MSB: Son bir ayda toplam 107 terörist etkisiz hale getirildi

MSB: Son bir ayda toplam 107 terörist etkisiz hale getirildi
16.10.2020
A+
A-

Milli Savunma Bakanlığı (MSB), operasyonlar neticesinde son bir ayda yurt içinde 46, yurt dışında 61 olmak üzere toplam 107 teröristin etkisiz hale getirildiğini açıkladı.

Milli Savunma Bakanlığından (MSB) yapılan açıklamaya göre, MSB Basın Halkla İlişkiler Müşavirliğinde görevli Deniz Yarbay Nadide Şebnem Aktop tarafından bilgilendirme toplantısı gerçekleştirildi.

Aktop, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, ülkenin ve milletin güvenliğini sağlamak amacıyla yurt içinde ve yurt dışında PKK/KCK/PYD-YPG başta olmak üzere DEAŞ dahil terör örgütlerine karşı mücadelesini kararlılıkla sürdürdüğünü belirtti.

Son bir ay içinde PKK/KCK terör örgütü mensuplarının yurt içine geçişini kısıtlamak, yurt içinde/dışında barınmasını engellemek ve eylem kabiliyetini yok etmek için, yurt içinde 5’i büyük çaplı, 8’i orta çaplı, yurt dışında 2’si büyük, 6’sı orta çaplı olmak üzere toplam 21 operasyon icra edildiğini bildiren Aktop, “Operasyonlar neticesinde son bir ayda yurt içinde 46, yurt dışında 61 olmak üzere toplam 107 terörist etkisiz hale getirilmiştir.” diye konuştu. Aktop ayrıca, teröristler tarafından kullanılan 139 silah mevzisi, sığınak, barınak, mağara ve deponun kullanılmaz hale getirildiği bilgisini verdi.

“Anlaşmanın önemli olduğunu değerlendiriyor ve destekliyoruz”

“Diğer yandan, Irak Merkezi Yönetimi ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi arasında 9 Ekim’de imzalanan ve PKK’nın Sincar’daki varlığını sonlandırmayı amaçlayan anlaşmanın önemli olduğunu değerlendiriyor ve destekliyoruz.” diyen Aktop, hudut güvenliğinin, alınan tedbirler artırılarak hudut birlikleri tarafından 7 gün 24 saat esasına göre sağlandığını vurguladı.

Hudut birliklerine yönelik her türlü taciz ve saldırılara meşru müdafaa çerçevesinde tereddütsüz olarak karşılık verildiğinin altını çizen Aktop, PKK/PYD-YPG terör örgütünün finans kaynaklarından kaçakçılık ve uyuşturucu ile mücadeleye yönelik hudut hattında alınan tedbirler ve icra edilen operasyonlar neticesinde çok sayıda, silah, mühimmat ve yasa dışı malzeme ele geçirildiğini söyledi.

Sınır kontrolleri kapsamında etkin tedbirler alınmaya devam edildiğini belirten Aktop, “Ayrıca, 2020 yılı içerisinde Suriye hudut hattında 14 tünel tespit edilerek, bir daha kullanılamayacak şekilde imha edilmiştir. Sınır fiziki güvenlik tedbirleri kapsamında Suriye sınırında 832 kilometre, İran sınırında ise 139 kilometre olmak üzere toplam 971 kilometre Modüler Beton Duvar (MBD) inşa edilerek hudut emniyet tedbirleri artırılmıştır.” dedi.

Aktop, Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekat bölgelerinde TSK tarafından, Suriyelilerin huzur ve güvenliği ile hudutların emniyetinin sağlanması amacıyla faaliyetlerin büyük bir özveri ve kararlılıkla sürdürüldüğünü bildirdi.

“Türkiye taahhütlerini yerine getirmekte”

Türkiye’nin İdlib’de barış ve istikrarın sağlanmasına yönelik 5 Mart 2020’de yapılan mutabakat çerçevesindeki taahhütlerini yerine getirdiğini ifade eden Aktop, Türkiye’nin ateşkesin muhafazası, masum insanların gönüllü, güvenli ve saygın şekilde evlerine dönebilmeleri ve yeni bir insanlık dramının yaşanmaması için gereken gayreti göstermeye devam ettiğini belirtti. Aktop, bu kapsamda, Rusya Federasyonu ile koordinasyon ve iş birliğinin de sürdürüldüğünü söyledi.

“Bu kardeşlik bizim için vazgeçilmezdir”

Azerbaycan’daki gelişmelere değinen Aktop, Ermenistan’ın, 27 Eylül 2020’de başlattığı acımasız saldırılarına, 10 Ekim’de ilan edilen ateşkese rağmen, doğrudan sivilleri ve yerleşim yerlerini hedef almak suretiyle devam ettiğini kaydetti. Aktop, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ermenistan’ın anlaşmalarla yasaklanmış silah ve mühimmat kullanarak, masum sivilleri, sivil yerleşim yerleri ile kamu binalarını hedef alması aleni olarak savaş ve insanlık suçudur. Hedef gözetmeyen bu saldırılar esnasında, şu ana kadar 50’ye yakın Azerbaycanlı sivil hayatını kaybetmiş, 300’e yakın sivil yaralanmış, binlerce ev ve kamu binası kullanılamaz hale gelmiştir. Ermenistan, bu saldırılarıyla bir kez daha bölgede barış ve istikrarın önündeki en büyük engel olduğunu göstermiştir. Diğer yandan, Ermenistan’daki PKK /YPG’lilerin varlığına ilave olarak Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin bir Korgeneralinin bölgede olduğu ve Ermeni milisleri ile PKK/YPG terör örgütü mensuplarını ve farklı ülkelerden paralı askerleri eğittiği bilgileri mevcuttur. Bölgede barış ve istikrarın tesisi için, Ermenistan bu terörist ve paralı askerleri geri göndermeli, saldırılarına ve Azerbaycan topraklarındaki haksız işgaline son vermelidir.”

Azerbaycan’ın meşru müdafaa hakkı kapsamında, kendi halkını ve toprak bütünlüğünü korumak ve vatan topraklarını Ermeni işgalinden kurtarmak amacıyla kendi topraklarında başlattığı harekatı başarıyla sürdürdüğünü belirten Aktop, “Türkiye ve Azerbaycan arasındaki ilişki, gerçek kardeşlik ilişkisidir. Bu kardeşlik bizim için vazgeçilmezdir. Azerbaycan Türkü kardeşlerimizin haklı davasında bundan önce olduğu gibi bundan sonra da yanlarında olacağız. Öz topraklarını Ermeni işgalinden kurtarırken şehit düşen kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.” ifadelerini kullandı.

“TSK, barış ve güvenliğin teminatı olmaya devam edecek”

Doğu Akdeniz’deki gelişmelere de değinen Aktop, Oruç Reis araştırma gemisinin 12 Ekim’den itibaren, Türkiye’nin kıta sahanlığı içinde daha önceden belirlenen program dahilinde faaliyetlerine yeniden başladığını, TSK tarafından Karadeniz ve Doğu Akdeniz’de faaliyet gösteren ülkenin tüm sismik araştırma ve sondaj gemilerine refakat ve koruma görevine devam edildiğini bildirdi. Aktop, “Türk Silahlı Kuvvetleri Ege’de, Doğu Akdeniz’de ülkemizin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin hak, alaka ve menfaatlerini korumaya, Kıbrıs Adası’nda uluslararası garanti ve ittifak antlaşmaları doğrultusunda barış ve güvenliğin teminatı olmaya devam edecektir. Türkiye’nin ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Doğu Akdeniz’den adeta dışlanarak bölgedeki doğal kaynakların paylaşılmasına yönelik girişimler kesinlikle kabul edilmeyecektir.” diye konuştu.

Son dönemde kamuoyunun gündemine gelen NAVTEX mesajlarının seyir tehlikelerinin denizcilere ulaştırılmasını sağlayan bir seyir emniyet hizmeti olduğunu anlatan Aktop, bu hizmetin dünya üzerindeki 21 ayrı seyir bölgesinde uydu haberleşme sistemleri ve yer istasyonlarıyla sunulduğunu belirtti. Yarbay Aktop, şunları söyledi:

“2009 yılında deklare ettiğimiz NAVTEX servis sahalarımız dahilindeki seyir uyarılarını, Samsun, İstanbul, İzmir ve Antalya’da bulunan dört istasyondan Türkçe ve İngilizce olarak yayınlamaktayız. Ancak bazı yayınlar, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından, uluslararası hukuka aykırı birtakım mesnetsiz iddiaları desteklemek maksadıyla, Türk NAVTEX servis sahası yetkisindeki bölgeleri de kapsayacak şekilde sistemin amacının dışında yapılmaktadır. Bu gibi durumlarda, bölgede yetkili NAVTEX istasyonumuz tarafından, düzeltici ve ikaz edici nitelikte NAVTEX’ler yayınlanmaktadır. Bu çerçevede, NAVTEX servis sahamız içerisinde uluslararası hukuka uygun olarak denizde can ve mal emniyetine yönelik sorumluluklarımızı yerine getirmeye devam edeceğiz.”

Salgınla mücadelenin de TSK’nın harekat, tatbikat ve eğitim ile tüm diğer faaliyetlerine ara vermeden ve Kovid-19 tedbirlerine sıkı bir şekilde uyarak sürdürüldüğünü belirten Aktop, bu çerçevede milli ve çok uluslu tatbikatların icrasına salgından etkilenmeden devam edildiğini bildirdi.

Aktop, bu kapsamda 17-27 Ekim’de mayın harbi unsurlarının birlikte çalışabilirliğini geliştirmek amacıyla, İzmir Körfezi’nde, NATO Deniz Mayın Grubu, Romanya, Bulgaristan ve ABD unsurlarının katılımıyla, Türkiye’nin ev sahipliğinde Nusret Tatbikatı’nın icra edileceğini söyledi.

Polatlı’da 18-21 Ekim’de Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri unsurlarının katılımıyla Ateş Serbest Faaliyeti’nin icra edileceğini bildiren Aktop, TSK envanterinde bulunan silah ve sistemlerle gerçek mühimmatın da kullanılacağı faaliyette, silah sistemlerinin etkinliğinin, ateş gücünün, personelin yüksek eğitim seviyesinin ve kuvvetler arası koordinasyonun ortaya konulmasının hedeflendiğini aktardı.

Konya’da da 26 Ekim-6 Kasım’da ise Deniz ve Hava Kuvvetleri ile Jandarma Genel Komutanlığı unsurlarının katılımıyla, tehdit altında personel kurtarmaya yönelik Milli Anadolu Ankası Tatbikatı’nın gerçekleştirileceğini belirten Aktop, TSK’nın harbe hazırlık durumunu en üst seviyede idame etmek, her yönüyle etkinliğini, caydırıcılığını ve saygınlığını sergilemek amacıyla milli ve çok uluslu tatbikatların icrasına devam edileceğini kaydetti.

Aktop ayrıca, üstün nitelikli subay ve astsubayların yetiştiği Milli Savunma Üniversitesinin, 2020-2021 Eğitim ve Öğretim yılı faaliyetlerine salgınla mücadele tedbirlerine dikkat edilerek başlandığını bildirdi.

FETÖ ile mücadelenin de ilgili kurumlarla koordineli olarak yeni bilgi, belge ve veriler ışığında kararlılıkla sürdürüldüğünü aktaran Aktop, bu kapsamda yürütülen soruşturmalar neticesinde 15 Temmuz 2016’dan bugüne toplam 20 bin 312 personelin TSK’dan ihraç edildiğini, 4 bin 682 personel hakkında ise adli ve idari süreçlerin devam ettiğini açıkladı.

Yarbay Nadide Şebnem Aktop, “Sonuç olarak Türk Silahlı Kuvvetleri önümüzdeki dönemde de dosta güven, düşmana korku veren yüksek eğitim seviyesini idame etmek ve geliştirmek, sahip olduğu imkan kabiliyetleri ve ateş gücünü caydırıcı bir biçimde ortaya koymak, dost ve müttefik ülkelerle askeri iş birliğini geliştirmek maksatıyla yurt içindeki ve yurt dışındaki faaliyetlerini sürdürecek, bölge ve dünya barışına değerli katkılar sunmaya devam edecektir.” dedi.

(AA)

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.