‘Suskunluk sarmalı’

Bir süredir yeni yazı yazmıyorum.

Bu süre zarfında önceden yazdıklarımı yayınlayan, gazete ve haber sitelerine, ısrar ve teşvikleri konusunda teşekkür borçluyum.

Sağ olsunlar.

Tabii ki yazdığım, yazılı ve görsel medya grubunun hiçbir bilgi vermeden kapatılmasına dair protesto hakkımı saklı tutuyorum.

Kapatılma gerekçesine üzülsem bile!

Böyle olunca da, herkes gibi ben de, “Suskunluk Sarmalı” etkisine girdim galiba?

Alman Siyaset Bilimci Elisabeth Noelle-Neumann’ın “Kamuoyu ve Toplumsal Denetim” adlı kitabında belirttiği sarmal, bu sarmal.

Medya’nın insanları, toplumları nasıl suskunluğa ittiğini, kamuoyunu nasıl etkilediğini anlatmaya çalıştığı bir çalışma.

Sadece kişi ya da küçük grupların değil, toplumun da, oydaşmadan, yani genel uzlaşıdan, görünen, baskın uzlaşıdan sapması, uzaklaşması halinde, dışlanma ile tehdit edildiği durumlarda oluşan bir suskunluk/sessizlik hali.

Medyanın kamuoyunu denetim altında tuttuğu toplumlarda; kamuoyuna ortak bir düşünce ya da düşünüş olarak sunduğu olgudan farklı düşünenlerin, dışlanma tehdidi altında olması durumu.

Farklılıkların, itirazların kamuoyu tarafından dışlanma korkusu üzerinden bertaraf edilmesi durumu.

Yani sen sustukça başkalarının da susmasına sebep olma hali.

Sen uyanmazsan, sen uyandırmazsan, birilerinin de senden cesaret alarak konuş/a/maması hali.

Kamusal ve demokratik sorumluluklarını öteleyerek, başkalarının da cesaretini kırma hali.

Böylece aslında olmayan uzlaşmanın, medya tarafından olmuş/varmış gibi gösterilme hali.

On kişilik bir temsilin medya tarafından bin kişiymiş gibi gösterilme hali.

“Sürüden ayrılanı kurt kapmasın” hali.

“Karakoyun olmayayım” hali.

Yani biri, diğeri, öbürü derken, farklı olmayayım, aykırı düşmeyeyim diyen sen, ben, diğerleri kısacası hepimizin susma hali.

Yani, sen sustun, o sustu, farklılıklar sustu, sonuç hali.

Farklılıklar sustuğu için herkesin aynı düşündüğü algısının doğması, yaratılması hali.

İşte, böyle böyle sarmalın devasa boyutlara ulaşması hali.

Ve demokrasinin içe gömülmesi hali.

Ya da medyanın yeni suskunluklara alan açması için oluşan, “yeni uygun ortam” hali.

Bendeki tarım adına, kırsal adına, çiftçi adına ha bir eksik, ha bir fazla olsan ne yazar hali?

Yazdık, söyledik ya da anlattık da ne oldu hali?

Sahi ne oldu?