Atatürk’ü kimler sevmez

Atatürk’ü kimler sevmez
25.10.2020
A+
A-

Sevgi, insan ruhunun erişilmez hazinesidir.

Bir gönül zenginliğidir.

Sevgi, insanın milli ve manevi duygularından ayrı düşünülemez.

Sevgiyi besleyen manevi değerlerdir. Manevi değerleri yücelten de milli değerler olduğu inkar edilmemelidir. Soruyorum: Tek kanatlı kuş uçabilir mı?

***

Maalesef, yaşadığımız dönemde, akla hayale gelmeyen, hatta olmaz denilenlerin, “olur” hale geldiğini görüyoruz.

Din siyasetin sermayesi oldu, haberimiz yok!

Camiler partilerin karargahı yapıldı, haberimiz yok!

Bayrağımızın değişmesinden söz eden dikenli dilliler var, haberimiz yok.

Kör, sağır, dilsiz olduk, toplum, öfke, kin, nefret ve intikam çöplüğüne döndü.

Hala haberimiz yok!

Milletin başına bir istikrar çuvalı geçirildi.

Kimsenin aldırış ettiği yok!

Eller, gözler havada, avuçlara atılacak zamlar bekleniyor!

Umutlular, umutsuzlar, nasıl oluyorsa, parayı duydular mı birlikte dua edebiliyor!!!

***

Keşke AKP, 330’u da geçip, tek başına Anayasayı da geçirebilseydi!

Hiç olmazsa HDP ile pazarlık yapıp, isteklerine boyun eğmez, milletimiz üzülmemiş  olurdu.

AKP, HDP ile işbirliği yaparsa bu yıkım faciasını halkımız nasıl karşılayacak acaba?

Başkanlık, Anayasa, özerklik başına çuval geçirilen halkın meselesi olabilir mi?

Avucuna koy parayı, cebine atsın, kömürü ver ısınsın! Bundan  iyisi can sağlığı…

Alkışlar göklerde, ekranlar, gazeteler yalan yuvası…

Oh ne ala memleket, beyler yesin içsin…Çalsın sazlar oynasın vatandaş…

Nasıl olsa, PKK’nın beli kırıldı, yerine kimi sokarlar? Düşünen yok.

***

Böyle bir ülkede Atatürk’ü sevseler ne olur, sevmeseler ne olur?

Ülkesinin, bayrağının, dininin değerini bilmeyen bir toplumda huzur olabilir mi?

Kalbinde vatan aşkı…

Ruhunda iman aşkı…

Olmayan bir toplumda sevgi tohumları yeşerir mi?

***

Şunu herkes bilsin ki, Atatürk, kimsenin sevgisine muhtaç değildir.

26 Mart 1923’te söylediklerini aramızdan ayrılışının 77. 10 Kasım’ın da, Atatürk’ü seviyorum ve de sevmiyorum diyenlere de duyurmak istiyorum. Sevgisizler sizlere de acıdığım için diyorum ki; bu sese kulaklarınızı artık kapamayın:

“Başarılı olmak için aydınlarla halkın düşünce ve gayesi arasında bir uygunluk olması gerekir. Yani aydınların halka telkin edeceği ülküler, halkın ruh ve vicdanından

alınmış olmalı. Bir millete gideceği yolu gösterirken dünyanın her çeşit ilminden, buluşlarından, yükselmelerinden faydalanılmalıdır. Fakat unutmayalım ki, asıl temeli kendi içimizden çıkarmak mecburiyetindeyiz

***

Atatürk’e “dinsiz” diyen haysiyetsiz, insanlık ve din düşmanı sefil yaratıklar, eğer, ahlak, edep, sevgi, akıl, din, milliyet ve ilim gibi değerlere sahip olabilselerdi, insanlığın ne demek olduğunu öğrenmiş olurlar ve Atatürk’ü de bizden daha çok severlerdi!

Bakın, dinleyin:

“Türk Milleti daha dindar olmalıdır. Yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır demek istiyorum. Dinime, bizzat hakikate nasıl inanıyorsam, öyle inanıyorum” (Şubat 1924)

Bir atasözü ile bitirelim:

”Bir aptalı yanıldığına inandırmanın en iyi yolu, onu kendi bildiğine bırakmaktır.”

Doğru mudur?

Şimdilik bilemem ama düşünülmesi gerekir.

“Tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır” diyenlere haksızlık etmeyelim.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.