKİYE’NİN EN İYİ AVUKATLARINI GÖREVLENDİRDİM”

“Yani kısacası elimin erdiği, gücümün yettiğince arkadaşlarımın hep yanlarında oldum ve olacağım da… Bugüne kadar da ustum ama artık bugün o kelepçeli elleri gördükten sonra hak aramak nasıl oluyormuş göreceğiz, görüşeceğiz. Aslında ben de bu konudan maddi ve manevi olarak son derece zarar ve ziyanını yaşadım ve yaşıyorum da… Ekibimin olmayışı nedeniyle tüm alınmış işlemi iptal etmek zorunda kaldım. Manevi acı ve ziyana gelince onun zaten karşılığı yok. Türkiye’nin en iyi avukatlarını görevlendirdim. O adı geçen otelin genel müdürü Süleyman beyefendi, o hastanenin doktoru ve o koskoca hastanenin yargılanmaları için gereken hukuki savaşı tüm servetim pahasına vereceğim.”

“Ayrıca bu savaşım sadece Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hudutları içinde kalmayacak. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde de bu hakkımı ve haklarımızın son nefesime kadar mücadelesini vereceğim.”

(İHA-Sözcü)

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.