KOPUŞ (2)

KOPUŞ (2)
30.05.2020
A+
A-

Çok tepki aldı, “Kopuş” isimli bir önceki yazım.

Olumlu tepkiler yanında bir o kadar da eleştiri geldi tanıdığım, tanımadığım ülkücülerden.

Neler neler yazılmış, sosyal medyada paylaştığım yazının altına.

Hakaret içermeyen her türlü eleştiri değerlidir benim için.

Ama maalesef hakaret içerenler de var aralarında.

Kötü söz sahibine aittir deyip geçiyor ve ilginç bulduğum birkaç eleştiriyi sizinle paylaşmak istiyorum.

Birisi  aynen şöyle yazmış;

“Türk kimliğine bir saldırı var, saldırı sahte bir sahiplenme ve değerlerden uzak kimlik ve müesseler oluşturmak yeni bir ülkücü kimlik dizaynı var. tutmaz ise osmanlı ocakları adı altında detaysız fason ülkücü oluşturma gayretleri var.”

Noktasını virgülünü değiştirmeden aynen aldım.  Sosyal medyada yazılan yazılarda imla kurallarına dikkat etmemek bir noktaya kadar kabul edilebilir ama insan hiç olmazsa bir cümle bütünlüğü arıyor. Takdir sizin 😀

***

Bir diğeri; benim “ülkücü” değil, “türkücü” olduğumu yazmış.

Hiç tanımadığı birisi için, okuduğu 10 satır yazıdan derin çıkarımlarda bulunan bir ülküdaş(!)

O, beni aşağılamak için yazmış bunu ama ben, “keşke olabilseydim” diyorum.

“Türküz, türkü çağırırız.” diyerek, bulundukları arkadaş ortamını duygu yumağına çeviren türkücü arkadaşlarıma hep imrenerek baktım.

***

Bir başka genç ülkücü, sanırım ilk yazımda abimin Ülkü Ocağı İlçe Başkanı olduğundan bahsetmiş olmamdan hareketle, beni eleştiren cümlelerine;

“Biz ülkü bayrağını ilçe başkanından değil; Mete’den, Fatih’ten, Başbuğ Atatürk’ten aldık. Oğlumuza kızımıza değil, ülkü yolundan gidenlere devredeceğiz.” diyerek başlamış.

Sonra hızını alamamış, “Ülkücü deyince benim aklıma Yusuf Has Hacip, Kaşgarlı Mahmud, Ali Şir Nevai ile başlayanlar gelir.” diye devam etmiş.

Güzel demiş ama keşke Kaşgarlı Mahmud’a göndermede bulunduğu cümlelerinin arasına “Elbet davalar kişiler üzerinden tefeyyüz eder.” şeklindeki Kaşgarlı Mahmut’un kemiklerini sızlatan o talihsiz cümleyi yazmasaymış.

Gençlik işte;

Araya birkaç Arapça kelime serpiştirince, söylediği sözün daha bir kıymetli olacağını sanıyor.

***

Yazının altına yorum yapmayıp özel mesaj gönderen bir büyüğüm, yazdıklarımı beğenmediğini ifade ettikten sonra; “Bu hareket ve bu çocuklar hep kötü değildi. Belki kabaydılar, eğitimsizdiler. Fakir fukara çocuklarıydılar. Varoşların tepkisiydiler. Heyecanlarına yenik düşüp yanlışlar da yaptılar  ama devlet ve milleti nasıl seveceklerini bile bilmeden karşılıksız sevdiler..” demiş.

Doğru söylemiş.

İnandıkları değerler uğruna canlarını veren veya vermekten çekinmeyen o idealist, samimi insanlara söz söylemek haddimize düşmez.

Derdimiz, bu günün ülkücüleri idi.

***

Yazdıklarımdan, çok sayıda insanın rahatsız olduğu anlaşılıyor.

Ama ben verdiğim rahatsızlıktan dolayı özür dilemeyeceğim.

Zira bazı konularda rahatsız olmak iyidir.

Değişimin, gelişimin ilk adımıdır.

Bugün yazılanlardan rahatsız olanlar, kimbilir belki yarın yapılanlardan da rahatsız olmaya başlar.

Bugün yazılanlara tepki gösterenler, belki yarın yapılanlara da tepki gösterir.

Ne dersiniz?

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.