Güvenlik sızıntısı, banka müşterisini kaçırıyor

Gemalto’nun bir anketine göre kişilerin % 44’ü bir güvenlik sızıntısı gerçekleştiği takdirde bankasını değiştireceğini, %38’i de daha iyi servis sağlayabilecek bir bankaya geçiş yapabileceğini belirtiyor.

Son yıllarda finansal hizmetler sektörünün ticari başarısı, gelişen teknolojilere karşın artan siber saldırılar nedeniyle tüketicilerin özellikle ödeme yöntemlerinde aradığı rahatlık ve güveni sağlamaktan geçiyor. Parmak izi veya avuç izi taraması gibi yöntemlerle kimlik belirlemeye imkan sağlayan biyometrik güvenlik teknolojilerinin, tüketicilerin taleplerini karşılayacağı düşünülüyor. Bilişim güvenliği alanındaki dağıtım ve çözümleriyle pazarda lider konumda bulunan Komtera Teknoloji uzmanları, pek çok sektörde biyometrik güvenliğin doğru kullanımının, kimlik doğrulama yetersizliği gibi sorunları çözebileceğini belirtirken böyle bir kullanım için uygulanması gereken kriterleri paylaşıyor.

Finansal teknoloji sektörünün son yıllardaki büyük gelişiminde tüketici davranışları ve ödeme şekilleri arasındaki değişimler paralel ilerliyor. Gemalto’nun bir anketine göre kişilerin %44’ü, bir güvenlik sızıntısı halinde bankasını değiştirebileceğini belirtiyor. Aynı anket katılımcılarının %38’i ise bir bankanın kendisinin halihazırda müşterisi olduğu bankadan daha iyi servis sağlaması durumunda ona geçiş yapabileceğini söylüyor. Bu durum, artan siber tehditlere karşı müşterileri tam olarak korurken aynı zamanda hiçbir şekilde pozitif kullanıcı deneyiminden de ödün vermemek gerektiğini ve başarılı bulunacak bir servisin rahatlık ve güvenin birleşiminden doğabileceğini gösteriyor.

Bu konuda çözüm olarak görülen ve parmak izi, avuç içi tarama gibi teknolojik yöntemlerle kimlik belirleyebilen biyometrik güvenlik teknolojileri aracılığıyla bir tıkla ödeme, avuç izi taramasıyla ATM’lerden para çekme olanağı, e-pasaport geçişlerinde biyometrik kimlik kullanma, selfie ile para transferi uygulaması gibi işlemler kolay ve güvenli bir şekilde gerçekleştirilebiliyor. Ayrıca biyometri ile kartlar için PIN kodu belirlemek veya onları temassız ödeme limitleriyle kullanmak gibi gereklilikler de tarihe karışıyor.

“Biyometrik Teknolojiler Dolandırıcılık Tespit Sistemleriyle Bir Arada Kullanılmalı”

Biyometriğin özellikle bankacılık, finansal teknoloji ve perakende sektörleri için hayati önem taşıdığından şüphe duyulmuyor. Ancak finansal teknoloji dünyasının seyrini değiştiren biyometriye her şeyi çözecek sihirli bir formülmüş gibi davranmamak ve bütün talepleri karşılayabilmesi için özellikle güvenliği arka plana atmamak bu teknolojilerin gelişimde önemli rol oynuyor.

Komtera Teknoloji uzmanlarına göre biyometrik güvenlik teknolojilerini tam potansiyeliyle uygulayabilmek için onu büyük bir resmin parçası olarak değerlendirmeli. Biyometrinin tam anlamıyla işe yarar ve güvenli olması için dolandırıcılık tespit sistemleriyle daha çok bütünleşmesi gerekiyor. Biyometrik kimlik kontrolleri dışında yapay zekaya da başvurularak kullanıcı davranışlarına dair gerçek zamanlı analizler aracılığıyla profil belirleme teknolojilerinin kullanılması bizi ileri götürür. Örneğin fare üzerindeki hareketlerin incelenmesi gibi sistemler risk değerlendirmeye olanak vererek banka işlemleri sırasında onları onaylamayı, engellemeyi ya da gerekirse daha fazla kimlik doğrulama talep etmeyi başarabiliyor.

“Devlet Yatırımları Biyometrik Teknolojilerin Yararını Artıracak”

Finansal hizmetler sektöründeki değişimin hızı ivmeli bir şekilde artacak ama bu gelişmelerin boyutunu en çok devletlerin biyometrik teknolojilere yatırımı büyütebilecek açıklamasında bulunan Komtera Teknoloji uzmanları, teknolojilerin pek çok sağlayıcı tarafından uygulanmaya hazır olmasına rağmen pek azının bu teknikleri yürürlüğe geçirmesi sorununun devlet desteğiyle azaltılabileceğinin altını çiziyor. Kişiler, son kullanıcı izinleri ve tam gizlilik kuralları eşliğinde bankacılık servislerine milli biyometrik kimlikleri aracılığıyla daha hızlı ve güvenli erişim sağlayabilecek ve birçok işlerini daha verimli ve rahat bir şekilde yapabilecek.