Mansur Yavaş: ‘Ben yaptım oldu’ anlayışını değiştireceğiz

04.02.2019
A+
A-

Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mansur Yavaş, Milli Gazete’ye verdiği röportajda ilginç değerlendirmeler yaptı.

Mansur Yavaş’ın bugün Milli Gazete’de yayınlanan röportajı şöyle:

Sayın Yavaş, Beypazarı’nda 3 dönem belediye başkanlığı yaptınız. 2009’da MHP’den, 2014’te ise CHP Ankara Büyükşehir belediye başkan adayı oldunuz. Her ikisinde de rakibiniz Melih Gökçek’ti. 31 Mart yerel seçimlerinde Gökçek yarışmıyor ama size karşı kampanyalar yürütüyor. Bunu nasıl değerlendirirsiniz? Ben onu muhatap almadıkça o sanki muhatap alınmak istiyor. Bence torun sevsin artık. Çünkü partisi şu ana kadar neden görevden alındığını açıklamadı. Görevden alınan belediyelere baktığımız zaman ya bir şekilde suç işlemiş, kayyuma devredilmiş ya da bir soruşturması var. Gökçek’le ilgili hiçbir şey yok ama Ankara’da kayyuma devredildi gibi bir görüntü oldu. Bu nedenle kendisi de açıklayamıyor, partisi de açıklayamıyor. Bunun kendisine verdiği bir etki olsa gerek, ortaya çıkma ihtiyacı hissetti. Ama asla benim muhatabım değildir.

MANSUR YAVAŞ SÖZÜ, KİMSEYİ İŞTEN ÇIKARMAYACAĞIM

Gökçek, göreve geldiğinizde 25 bin belediye çalışanını işten çıkaracağınızı ileri sürdü. Göreve gelirseniz işçileri işten çıkaracak mısınız? 25 bin çalışanı işten çıkarmanın maliyeti 1,5 katrilyon. Ben ruh sağlığının bozulduğunu düşünüyorum. Ve Ankaralılara Mansur Yavaş sözü; orada çalışan işçilerin hepsi mesai arkadaşımdır, hiçbir şekilde işçi çıkarmayacağım.

EN BÜYÜK SORUN ULAŞIM VE BETONLAŞMA!

Ankara’nın en büyük sorunu sizce nedir? Anlatır mısınız? Şu anda Ankara’nın en büyük sorunu ulaşım ve betonlaşmadır. Bunun ortaya çıkardığı stres, kaos… İnsanlar artık anne, baba, çocuk 3 kişi el ele hiçbir yerde yürüyemiyor. Dolayısıyla kentte mi yaşıyor, yoksa otel gibi gündüz işe akşam eve konaklamaya mı gidiyor belli değil. Böyle bir hayat var. Halbuki bir kentte hayat 24 saat olmalıdır. Yaşayan bir kent olmalı. Bazı yerler kapkara duruyor Ankara’da. Halbuki burası başkent, buraya turist gelmeli, insanlar açık havalarda gezebilmeliler. Tipik bir Orta Anadolu kentlerinin biraz büyüğü havasında şu an Ankara. Yaşattığı sorunlar itibarıyla da yaşanılmaz hale geldi maalesef.

‘BEN YAPTIM OLDU’ ZİHNİYETİNİ KALDIRACAĞIZ

Ankara’ya ne vaat ediyorsunuz? Ankaralı sizi neden seçsin? Bizim daha önceki dönemlerde paylaştığımız projelerimizden yapılmayanlar hâlâ geçerli. Ancak aradan geçen süre içerisinde yeni eksiklikleri, yeni ihtiyaçları tespit ettik. Onları da televizyonlardan, sosyal medyadan, web sayfalarımızdan paylaşıyoruz. Ben siyaset değil, projeleri konuşmak istiyorum. Yapacağımız işleri anlatmak istiyorum. Ankaralının beni seçmesi için en büyük neden; ‘Ben yaptım oldu’ zihniyetini ortadan kaldırıp, mobil uygulamalarla birebir insanlara ulaşmak. Bu uygulamalarla arzu ederseniz bir sokaktaki insanların bile görüşünü alabiliyorsunuz. Bir cep telefonu sorusuyla onların istekleri ve ihtiyaçları doğrultusunda belediye hizmetlerini yapabiliyorsunuz.

KATILIMCI BİR BELEDİYE ANLAYIŞI GETİRECEĞİZ

Karşılığı olmayan, insanlara hiçbir yararı olmayan birçok ölü proje gördü Ankaralı insanlar. Bunun yerine daha öncelikli insanların acil ihtiyaçlarını tespit etmek lazım. Bunu tespit etmek için yol çok; Kent Konseyi’yle tespit edersiniz, sivil toplum kuruluşlarıyla tespit edersiniz, üniversitelerle, meslek odalarıyla görüşerek tespit edersiniz. Bu yapılmadı Ankara’da, hep ‘ben yaptım oldu’. ‘Bu iyi olacak’ dendi ancak bunların birçoğunun iyi olmadığı anlaşıldı. İnsanlar kendi paralarının har vurulup harman savrulduğunu gördü. Dolayısıyla biz bu anlayıştan çıkarak, öncelikle katılımcı bir belediye başkanlığı daha sonra şeffaf, yaptığımız her işi gösteren, niçin yaptığımızı gösteren, fizibilitesini gösteren, maliyetini gösteren ve bunu hatta gösteren bir belediye başkanı olacağız. Bunun haricinde ise tabii yapılan bütün harcamaların ve işlemlerin de hesabını vermek. Çağdaş belediyelerin olmazsa olmazı bunlardır.

ÖNCELİKLERE ANKARALI KARAR VERECEK

Şimdiye kadar hiç hesap verilmedi. Hatırlarsanız Sayıştay raporlarında bir sürü hata var. Büyük büyük paralar hesaplarda görünmüyor, başka hesaplara aktarılmış falan. Sayıştay da artık bunları yayınlamıyor. Dolayısıyla insanlar görmüyor. Halbuki biz iç denetimin yanında uluslararası denetim firmalarıyla anlaşıp kendimizi denetlemek istiyoruz. Ayrıca muhalefetten de encümene üye almak suretiyle onların da hem bizi denetlemesini hem de yönetime ortak olmasını sağlayacağız. Bu şekilde insanlar iyi yönetildiğini düşünecek. Bir de istediklerinin yapıldığını gördükçe çok daha mutlu olacaklardır. Önceliklere onlar karar verecek. Avrupa’da bu kural; ödeyen karar verir şeklindedir. Para sizden çıkıyor, sizin paranızla benim bir tane Mercedes alma hakkım yok. Daha acil ne varsa onu yapmamız gerekiyor.

60 BİN KİŞİLİK ORDUYLA GÜVENLİĞİ SAĞLAYACAĞIZ

2014 yerel seçimlerinde birçok tartışma çıktı. Bazı iddialara göre Mansur Yavaş kazandı ancak sonuç olarak Gökçek ipi göğüsledi. Bu dönemde siz bunun önüne nasıl geçeceksiniz, sandık güvenliği adına? Geçen seçimden ders aldık. Geçen dönem tek parti sandık başındaydı, bu sene bir de İyi Parti var. Ayrıca bizim gönüllülerimiz var. Bir de avukatları dahil ediyoruz buna. Ankara’da çok sayıda avukat var. 60 bin kişilik bir orduyla bu sefer inşallah bütün Ankara seçmeninin tatmin olacağı bir sonuca çabucak ulaşacağız. İnşallah herkesi kucaklayan ve didişmeyen bir yönetimle işbaşına geleceğiz.

KAYBEDEN OLMAYACAK; İKTİDAR DA MUHALEFET DE KAZANACAK

Toplumun büyük bir kesiminin seçimlerle ilgili şüpheleri var. Sandığa giren ile çıkanın aynı olmadığını düşünüyor seçmen. Bunun üzerine kısa bir süre önce YSK üyelerinin görev sürelerinin uzatılması buna tuz biber oldu. Siz güveniyor musunuz? Biz kendimize güveniyoruz artık. Çünkü bunu ülke adına da yapmak zorundayız. Eğer bu sefer de yapamazsak biz bu işi, bir şekilde aksatırsak Türk demokrasisi çok büyük yara alacak. Şimdiden birçok seçmen madem hile yapılıyor, şaibe var, o zaman ben niye oy kullanayım diyor. En azından bundan sonra insanların demokrasiye sahip çıkmaları adına, sandığa küsmemeleri ve hatta bizim Ankara’da seçimi almamızda da demek ki normal yolla iktidar değişebiliyor. Yani sandıkta Ankara büyükşehir belediye başkanı değiştiğine göre demek ki bu hükümette bir değişiklik olabilir inancı olacak. İyi tarafı şu; insanların sandığa küsmemiş olması, demokrasiye küsmemiş olması, bir de en kötüsü demokrasi dışı arayışlara girmesinin önünü kesecek. Onun için inşallah Ankara’da biz bunu kazandığımız zaman hükümet dahil, muhalefet dahil herkesin memnun olacağını düşünüyorum. Bizim karşımızda düşman falan yok, seçimin kaybedeni de olmayacak. İnsanları mutlu edeceğimize inanıyorum.

SİLİKON VADİLERİ KURACAĞIZ!

Son olarak malumunuz Ankara’nın büyük bir kesimini üniversiteli gençler oluşturuyor. Gençlere neyi vaat ediyorsunuz? Gençlerin problemlerini görüyoruz. Gençler için maalesef dört dörtlük bir kent diyemeyiz. Çünkü okumak için geliyor ama okulunu bitirenlerin çoğu tekrar dönüyor memleketine. Ekonomik olarak da mezun olduğu işi sürdürecek bir imkan yok. Ama gençler sadece nargile kafe, okul arasında kalmış. Bizim şöyle bir vaadimiz var. 6 milyon Ankaralının en az 1,5 milyonunu spor yapar hale getirmek. İnsanların gezebileceği, spor yapabileceği alanları daha da büyütmek. Sadece salıncak olan parklar değil, insanların daha ferah gezebileceği alanlar, otobüslerde internet, açık alanlarda internet. Öğrencilerimizin yine 24 saat gidebileceği kütüphaneleri bütün semtlere yaymak. Bir de şimdiden onları hayata hazırlayacak projelerimiz var. Okulu bitirdiği anda Silikon Vadisi gibi yerleri çoğaltmak. İnşallah üniversiteleri de iş dünyasıyla birleştirerek, gençleri hem okurken unutamayacağı anıların olduğu hem de okulu bitirir bitirmez iş sahibi olacakları bir mantıkla kenti yöneteceğiz.’’

(Kaynak: ciddigazete.com)

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.