‘Demirel için her türlü ihtilafın ilacı, sulhun diğer adı demokrasiydi’

‘Demirel için her türlü ihtilafın ilacı, sulhun diğer adı demokrasiydi’
17.06.2020
A+
A-

Demokrat Parti Genel Başkanı Afyonkarahisar Milletvekili Gültekin Uysal, 9.Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’in ölüm yıldönümü dolayısıyla bir mesaj yayınladı.

Ebediyete intikalinin 5.yıldönümü dolayısıyla 17 Haziran 2020 Çarşamba günü saat 11.00’de 9.Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’in Isparta İslamköy Çalcatepe’deki Anıt Mezarı başında düzenlenecek olan devlet törenine katılacak olan Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, mesajında şunları kaydetti:

“Siyaseti hiçbir zaman geçim aracı olarak görmedi”

Bugün 9. Cumhurbaşkanımız, Merhum Genel Başkanımız, ömrü boyunca maruz kaldığı gibi fani ömrü sonrası da demokrasi düşmanlarının saldırısına maruz kalmış ve fakat milletin sinesinde eşi bulunmaz bir yere sahip, kapsayıcılığı, cana yakınlığı, halden anlaması ile tavırları ile “baba” sıfatına nail olmuş Süleyman Demirel’in aramızdan ayrılışının 5’inci senesi.

Geride bıraktığımız 5 sene ve bugün elbette, hükümet etme anlayışı, insan hak ve hürriyetlerine bakış açısı, sahip olduğu keskin zekâsı, çözüm odaklı yapısı ve siyasi ahlakı ile kendisini daha çok arıyoruz.

Kendisine “baba” denen ve miras aldığı hürriyetçi demokrat çizginin “baba ocağı” olarak isimlendirilmesinde takdire şayan katkıları bulunan merhum Cumhurbaşkanımız, tıpkı bu güzide siyasi anlayışta kendi selefleri gibi yalnız siyaset yapmak saikiyle değil, siyaseti, bir geçim aracı olarak görmeden bu vatan ve millet adına sahip olduğu ülküsel ve ilkesel hedefleri hayata geçirmek için bir aracı addetmiştir.

Demirel, kâğıt üzerinde kalem oynatarak değil, hizmet ederek, alın teri dökerek memleketi refaha ulaştıran, tüketim miktarları ile değil üretim kapasitesi ile gelişimi yakalayan, devlet garantisi ile değil yatırımların yaratacağı katma değerin garantisi ile büyüyen bir ekonomi modeli ortaya koyan anlayışı inşa etmişti.

 “Toplumun her bir ferdine umut aşıladı”

Ülkeye yalnız madden yatırım yapmadı. Manen de, özellikle demokrasi kültürü, çoğulculuk, denetime açık ve sorguya matuf bir idari anlayışı yerleştirerek yatırım yaptı. Dahası cumhuriyetin bir “eşit fırsatlar manzumesi” olduğunun en somut örneği olarak toplumun her bir ferdine umut aşıladı. “Çoban Sülü”nün, nalbur Mehmet’in, rençber Fatma’nın Cumhuriyetin temin ettiği imkanlarla hayallerine ulaşabileceğini gösterdi.

Milletimizin, anayasa tarafından korunan manevi tercihlerine siyasi teminat oldu. Farklılıkların bir siyaset nüvesi haline gelmesine müsaade etmediği gibi kendisi de asla siyasetine konu etmedi.

“Demokrasinin önemini her fırsatta dile getirdi”

Geriye dönüp baktığımızda Türkiye’nin sorunlarına çözüm için hep demokrasiyi göstermişti. Bugün büyük ekonomilerin girdileri arasında en önemli yer tuttuğu altı çizilerek ifade edilen “demokrasi”nin önemini her fırsatta belirtti.

Demokrasi Demirel için sulhun diğer adıydı. Çatışan toplumlar için de, çatışan ülkeler için de, çatışan fikirler için de demokrasi bir mutabakat masasıydı.

“Bir ülkede değişik dil, ırk ve dine mensup insanların, aynı bayrak altında uyum içinde yaşamalarının tek yolu demokrasidir” diyerek bugün farklılıkları siyasete malzeme eden, alt belleklerde yer alan karşıtlıkları kaşıyarak toplumu gerenlere o günlerden cevap vermişti.

Tekrar ifade etmek gerek; Demirel için her türlü ihtilafın ilacı, sulhun diğer adı demokrasiydi. O demokrasi dedikçe, hülasa milletin refahını, ülkenin huzurunu, vatanın güvenliğini ve sarsılmaz, saldırılara, lobilerin karşı faaliyetlerine direnecek bir ekonomik gelişimi hayal ettikçe saldırıların odağına yerleşti.

Nitekim 5 sene evvel fikri ve fiziki eserlerini millete emanet ederek göçtü, gitti. Tüm bu değerlendirmeler açısından bakar, demokrasi mücadelesini mevzu bahis yaparsak kimileri için bir “çekince” sebebi yok artık.

Demirel ismi yaşadığı dönemde antidemokratik her yaklaşım ve anlayış için bir çekince, hak ve hürriyetler içinse bir güvenlik bariyeri olmuştu. İşte bu nedenledir ki yaşamı boyunca demokrasi karşıtı her teşekkülün ilk hedefi kendisi ve temsil ettiği demokrat hareketti.

Taşlara kazınmış hizmetlere mazhar olan, sahip oldukları sıfatları kararnamelerden, atamalardan değil milletten alan her mümtaz isim için belirttiğimiz üzere Demirel de insanın fani olduğu bilinci ile kişilere değil fikirlere biat etmişti.

“Demirel’in demokratlara vasiyeti”

Adalet diyen, kalkınma diyen, demokrasi diyen ezcümle “Büyük Türkiye” diyen Demirel hayatını milleti için vakfederken biz demokratlara ise şunu vasiyet etti;

“Herkesin hukukundan emin olduğu, hak ve hürriyetlerin korunduğu, refah ihraç edebilen, üreten ve durmadan büyüyen, eşit fırsatlar ülkesi, demokratik bir Türkiye”

Aramızdan ayrılışının 5. senesinde mirasçıları olarak kendisine rahmet diliyor, mirasına ve davasına sahip çıktığımızı hatırlatıyor, “yeniden” Büyük Türkiye’nin biz demokratların liderliğinde inkişaf edeceğine söz veriyoruz.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.