Gelecek Partisi, ekonomik krize reçete sundu

Gelecek Partisi, ekonomik krize reçete sundu
12.08.2020
A+
A-

Gelecek Partisi, Türkiye’nin neden ekonomik krize girdiğini ve nasıl kurtulacağını anlatan 42 maddelik bir rapor hazırladı.

Gelecek Partisi, 42 maddelik bir raporla Türkiye’nin neden bir ekonomik krizde olunduğunu ve bu krizden nasıl çıkılacağını açıkladı. Raporda hukuk ve kurumsallığa dikkat çekilirken, “Kullanmakta olduğunuz lüks uçaklardan ve konutlardan başlayarak israfa son verin ve kendinizden başlayarak bir tasarruf paketi ilan edin” denildi.

Partinin internet sitesi ve sosyal medya hesapları aracılığıyla, yaşanmakta olan ekonomik krize ilişkin toplamda 42 maddelik bir rapor yayımladı.

Yayımlanan raporun ilk 21 maddesi ekonomik krizin nedenlerini içerirken, son 21 maddede de çözüm önerileri sıralandı.

Hukuk ve kurumsallık vurgusu yapılan raporda, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın görevine son verilmesi çağrısı yapılırken “Başarısız yöneticileri gözünüzü kırpmadan görevden alın. Sizin göreviniz yakınlarınızı ya da bakanlarınızı değil milli onurumuz olan Türk Lirasını ve milletimizin uluslararası refah seviyesini korumaktır” ifadesi kullanıldı.

Rapora göre, ekonomik krize neden olan ilk 21 madde:

“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçtiğimiz, Hazine ve Maliye Bakanı’nın görevi devraldığı 2018 yılından bu yana;

1- Tüm uluslararası standartlara aykırı para, rezerv ve kambiyo politikaları uygulayarak Türk Lirasının küresel piyasalardaki derinliğine zarar verdiniz

2- Tüm dünyaya, TCMB’nin bağımsız olmadığını, tüm kararları siyasi otorite ile birlikte alacağını duyurdunuz.

3- Bütün iyi niyetli uyarılara rağmen para politikasını, dünyada sizden başka hiç kimsenin inanmadığı ve dile getirmediği, aklı başında herkesin yapmayın yazıktır dediği ‘faiz düşerse enflasyon da düşer’ teorinize uygun bir biçimde oluşturdunuz.  Ancak her geçen gün kamunun faiz yükünü artırmakta da bir beis görmediniz. Faizcileri ve rantiye sınıfını gözeten uygulamalara öncelik verdiniz.

4- Asıl görevi fiyat istikrarını sağlamak olan TCMB Başkanı’nı, enflasyonu düşüremediği için değil “Faizi düşür” talimatınızı yerine getirmediği için tüm teamüllere aykırı bir biçimde bir gece kararnamesi ile görevden aldınız. Böylece bütün dünyanın ve Türkiye’deki bankalarımızın Merkez Bankası’na olan güvenini sıfırladınız.

5- TCMB kanalıyla yatırım taahhütlü avans kredisi kullandırılacağınızı duyurup, sözüm ona ‘ülkemiz açısından kritik önemde olan seçilmiş sektörlerdeki yatırımları’ destekleyeceğinizi ilan ederek, yatırımcılar nezdinde TCMB’nin ve uyguladığı politikaların kredibilitesini yok ettiniz.

6- Piyasalara verdiğiniz yanlış politika sinyalleri nedeniyle gelişen tepkileri savuşturmak için, doğru yolu seçip uygulamalarınızı gözden geçirmek yerine, küresel piyasalardaki Türk Lirası arzını kurutmayı hedeflediniz.

7- Bankacılık sisteminin Swap işlemlerini öz kaynaklarıyla ilişkilendiren sınırlamalar getirdiniz.

8- Bütün bunlar yetmezmiş gibi bankalara küresel piyasaya TL vermemeleri için sözlü yönlendirmelerde hatta tehditlerde bulundunuz.

9- Yurt içinde döviz işlemlerine vergi uygulamaya başladınız. Döviz teslimatlarının işlemden 1 gün sonra yapılması şartını getirdiniz.

10- Yıllarca Türk şirketleri ile karşılıklı güven esasına dayalı işlemler yapan uluslararası kurumları, TL yükümlülüklerini vadesinde yerine getirmedikleri gerekçesiyle cezalandırmaya başladınız.

11- Ülke içinde “Ekonomimize saldırıyorlar”, ülke dışında ise “Lütfen küresel dayanışmaya bizi de dahil edin” diyen tutarsız, iki yüzlü ve ilkesiz yaklaşımınız nedeniyle; bir gün Londra’da diğer gün Washington’da merkez bankalarını kapı kapı gezdiğiniz halde tek kuruş swap anlaşması yapmayı da beceremediniz.

12- Serbest piyasa kurallarını tıpkı ekonomi kuralları gibi hiçe saydınız.

13- Ülkeyi on yıllardır gündemde olmayan ve geçen 20. yüzyılda terk edilmiş sermaye kontrolleri ile yönetebileceğinizi sandınız.

14- Korona krizi ile birlikte Merkez Bankası’na 72 milyar TL’lik menkul kıymet sattığınız halde bu kaynağı nereye nasıl kullandığınızı şeffaf bir biçimde açıklamadınız.

15- Yatırımcılar nezdinde Türkiye’yi 90’lı yılların enflasyonist politikalarına saplanmış bir ülke durumuna düşürdünüz.

16- “Kredi ver de nasıl verirsen ver”, “Ekonomideki tüm sorunları borç ve faizle çözeriz” deyip, masa başında hazırladığınız basit bir rasyo ile bir yandan dövize olan talebi patlatıp diğer yandan büyük bedellerle rehabilite edilmiş olan bankacılık sisteminin bilanço sağlığını bozdunuz.

17- Şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkelerini yok sayıp ‘kimin koyduğu belli olmayan kur hedefine’ ulaşabilmek amacıyla ülkenin yaklaşık 95 milyar dolarlık uluslararası rezervini kamu bankaları üzerinden sattınız.

18- Merkez Bankası rezervlerini sattığınız yetmiyormuş gibi kamu bankaları üzerinden de bankacılık kurallarına aykırı bir biçimde 11 milyar dolarlık yeni döviz pozisyon açığı yarattınız.

19- Yıllardır gözümüz gibi koruduğumuz mali disiplini öylesine zedelediniz, öylesine kötü bir bütçe performansı gösterdiniz ki; Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi’ni dahi kendi vatandaşlarından Türk Lirası ile değil, dolar ve altın ile borçlanan bir kuruma çevirdiniz.

20- Ancak bunların hepsinden daha önemlisi; yaptığınız gerçeklikten uzak açıklamalarla “Dünyada en çok yatırım çeken ülke ve demokrasi, aynı cümlede kullanabiliyor muyuz?” gibi niyetinizi açıkça ortaya koyan çok tehlikeli bir soru sorarak nasıl bir akla sahip olduğunuzu bütün yatırımcılara ayan beyan gösterdiniz.

21- “Demokrasiye ihtiyacımız yok” diyerek yatırımcıyı içeride ve dışarıda ürküttünüz”

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

21 maddelik çözüm önerisi:

1- Öncelikle uyguladığınız yanlış ve yetersiz politikalar nedeniyle milletten özür dileyin.

2- Eleştirileri ihanet gibi görmeyin, aksine onlardan istifade etmeye çalışın.

3- Düşünce özgürlüğünden korkmayın; düşünce özgürlüğü ile gelen fikirler sizin de önünüzü açacaktır.

4- TÜİK’i yandaş medyanın kullanabileceği propaganda malzemesi sağlayan bir araç olmaktan çıkarın ve gerçek istatistiklere itibar edin. Unutmayın, gerçeği görmekten kaçınan siyasetçi en çok da kendisine zarar verir.

5- Biraz önce zikrettiğimiz yanlış ve akıl dışı uygulamalara derhal son verin.

6- Ekonomiyi etki analizi yapılmadan ayaküstü alınan kararlarla değil devlet kurumlarının ortak aklıyla yönetin.

7 Başta bağımsız kurumlar olmak üzere tüm ekonomik kurumların yeniden itibarlarını kazanabilecekleri bir ortam oluşturun.

8- Ekonomi ve finans yönetiminde ehliyet ve liyakâte ağırlık verin. Arpalık niyetine atadığınız bütün yönetim kurulu üyeliklerini iptal edin ve yerlerine gerçekten işin ehli insanları atayın.

9- Hazine ve Maliye Bakanı’ndan başlayarak nepotizme ve akraba kayırmacılığına son verin. Başarısız yöneticileri gözünüzü kırpmadan görevden alın. Sizin göreviniz yakınlarınızı ya da bakanlarınızı değil milli onurumuz olan Türk Lirasını ve milletimizin uluslararası refah seviyesini korumaktır.

10- Akla, bilime, onlarca ülke gözlemi ile sabit bilgiye dayanan yeni, güven veren bir ekonomi programı hazırlayın.

11- Bu programda kaynakları öncelikle her kriz döneminde daha fazla rant sağlama imkanı bulan dar bir çevreye değil aş ve iş derdinde olan geniş toplum kesimlerine ayırın.

12- Yeniden arka kapı politikalarına, makyaj önlemlerine başvurmayacağınızı açıkça ilan edin.

13- Rekabet Kurulu’nu objektif kriterlerle çalıştırarak, kamunun kaynaklarını birkaç şirkete aktarma işlevi gören ihale düzenine son verin.

14- Şeffaflaşma temelinde kapsamlı bir yolsuzluklarla mücadele paketi hazırlayın ve ona en önce kendiniz uyun.

15- 2020 bütçesini derhal revize edin.

16- Parasal ve mali genişleme ile piyasaya enjekte ettiğiniz parayı ve bütün fonları bütçe disiplini içinde öncelikle işsizler, işçiler, kayıtsız işçiler, çiftçiler ve esnaf için kullanın.

17- Kullanmakta olduğunuz lüks uçaklardan ve konutlardan başlayarak israfa son verin ve kendinizden başlayarak bir tasarruf paketi ilan edin.

18- Pandemi şartları içinde stratejik nitelik taşıyan sağlık, gıda ve eğitim gibi öncelikli alanlar dışında kalan popülist ve verimsiz yatırım harcamalarını yeniden gözden geçirin ve gereksiz olanları askıya alın.

19- Pandemi şartlarında parasal ve mali genişleme ile oluşan fonları gelir adaletini sağlayacak şekilde gelir düzeyi en düşük kesimlere hibe olarak kulanın. Hane halkı borcunu artırarak bir müddet sonra büyük bir kredi krizi sarmalına yol açacak krediye yönlendirme politikalarından vazgeçin.

20- Ülkeyi her an yeni bir krizin eşiğine getirerek ülke risk priminin artmasına sebep olan hamasi, konjonktürel ve kişiselleştirilmiş dış politika yaklaşımını terk edin.

21- Hepsinden önemlisi hukuk devletine geri dönün. Adaleti, kuralları ve şeffaflığı tesis edin.”

(Yeniçağ)

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.