Tembellik etmenin zevkini çıkarmak (2)

Tembellik etmenin zevkini çıkarmak (2)
06.06.2020
A+
A-

19.yüzyıl başlarında dünyada, modern bilimin gelişmesi ile yeni oluşumlar başlamıştır. En önemlisi, ‘’Endüstri Toplumu’’ kavramıdır.  Endüstri toplumu deyince; üretimde verimlilik, yeni bir örgütlü işçi sınıfının doğması, ekonomik kaynakların maksimum kullanımı vb. unsurlar akla gelmektedir. Kapitalist sistem açısından yeni bir dönem başlamıştır.

Henry Ford’un geliştirdiği ‘Yürüyen Bant Sistemi’ üretimde müthiş bir hacim yaratmıştır. Oluşan üretim fazlalığı, sonuçta talebin üzerinde olması sebebiyle yeni bir krizi gündeme getirmiştir.

Üretilen ürünlerin bir çoğu satılamayıp, stokta bekletildiğinden dolayı kriz yaratmıştır.

Bunun adı; ”1929 Dünya Ekonomik Buhranı – Kara Perşembe’’

Borsalar çökmüş… İntiharlar… 50 milyon insan iş gücünü kaybetmiştir. Dünya ticareti % 65 oranında azalmış; Sanayi, ticaret, ve tarım sektörü çok büyük yaralar almıştır.

Evet, 1929 Ekonomik Buhranı’nın en büyük nedeni; üretim fazlalığının stokları artırması, sonuçta üretimin elde kalması sonucu, üretim fazlalığının, talep yetersizliğini doğurmasıdır. Bu kapitalist sistem için en önemli ikaz sinyali idi.

Sonuçta, talep yetersizliği üretim dinamiklerini yerle bir etmiş. Firmalar zarar etmeye başlamış ve işçi çıkarma yoluna gidilmiştir. Bu gidişat talebi daha da düşürerek kriz daha da ağırlaştırmıştır.

Kapitalist sistemin çarkları ancak  ‘‘Devlet Müdahalesi’’ ile devam edebilirdi. J. M. Keynes’in politikaları tüm dünyada bir rahatlama yaratmış. Devlet politikaları, üretim ve tüketim arasında denge sağlamıştır. Keynesyen Politikalar sayesinde, gelir artışı talep artışını da olumlu yönde artırmıştır.

Devletler; sektörel, ekonomik, sosyal vb. önlemler ile firmaları ve kişileri kollayıcı, rahatlatıcı politikalar sayesinde tüketim kayıplarını yok ederek yeniden üretim faaliyetlerinde devamlılığı sağlamıştır.

1929 Ekonomik Buhranı sürecinde güzel ülkemde neler yapılmış olabilir!!!

Kısacası, devlet destekli sanayileşme politikası izlenmiştir. Cumhuriyetimiz kurulduğunda ülkemizdeki sanayi kuruluşlarının sayısı 386 olup, bu sayı 10 yıl içinde 1087 sayısına çıkmıştır. (şeker, çimento, şişecam, uçak, tekstil, deri vb.)

Mustafa Kemal Atatürk’ün; ‘’Her fabrika bir kaledir’’ sözü sanayileşmeye verdiği önemi yansıtır. Bu süreç zarfında kamu ve özel sektör birlikteliği çok önemlidir. Devletimiz, hem kendi kaynakları, hem de özel sektöre verdiği destekler sayesinde, sanayileşmede hızlı bir kalkınma sağlamıştır.

İthal girdileri azaltılarak, ‘’YERLİ MALI‘’ kullanımı anlayışı tüm ülkeye yayılmış. Mali ve sermaye piyasası amaçlı, T.C. Merkez Bankası ve diğer birçok banka kurulmuştur. Çiftçimize maddi ve doğrudan alım yolu ile destek verilerek bu krizden en az zarar alarak çıkmaları sağlanmıştır.

1929 Dünya Ekonomik Buhranı, nasıl ki tüm ekonomileri olumsuz etkiledi ise, günümüzde karşımıza çıkan koronavirüsü (COVID-19) de tüm dengeleri bozdu.

1929 Dünya Ekonomik Buhranı’ndaki esas sorun, üretim fazlalığı iken, günümüzdeki koronavirüsü sayesinde üretim oluşamamış, işyerleri kapanmış, işten çıkarmalar vb. unsurlar sebebiyle ekonomilerin darboğaza gireceği bir gerçektir.

Ekonomileri ve diğer kaynakları güçlü ülkeler ve sistemler de bu krizden elbette etkileneceklerdir. Bizim gibi, iç/dış borcu yüksek olan, sonuçta dövize ihtiyacı olan ülkeler için çok büyük sıkıntı yaratacaktır.

Paul Lafargue, 2000’li yılları görebilseydi ENDSÜTRİ 4.0 hatta 5.0 sistemine hangi gözle bakardı diye de düşünmekteyim. (Endüstri 4.0; üretim/yaşam alanlarının akılı sistemlere sahip olması ve tüm sistemlerin birbirleri ile koordineli bir şekilde çalışmasıdır.)

Lafargue; “… Daha yüzyıl başından bu yana içine itildiği aşırı çalışmanın, insanoğlunun başına gelen belaların en korkuncu olduğuna işçi sınıfını inandırmaya kalkışmak, benim gücümü aşan bir iştir. Ancak, akıllıca düzenlendiği, günde en çok 3 saatle sınırlandığı zaman, çalışmanın, tembellik zevkinin tadı tuzu, insan bedenine hayırlı bir alıştırma, toplumsal düzene yararlı bir tutku olacağını anlatmak da beni aşan bir iştir.’’

“Çalışın, çalışın proleterler, toplumsal serveti büyütmek ve bireysel sefaletinizi artırmak için çalışın; çalışın ki, daha da yoksullaşarak, çalışmak ve sefil düşmek için daha fazla gerekçeniz olsun. Kapitalist üretimin insanın gözüne bakmayan yasası budur.”

Lafargue’nin, “Tembellik Hakkı’’ kavramı ile; çalışmamaya değil, insanı insanlıktan çıkaran aşırı çalışmaya karşı savaşmakta olup, insanlık dışı çalışma koşullarına karşı çıkmaktadır.

Lafargue, ‘Kapitalist Fazlası ’ deyimi ile de aşırı fabrikalaşma sayesinde ‘’Çalışma Lanetinin’’ oluşacağını belirtir. Emekçilerin ’‘Aşırı Çalışma Arzusu’’ gibi kötü bir alışkanlığa sahip olduğu, bunun bedelini de kendi sağlıkları ile ödedikleridir.

Lafargue, emekçiler, ‘‘Aşırı Çalışmakla’’ kendilerinin ve soylarının güçlerini kaybedebilir, hatta zamanından önce güçlerini kaybedip erkenden hastalanıp, çalışamaz hale geleceklerini, bundan dolayı da ‘‘İnsanlıktan Çıkacaklarını’’ belirtir.

Lafargue, şöyle diyerek kendini rahatlatır; ’’Kapitalist sınıfı gibi, emekçiler sınıfı da kendisini her şeyden geri çekmeyi bırakacak, tüketmeye ve zevkli yaşamaya başlayacaktır. Hatta daha da ileri giderek, kemikli et yerine, biftek yiyecek, kötü şarap yerine yıllanmış Bordeaux ve Burgundy Şarabı içecektir.’’

İnanın, benim şarap kültürüm olmadığı için, bu konuda yorum yapamıyorum…

Ama şu bir gerçektir ki;

Koronavirüsü (COVID-19)… Kapitalist sistemi tüm yönleri ile bir kez daha sorgular hale getirmiştir!!!

Haklı  değil miyim?

YORUMLAR

  1. Raji dedi ki:

    Kesinlikle haklısın yazarım.
    Kendimizi daha çok kara perşembelere hazırlamalıyız …

    1. Tansel Saylı dedi ki:

      RAJİ Kardeşim….elbette..bir çok ülkece aştık…. aşarız da… ama inan hiç bir daim…. ayrışmadık…. kutuplaşmadık…. yüzde ellibir ile iktidara gelenler.. yüzde kırkdokuzu yok etmedi… bölmedi… Ankara’ya sevgi ve saygılarımla…

  2. Çağla Şahin dedi ki:

    Elinize yüreğinize sağlık… yazınız kapitalist sisteme karşı işçi sınıfının zamanla alışılmış çaresizliğe dönen döngüsünü anlayabileceğimiz bir şekilde çok güzel bir dille anlatmışsınız. Acı olanda bunların gerçek oluşu…

    1. Tansel Saylı dedi ki:

      ÇAĞLA Kardeşim…. çok teşekkürler… her sistem sorgulanır… bundan ders almamız gerekir…. selamlar…

  3. İdris Sever dedi ki:

    Elinize sağlık. Kapitalist sistemin de sonu geliyor. Yerine daha adil bir düzenin geleceğine dair umutlarımı sürdürüyorum. Selamlar, saygılar…

    1. Tansel dedi ki:

      İdris Kardeşim… evet bir virüs sitemi sorgular hale getirdi… çok haklısın…

    2. Tansel Saylı dedi ki:

      İdris Kardeşim…. çok teşekkürler. ..