Karamollaoğlu: Ya ‘dur’ diyeceğiz, ya uçuruma yuvarlanacağız!

Karamollaoğlu: Ya ‘dur’ diyeceğiz, ya uçuruma yuvarlanacağız!
09.07.2020
A+
A-

Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, Türkiye’nin her alanda tıkanmış durumda olduğunu belirterek, “Bunun en büyük sebebi, şüphesiz ki bugünkü tek adam sistemdir” dedi. Karamollaoğlu, sistemin bir an önce değiştirilmesi, TBMM’nin güçlendirilmesi, güçler ayrılığının sağlanması ve sistemin denetime açık hale getirilmesi gerektiğini kaydetti.

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, haftalık basın toplantısında siyasî gündem maddelerini değerlendirdi.

“Meclis başkanları tarafsız olmalılar”

Konuşmasına, yeniden TBMM Başkanı seçilen AK Parti Tekirdağ Milletvekili Prof. Dr. Mustafa Şentop’u tebrik ederek başlayan Karamollaoğlu, Meclis Başkanlarının tarafsız ve bütün gruplara eşit mesafede olmaları gerektiğini hatırlattı. Karamollaoğlu, “Sayın Şentop, bu hassasiyeti, ümit ediyoruz ki gösterecektir” dedi.

 “Patlamanın sorumluları cezalarını çekmeliler”

Karamollaoğlu, Çanakkale ve Artvin’deki orman yangınlarında zarar gören vatandaşlara ‘geçmiş olsun’ dileğinde bulundu.

Konuşmasında, Sakarya’nın Hendek İlçesi’ndeki havai fişek fabrikasında meydana gelen ve 7 kişinin ölümüyle sonuçlanan patlamayı da değerlendiren Karamollaoğlu, “Bu, tamamen gafletin, tedbirsizliğin, kontrolsüzlüğün bir işareti” dedi.

Kimsenin ceza almasını istemediklerini belirten Karamollaoğlu, ancak insan hayatını, malı, mülkü korumayla ilgili tedbirlerin ihmal edilemeyeceğini vurguladı. “Cezasını çekmek mecburiyetindeler ki, başkaları aynı hatayı işlemesin” diyen Karamollaoğlu, patlama sebebiyle hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi.

“Hasankeyf, tarihî dokusuna uygun şekilde düzenlenmeliydi”

Veysel Eroğlu Barajı sebebiyle sular altında kalan, Batman’ın tarihî ilçesi Hasankeyf’in son durumunu da değerlendiren Karamollaoğlu, ilçenin Anadolu Ajansı tarafından servis edilen fotoğrafının, hükümetin betonlaşmada zirve yaptığının bir göstergesi olduğunu ifade etti. Karamollaoğlu, “Anadolu topraklarında yerleşmeye başladığımızdan itibaren en eski yerleşim merkezlerinden birisiydi. Tarihî eserleri barındırıyordu. Bir kısmı taşındı. Bundan dolayı tebrik ederiz; ama onun çevresi, tarihî dokusuna uyum sağlayan bir tarzda düzenlenmeliydi. Böyle betona mahkûm edilerek değil” diye konuştu.

“Cumhurbaşkanı, ‘çoklu baro’ kanununu Meclis’e iade etsin”

Basın toplantısında hükümetin “Çoklu Baro” kanun teklifini de değerlendiren Karamollaoğlu, “Çoklu baro, bu iktidarın gerçekleştirmeye çalıştığı en tehlikeli neticeleri doğuracak; kutuplaşmayı adalet mekanizmasına taşıyacak bir adımdır” diye konuştu.

Adaletin kutuplaşmayı kaldıramayacağını belirten Karamollaoğlu, “Çünkü bundan sonra ‘iktidar yanlısı barolar’ ile ‘iktidar karşıtı barolar’ varmış gibi bir hava doğacak” dedi.

Karamollaoğlu, teklifin kanunlaşması halinde, Cumhurbaşkanı tarafından ‘yeniden görüşülmek üzere’ Meclis’e iade edilmesinin en doğru adım olacağını söyledi.

“Cumhurbaşkanına tâbi bir kişi RTÜK Başkanlığı yapamaz”

Karamollaoğlu, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tarafından Halk TV ve TELE 1 televizyonlarına verilen yayın durdurma cezalarını da değerlendirdi.

Karamollaoğlu, televizyon kuruluşlarının tek taraflı hareket etmemeleri için denetim yapması amacıyla kurulan RTÜK’ün, iktidarın ya da muhalefetin etkisi altında kalarak karar vermesi halinde adil olamayacağının altını çizdi.

Karamollaoğlu, “Eğer RTÜK başkanı çıkar da “Sayın Cumhurbaşkanı’nın kararları ve telkinleri bizi bağlar; biz, ona göre karar veririz” derse, bu arkadaş RTÜK başkanlığı yapamaz. AK Parti’nin tanıtma başkanı olabilir, bakanı olabilir, muhalefeti tenkit eden bir elemanı olabilir ama RTÜK başkanı olamaz. RTÜK başkanı, adil davranmak mecburiyetindedir. Bu mantıkla hareket etmek Türkiye’nin en büyük sıkıntısıdır. Biz hiçbir alanda merhale kat edemiyoruz. Ben bu noktada Sayın Cumhurbaşkanı’nı tefekküre davet ediyorum, Allah rızası için” diye konuştu.

AK Parti’nin iktidara geldiği ilk yıllarda adaletten, haksızlıklardan, zulümden bahsettiğini hatırlatan Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, 18 yıl önce söylediklerini dinlemeye davet etti.

“Süngüyle iktidara gelebilirsiniz ama üzerine oturamazsınız”

Temel Karamollaoğlu, daha sonra hükümetin sosyal medya mecraları hakkında yapmayı düşündüğü kanunî düzenlemeleri değerlendirdi.

Sosyal medyada ahlâksız yayınlar yapılmasına karşı olduklarını ifade eden Karamollaoğlu, bu konudaki ilk kötü örneklerin AK Parti trolleri tarafından gerçekleştirildiğini anlattı.

Demokratik yönetimlerde iktidarla muhalefetin yer değiştirebildiğine işaret eden Karamollaoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanının yine çok temkinle davranması gerektiğine inanıyorum” dedi.

Karamollaoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“Süngüyle iktidara gelebilirsiniz ama süngünün üzerine oturamazsınız. Bu söz ile anlatılmak istenen şey, baskıcı siyasetin ya da askeri gücün, hayatın akışı karşısında uzun vadede ayakta duramayacağıdır. (…) Bu sebeple sosyal medya üzerinde kurulmaya çalışılan tahakküm nafiledir.

Göreceksiniz, iktidarın her şeyi kontrol etme isteği sonunda boşa çıkacaktır. Göreceksiniz bu çabalar bir gün gelecek en çok bu zorlamaları yapanlara zarar verecektir. Üzülerek ifade ediyorum ama AK Parti artık tarihin akışına ters bir şekilde kürek çekmektedir.  Tarih bu yolda çökmüş ve yok olmuş iktidarların hikâyeleri ile doludur.”

Türkiye bu sistemle idare edilemez

Türkiye’nin adalette, ekonomide, dış politikada, şeffaflıkta, eğitimde, hayatın ve siyasetin her sahasında tıkanmış durumda olduğunu söyleyen Karamollaoğlu, “Bunun en büyük sebebi şüphesiz ki bugünkü tek adam sistemdir” dedi.

Bu sistemin bir an önce değiştirilmesi, TBMM’nin güçlendirilmesi, güçler ayrılığının sağlanması ve sistemin denetime açık hale getirilmesi gerektiğini dile getiren Karamollaoğlu, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın, “Zulmü her kabul ediş, daha büyüğünü doğurur” sözünü hatırlattı.

 “Ya ‘dur’ diyeceğiz, ya da uçurumdan yuvarlanışı seyredeceğiz”

Karamollaoğlu, “Toplum, zulme rıza göstermemelidir. Aydınlar, mütefekkirler, zulme rıza göstermemelidir. Hele de zulmü yapan bir iktidarsa, o iktidarın içinde bulunan insanlar, şahıslar, bu zulme en çok tepki gösterenler olmalıdır. Eğer böyle yapılmazsa, bugün ülkemizin kabul ettiği her bir sorunlu icraat, yarın daha büyüğünü doğurarak karşımıza çıkacaktır. Ya bu gidişata dur diyeceğiz, ya da uçurumdan aşağı yuvarlanışı seyredeceğiz!”

“Rakamlarla oynamak çare değil”

Temel Karamollaoğlu, basın toplantısının sonraki kısmında ekonomik problemler hakkındaki görüşlerini ve çözüm önerilerini dile getirdi.

Karamollaoğlu, milletin derdine derman olunmadığı müddetçe, rakamlarla oynamanın, medyada her gün ümit pompalamanın bir etkisi olmayacağını söyledi.

“İşi olmayan insan, iş istiyor arkadaş, laf değil” diyen Karamollaoğlu, Türkiye’nin neredeyse Afrika ülkeleri seviyesine düştüğünü ifade etti.

Merkez Bankası rezervlerine ne oldu?

2020 Ocak ayında Merkez Bankası Net Uluslararası Rezervlerinin 37,2 milyar dolar; swap pozisyonu 19 milyar dolar, Merkez Bankası’nın kendisine ait döviz varlığının 18 milyar dolar olduğunu hatırlatan Karamollaoğlu, bu rakamların, 2020 Mayıs ayında şöyle olduğunu kaydetti:

Karamollaoğlu, “Yani bunun ifade ettiği manâ, bizim hazinenin tam takır olması” dedi.

“En çok can kaybı, mevsimlik tarım işçiliğinde meydana geliyor”

Mevsimlik tarım işçilerinin durumunu da değerlendiren Temel Karamollaoğlu, partisinin “Tarım Hayvancılık ve Orman Politikaları Kurulu”nun mevsimlik tarım işçileri hakkında hazırladığı rapora dayanarak, bazı bilgiler verdi.

Bugün Türkiye’de yaklaşık yarım milyon ile 1 milyon arasında gezici tarım işçisinin olduğunu belirten Karamollaoğlu, Şanlıurfa, Adıyaman, Diyarbakır, Batman, Mardin, Şırnak gibi iller başta olmak üzere Doğu ve Güneydoğu Bölgesi’nden Türkiye’nin farklı bölgelerine çalışmaya giden tarım işçilerinin sıkıntılarının, iktidarların gündeminde yer almadığını söyledi.

Karamollaoğlu, “Mevsimlik tarım işçiliği, Türkiye’deki en güvencesiz ve en çok can kaybının yaşandığı çalışma alanlarının başında gelmektedir. Daha birkaç hafta önce yaşanan bir kazada çok sayıda mevsimlik tarım işçisi kardeşimiz hayatını kaybetti” dedi.

Mevsimlik tarım işçileri için öneriler

Temel Karamollaoğlu, partisinin mevsimlik tarım işçileri ile ilgili bazı önerilerini şöyle sıraladı:

-Ekonomik önlemler açısından çiftçiye ürün desteği, pazara sorunsuz erişim, işçiye ayni ve parasal destek sağlanması mevsimlik tarım işçilerinin yaşadığı maddi problemleri kısmen de olsa hafifletecektir.

-Salgın sonrası risklerin devam ettiği göz önüne alınırsa, sağlık önlemleri açısından mevsimlik tarım işçilerine yönelik bilgilendirme farkındalık çalışmaları mutlaka arttırılmalıdır.

-Hijyen malzemelerinin temini, sağlık taramalarının yapılması, acil durum sağlık hizmetlerine erişim mutlaka sağlanmalıdır.

-Alt yapı ihtiyaçları bakımından mevsimlik tarım işçileri için korunaklı çadırlar, elektrik ve temiz içme suyu, kişi sayısına uygun olarak tuvaletle, banyolar, çevresel ilaçlama, rutin dezenfeksiyon ve çöp toplama hizmetleri temin edilmelidir.

-Sosyal yardım hizmetleri olarak gıda desteği, gebe, lohusa, bebek, yaşlı ve engelli bakım hizmetleri sağlanmalıdır.

Libya konusunda diplomasi en iyi şekilde değerlendirilmeli

Karamollaoğlu, basın toplantısının sonunda, Libya ve Filistin’de yaşanan gelişmeleri değerlendirdi.

Libya’da yaşanan gelişmelerin endişe verici olduğunu belirten Karamollaoğlu, Türkiye’nin bölgedeki engelleri ancak ciddi dış politika münasebetleriyle, temaslarla değiştirebileceğini dile getirdi.

Karamollaoğlu, “Çünkü Türkiye bu konuda haklı ama haklı olmak uluslar arası sahada yetmiyor mutlaka diplomasinin en iyi şekilde değerlendirilmesi gerekir. Eğer Türkiye bunu başarırsa dünya barışı için de önemli bir adım olacaktır” dedi.

İsrail’in ilhak girişimi endişe verici

Karamollaoğlu, İsrail’in, ABD’nin tam desteğini alarak, yerleşim yerlerini genişletmek ve bunu kalıcı hale getirmek için son çıkışının endişe verici olduğunu söyledi.

İslâm ülkelerinden ciddi tek bir tepkinin yükselmeyişinden yakınan Karamollaoğlu, şöyle konuştu:

“Bizim İstanbul’da yaptığımız miting, bugün gösterilen tepkinin yüz misli daha faydalı oldu; ama iktidarın gıkı çıkmıyor. ‘Protesto ediyoruz’… Arkadaş, iktidarlar böyle protesto etmez. Sende yaptırım gücü var mı, yok mu? Sen, onu ortaya koy. Tavrını belirle. Onun için, Filistin’deki gelişmeler, bizi çok ciddi manâda endişelendiriyor; çünkü İsrail’in çevresinde, artık İsrail’in yanlışlarını tehdit eden, hakkı üstün tutacak tek bir güç kalmadı. Suriye vardı, gitti. Irak, gitti. Mısır, tam bir yalaka haline geldi. Suudî Arabistan, İsrail’i destekliyor. Allah, akıl fikir versin bunlara. Biz de laf ebeliğinde ileri gidiyoruz ama hakikatte attığımız adımlar, hep Filistinlileri değil, İsrail’i yüreklendiriyor.”

(tv5.com.tr)

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.