Lütfen Evde Kalın!

Tüm dünyayı etkisi altına alan ve hayatı olumsuz etkileyen koronavirüs salgını (COVID-19), elbette yaşamımızı duragelen bir seyre doğru götürmektedir. Aldığımız tedbirler kapsamında bizlere düşen en önemli görevlerden birisi ise kendimizi iyi bir şekilde izole etmekten geçer. Bunun için ise en uygun ve en güzel mekanımız, şüphesiz evlerimizde kalmak olacaktır.

Evde kaldığımız süreç içerisinde yaptığımız aktiviteler, yeme içme düzenimiz, uyku düzenimiz vs normal yaşama göre biraz daha sekteye uğramıştır. Bilimsel çalışmalar sonucu elde edilen bu tutarsız düzenler hem psikolojik, hem de sosyal bizleri etkilemektedir.

Özellikle kalabalık ve metropol şehirlerde yaşayan kişilerin bu süreçte dikkat etmesi gereken konulardan birisi kesinlikle, ‘YANGIN’ riskidir. Evlerimizde kaldığımız süreç içerisinde olası bir yangın durumu diğer zamanlara göre daha az, fakat daha tehlikelidir. Bu tezat kavramı mahsur kalma ile açıklamak tam da yerinde bir kavramdır. Evde kalınan zamanda dışarıdaki yangın tehlikesi daha geç fark edilir ve mahsur kalma durumu biz itfaiyeciler için en büyük kıstas haline gelir.

Bilinmelidir ki itfaiyede olaya müdahale şeması; öncelikle kurtarma, koruma, ilk yardım ve söndürme olarak neticelendirilir. Bu olay müdahale aşamalarındaki en büyük maksat herhangi bir can kaybını önlemektir. Canlıdan maddeye doğru uzanmak itfaiyeciliğin temel esasıdır.

Tam olarak burada sinsi bir tehlike olan yangın riskini açığa çıkarmak gereklidir. Bu düzen karmaşasında kapatılması unutulan teknolojik aletlerimiz, kullanılmayıp takılı kalan fişlerimiz, açık kalan anahtarlarımız, söndü sanılıp masada bırakılan kül tablamız, her türlü elektronik cihazlarımız gibi örnekleri çoğaltmak mümkündür.

Evde kaldığımız bu süreçte evimizin eksiklerini tamamlamak, risk olarak algılanan bütün ekipmanı gözden geçirmek ve olası bir acil durumda toplanma ve kaçış planımızı yapmamız gerektiğini vurgulamak gerek. Yangın riskinin unutulmadığı bu süreçte ‘deprem’ riski de göz ardı edilmemeli.

Jeopolitik konum gereği her türlü afet senaryosuna müsait bir coğrafyada yaşam sürmekteyiz. Burada bizlere düşen görev bilinçli bir şekilde önlem alıp, her türlü senaryoya hazırlıklı olmaktır.

Bu sıkıntılı süreçte bilinçli bir şekilde davranıp hem israfı, hem de tehlike riskini en alt düzeye indirmemiz vatandaşlık görevi olarak benimsenmelidir. Bu alınan tedbirlerin yanı sıra hususi araçlarımızın kullanımı azaldığı için araç parklarına özellikle dikkat etmemiz gerekiyor. Olası bir yangın durumunda, mahsur kalma riskini de bu süreçte göz ardı etmeyip, araç parkındaki sebeplerden ötürü itfaiye araçlarının olay yerine geç gelmesi kaçınılmaz bir faciaya yol açabilir.

Acil çağrı çalışanları içerisinde bulunan ve ne olursa olsun her türlü durumda yanımızda olan itfaiye çalışanlarımıza özellikle bu süreçte daha fazla yardımcı olmamız gereklidir.

‘Unutulmamalı ki itfaiye geç kalmaz, geciktirilir!’

Bizler sizin için 7/24 sahada aktif bir mücadele veriyor iken, sizler ise lütfen evde kalın; ama önce tedbir…

• Beytullah Ateş / Sivil Savunma ve İtfaiye Teknikeri