Tarihi değiştiren kadın…
Tarihin gidişatını değiştirmek zordur. Cesaret, emek, özveri, direnç ve mücadele ister. Yaşadığımız sıkıntılı şu son günler gösteriyor ki değişim kaçınılmaz olmuştur.
Ekonomik sıkıntılar, izlenilen yanlış dış politika; Türkiye’yi çıkılabilmesi çok zor bir açmaza sokmuştur. Olan bitenlere ‘dur’ demek ve iktidar sahiplerine yaptıkları yanlışlıkları hatırlatmak zamanı gelmiş hatta geçmektedir bile.
Değişimin kim tarafından yapılacağı belli olmaya başladı:
Sayın Meral Akşener.
Neden mi?
İktidar sahipleri ondan korkuyor. Korktukları için her yerde sansür uyguluyorlar, her mecrada engellemeye çalışıyorlar, hak ettiği halde seçim yardımlarını vermiyorlar.
Meral Akşener ise tüm engellemelere rağmen, düşmeden dirençle kaldığı yerden koşmaya devam ediyor. Tarihin sayfalarına bir göz gezdirirseniz; Meral Akşener ve parti mensuplarının, Rosa Parks’a benzediğini göreceksiniz.
Kimdir tarihi değiştiren bu kadın?
1 Aralık 1955 Perşembe…
ABD’nin Alabama eyaletinin Montgomery şehrinde Rosa Parks adında 42 yaşındaki ufak tefek siyahi bir kadın terzi şehir fuarındaki işinden akşam saat 6’da çıktı. Çok yorgundu ve tek istediği bir an önce evine ulaşmaktı. Belediye otobüsünün ortasındaki “değişken” statülü koltuklardan birine oturdu. Montgomery belediye otobüslerindeki ilk 4 sıra koltuklar beyazlara aitti. Siyahlara en arka koltuklar ayrılmıştı. Ortadaki değişken statülü koltuklarsa beyazların sıraları doluncaya kadar siyahların da oturabilecekleri koltuklardı. Beyazların sıraları dolduğunda siyahlar oturdukları bu koltukları boşaltıp daha arkaya geçmek zorundaydılar. Eğer arkada da yer yoksa ayakta durmaları, eğer ayakta duracakları yer de yoksa otobüsten inmeleri gerekiyordu.
*** ***
O akşam bazı beyazlar ayakta kalınca şoför arkaya doğru yürüyerek değişken statülü koltuklardaki siyahlara “kalkın” şeklinde bir el işareti yaptı. Değişken statülü koltukların ilk sırasındaki üç siyah erkek kalkıp arkaya yöneldi. Rosa Parks’ın yanında cam kenarında oturan siyah erkek de kalktı. Rosa Parks ise cam kenarındaki koltuğa kaydı ve kayıtsızca şoförün gözlerine bakmaya başladı. Herkes büyük bir şok yaşıyordu. Şoför kızgınlıkla neden kalkmadığını sordu. Rosa Parks yerini bir başkasına vermesi gerektiğine inanmadığını söyledi. Şoför polis çağırdı, Rosa Parks tutuklandı ve 5 Aralık Pazartesi günü mahkemece kamu düzenine itaatsizlikten 14 dolar para cezasına çarptırıldı.
*** ***
381 gün boyunca Montgomery’de bir tek siyah bile otobüse binmedi. İşlerine, okullarına yürüdüler. Buldukları her özel araç, belediye otobüsü bileti fiyatına siyahları taşımaya başladılar. Bazı beyaz ev kadınları da arabalarıyla destek verdi. Belediye otobüslerini işleten şirket büyük maddi zarar yaşadı. Bazı otobüsleri adeta çürüdü. Şehirde öfke yükseldi. Beyaz çeteler işe yürüyerek giden siyahlara saldırmaya başladı. Bazılarını linç ettiler. Ancak siyahlar boykota devam etti.
Eylem sonunda zafere ulaştı ve 21 Aralık 1956’da Yüksek Mahkeme’nin siyahların otobüslerde istedikleri yere oturabilecekleri yönünde karar vermesiyle siyahlar otobüs boykotunu sona erdirdiler. Beyaz ırkçıların tepkisi sert oldu. Otobüslere silahlı saldırılar gerçekleştirdiler. Siyahları dövdüler.
Rosa Parks 1957’de ölüm tehditleri ve beyazların ona iş vermemesi nedeniyle önce Virginia’ya, bir yıl sonra da Detroit’e taşındı. Bir yandan çalışmaya, bir yandan da sivil haklar hareketinde mücadelesine devam etti.
Martin Luther King’in başını çektiği hareket giderek büyüdü ve 1964’te çıkarılan yasa ile başarıya ulaştı. Direnişin sembolü haline gelen Rosa Parks 24 Ekim 2005 günü 92 yaşında hayatını kaybetti.
Rosa Parks’ın o akşam bindiği otobüs günümüzde Detroit’teki “Henry Ford Müzesi”nde sergileniyor.
Tarihin kendiliğinden değişmeyeceği apaçık ortadayken, harekete geçerek değişime katkı sağlayabilmenin tam zamanı olsa gerek. Daha özgür, eşit ve adaletli; daha rahat, huzur ve güvenli; daha bağımsız, bolluk ve bereket içerisinde yaşayabilmek için, tarihi değiştirecek olanlara omuz verme zamanı.
Bunu hep birlikte başarabiliriz.