Türkiye Federe Devletler Cumhuriyeti

27.11.2018
A+
A-

Değerli okurlar,

Yaklaşan yerel seçimler öncesi biraz geçmişi hatırlatacak bir yazı kaleme almak istedim.

3 Kasım 2002’de geldiler.

65,6 milyon kişiydik.

41,4 milyon seçmendik.

31,6 milyon geçerli oyduk.

% 79.1 katılım ve sadece % 48’in iradesi ile ülkeyi teslim ettik.

Bu 31,6 milyonun, 16,9 milyonu Meclis’te temsil imkânı buldu.

Yani sadece AKP ve CHP Meclis’e girebildi % 10 barajını aşarak.

Aşağıdaki tabloya bakarak bir hatırlayalım 3 Kasım 2002’yi.

AKP 10, 8 milyon ile 363, CHP 6,1 milyon ile 178, Bağımsızlar ise yaklaşık 300 bin oy ile 9 milletvekili çıkardı.

Yani 65,6 milyonun yaşadığı bir ülkede, 16,9 milyon ile ülke yönetimi ZAPTEDİLDİ.

Geriye kalan bildiğimiz, unuttuğumuz tüm siyasi partiler baraj altı ve bazıları tarihin karanlık sayfalarına gömüldü.

Yeni bir Türkiye doğdu!

Dikkatimi çeken önemli konu başlıklarını kısaca özetleyeceğim sizlere değerli okurlarım:

Bülent Ecevit, Süleyman Demirel, Kenan Evren, Necmettin Erbakan, Muhsin Yazıcıoğlu ve Erdal İnönü vefat etti.

Mesut Yılmaz, Tansu Çiller, Murat Karayalçın, Sadettin Tantan, Erkan Mumcu, Besim Tibuk, Deniz Baykal ortalıkta görünmüyor ve kendilerini unutturuyor, Doğu Perinçek’in ise ne yapmaya çalıştığını çözebilene aşk olsun.

Bütün bunlara sebep olan, kripto olarak kullanılan ve planın en kritik ismi Cem Uzan ise ortalıklarda dolaşmasın ve konuşmasın diye Amerika’nın bir devlet uygulaması olan, eski siyasetçilerine yaptırdığı gibi bir çiftlikte inzivaya çektirilmiş olarak korunuyor.

‘’Anayasayı bir kere delmekle bir şey olmaz’’ (Turgut Özal)

‘’Dün dündür, bugün bugündür’’ (Süleyman Demirel)

‘’Asmayalım da besleyelim mi? Nitekim!’’ (Kenan Evren)

‘’Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkma gibi bir huyu vardır’’ (Erdal İnönü)

‘’Hadi ordan! Ve kanlı mı olacak, kansız mı?’’ (Necmettin Erbakan)

‘’Eşitlik her zaman adil değildir’’ (Bülent Ecevit)

‘’Bir saniyesine hükmedemediğiniz şu dünyada, fırıldak olmanın âlemi yok!’’ (Muhsin Yazıcıoğlu)

Sağ&Sol çatışmaları, Alevi&Sünni gerginlikleri, darbeler, ambargolar, asılan başbakan ve bakanlar, koalisyonlar, ekonomik krizler, sivil askeri darbeler, siyasi gerginlikler, ülke üzerinde hiç bitmeyen yurtdışı kaynaklı oyun ve planlar ile yıpranan ve bunalan seçmen yani Türk vatandaşı başını hiç kaldıramadı yerden. Omuzları hep düşük, hep dertli, borçlu ve mağdur bırakıldı. Akıl, bilim, teknik ve sanat hiç ön planda tutulmadı, hep din ve töre kaynaklı yaşam tarzı ile idare etmeye çalıştı.

Sonuç?

Yukarıdaki tablo ile anlatacak olursak.

Ülke nüfusunun yaklaşık % 25’i ile başlanan bu serüvende,

Çıraklık, Kalfalık, Ustalık dönemleri ulaşılmak istenen hedeflere bakılınca oldukça başarılı bir şekilde geçirilerek…

Bu haftaya yine damgasını vuran, MHP lideri Sayın Bahçeli’nin yaptığı meşhur matematik hesapları vardır bilirsiniz.

65.6 milyon nüfus? (Eveeeett…)

41.4 milyon seçmen?

Bölün. (Eveeeett…)

Çıkan sonucu, (Eveeeett..)

31,6 milyon geçerli oy?

Toplayın. (Eveeeett…)

% 10 barajı ve 300 küsur milletvekili ile böldünüz müydü? (heeeaaaeee)

Ne çıktı?

Neee?

Buyurun size Türkiye Federe Devletler Cumhuriyeti…

*** ***

AVRUPA YEREL YÖNETİMLER ÖZERKLİK ŞARTI…

Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı, 15 Ekim 1985 tarihinde imzaya açıldı. Türkiye anlaşmayı 21 Kasım 1988’de imzaladı. Avrupa Konseyi, 1981-1984 yılları arasında yerel idarelerin özerkliği ile ilgili bazı ilkeleri tartıştı ve bir karar tasarısı hazırladı. “Yerel idarelerin güçlendirilmesi, özerkliklerinin savunulması, yerinden yönetim ve demokrasi ilkelerine dayanan bir Avrupa’nın kurulmasının temel koşuludur” görüşünden hareketle hazırlanan tasarı daha sonra “Özerklik Şartı” olarak Avrupa Konseyi’nce kabul edildi. Türkiye, Şartı 1988 yılında imzaladı. 1991 yılında da 3723 sayılı yasa ile TBMM tarafından onaylanması uygun görüldü ve 1992’de 92/3398 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile onaylandı. (Resmi Gazete: 3.10.1992 – 21364)… Yürürlük tarihi ise 1 Nisan 1993 olarak belirlendi. Türkiye, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın bazı hükümlerini benimsedi. (Türkiye’nin benimsediği maddeler için 3723 sayılı yasaya bakınız…)

Hayırlı ve de uğurlu olsun…

Cumhuriyet ve esen kalın.

YORUMLAR

  1. Suleyman dedi ki:

    Elinize Sağlık.

  2. Sefa tarakçıoğlu dedi ki:

    Maalesef ülkedeki seçim sistemi azınlığın çoğunluğa hükmetmesi ondan sonra demokrasi diyorlar hepsi hikaye birde para ile satın alınan ( makarna kömür gibi) insanların varlığı sonrada vatanseverlik bumudur ama işin gerçeği malesef böyle

  3. Servet dedi ki:

    Ellerine sağlık keyifle okudum gerçekleri açıklamışsınız

  4. Erdal ay dedi ki:

    Ayhan bey ,güzel bir yazı olmuş ,emeğinize sağlık,şu bir gerçekli 2002 den beri özerklik Akp nin aklında varolup uluslararası destekçileride birhayli fazladır.Emin olmalıyızki doğru zamanı kollamaktadır (kendince) saygılarımile Erdal Ay

  5. Murat Y. dedi ki:

    Sayisal ifadelerin ve tablolarin da yer aldigi doyurucu bilimsel bir yazi olmus .
    Tebrikler.

  6. Kürşat Acartürk dedi ki:

    Ayhan Bey,
    Öncelikle bazı rakamları hatırlattığınız için teşekkürler. Bu şartlarda yapılacak tek şey saçma sapan partilerin peşinden gidip oyları anlamsızca bölmek yerine tek bir vücut olup en çok iki partide birleşmek ve çoğunluğun temsil edildiği bir sistemi oluşturmak gerekiyor. Bu partilerin de hedefi yurtta barış dünyada barış ilkesinden hareketle bilime inanan ve üretimi benimseyen çağdaş ve yenilikçi yöneticilerle yola çıkmak olmalıdır.
    Saygılarımla…

  7. Nihat Sapan dedi ki:

    “Akıl, bilim, teknik ve sanat hiç ön planda tutulmadı, hep din ve töre kaynaklı yaşam tarzı ile idare etmeye çalıştı.“
    Çok iyi bir tesbit.

  8. Mehmet ali dedi ki:

    Herşey ile mükemmel rakamları tuturmanveeskiyi hatırlamazsın sağlaman güzel bir suşileanlatım kazandırmıştır te riskler. Ayhan güzel bey.

  9. Necla Güler dedi ki:

    Güzel bir yazı olmuş kaleminize sağlık Ayhan bey…

  10. Elif Yaldız dedi ki:

    Güzel bir yazı.. Emeğinize sağlık..

  11. Bünyamin Aydın dedi ki:

    Ayhan kardeşim kalemine sağlık
    Yaz yazmaya bilgilendirmeye devam
    Sevgiler başarılar