Asgari ücret artışı, enflasyonu nasıl etkiler?

26.12.2018
A+
A-

Asgari ücretteki artışın gelecek yıl enflasyonu 1.5-2 puan aralığında yukarı yönlü etkilemesi beklenirken, kaynaklara göre istihdam piyasasının canlanmasına yönelik destekler için İşsizlik Sigortası Fonu’nun kullanılarak bütçeye etki azaltılacak.

Ekonomideki yavaşlamanın işsizlik oranlarını, yerel seçimlerin de yer aldığı önümüzdeki yılın ilk yarısında artıracak olmasının da etkisiyle istihdam piyasasına yeni teşvikler getirilirken, bu teşviklerin bir kısmı varlık tutarı 125 milyar TL’yi aşan İşsizlik Sigortası Fonu’ndan (İSF) karşılanacak.

Reuters’in haberine göre, çeşitli kaynaklar asgari ücrette gerçekleşen yüzde 26.05’lik artışın enflasyona mutlaka yansıyacağını belirtirken, etkinin büyümedeki, iç talepteki seyre göre netleşeceğine de dikkat çekiyorlar. Öte yandan kaynaklar, İSF gelirlerinin kullanımıyla istihdam teşviklerinin bütçeye maliyetinin önemli ölçüde sınırlanacağını da belirtiyorlar.

ENFLASYONA ETKİNİN AZALTILMASI İÇİN ADIM GEREKEBİLİR

Konu hakkında bilgi sahibi bir kaynak asgari ücretteki artışın enflasyon üzerindeki etkisi konusunda soruyu şöyle yanıtladı:

“Asgari ücretteki artış doğrudan enflasyona etki ediyor elbette. Enflasyona da bağlı olarak yüksek oranlı bir artış yapıldı. Bunun 2019 enflasyonuna etkisi yüzde 1.5-2 aralığında hesaplanıyor. Bu katkı büyümeye bağlı olarak geçmiş yıllarda da etki göstermişti. Enflasyonda öngörülerden de yukarıda bir seyir var. Şu anda bir düşüş olsa da yüksek seyir sıkıntı. Bu artışın etkisinin azaltılması için adım atılması gerekebilir.”

İki üst düzey yetkili, istihdam artışına yönelik teşviklerin önceki teşviklere benzer şekilde “özel sektör odaklı” ve “2019’da net istihdam artışı”na odaklandığına dikkat çektiler.

Öte yandan yetkililerin verdiği bilgilere göre, istihdam artışı özel sektör istihdam yaratımını desteklemeye yönelik teşviklerle sağlanırken kamuya yeni eleman alımına ise 2019 yılında odaklanılmayacak. Yetkililer doğrudan kamu istihdamı yerine kamu yararına çalışmaların ön planda tutulabileceğine dikkat çekiyorlar.

Gelecek yıl işsizliğin ulaşacağı tepe noktasının da düşürülmesi adına toplum yararına çalışanlar için İSF’nin kullanılması öngörülüyor.

Ekonomi yönetimi 31 Mart’taki yerel seçimler öncesi bir yandan iç talepteki durgunluğu kırmak için reel sektör üzerinden, diğer yandan kredi akışını sürdürmek için bankalar üzerinden adım atmaya çalışıyor.

Ancak, hükümetin bu adımlarına rağmen 2019’da Türkiye ekonomisinin düşük büyüme ve yüksek işsizlik riskiyle karşı karşıya kalması bekleniyor.

Türkiye ekonomisi, 2016’daki yüzde 3.2 büyüme ardından 2017’de iç talep ağırlıklı yüzde 7.4 büyümüştü. İlgili dönemde aşırı ısınma tartışılırken ekonomi 2018’in ilk çeyreğine de yüzde 7.2 gibi yüksek bir büyüme ile başladı. İkinci çeyrekte büyüme yüzde 5.3’e yavaşlarken üçüncü çeyrekte yavaşlama belirginleşerek yüzde 1.6’ya geriledi. Ekonomistlerin takip eden üç çeyreğe ilişkin beklentisi ise daralma yönünde.

Bir diğer taraftan ise ekonomik aktivitede yavaşlamaya paralel işsizlikte yükseliş eğiliminde Eylül döneminde işsizlik yüzde 11.4 ile Mart 2017’den bu yana en yüksek seviyeye çıkarken YEP hedefleri dahi işsizlikteki artışın devam edeceğine hala yüzbinlerce kişinin işsiz kalacağına işaret ediyor. Bugün açıklanan teşviklerle ise bu seyri yavaşlatmaya odaklanıyor.

YEP hedeflerine göre işsizliğin 2018’de ortalama yüzde 11.3’e çıkması bekleniyor. Ekonomistlerin hesaplamalarına göre bu veriler işsizliğin yılın ikinci yarısında ortalama yüzde 12.4 olacağını gösteriyor.

İŞSİZLİK SİGORTASI FONU 125 MİLYARI AŞTI

Yetkililer, İSF kaynaklarının planlanan istihdam seferberliğinde kullanılmasının değerlendirildiğine dikkat çekerken bir yetkili, “Basit bir hesapla 7 milyon asgari ücretliye aylık 101-150 TL ödemenin 2019 için maliyeti 10 milyar TL civarında. İSF gelirlerinin istihdamı desteklemek için kullanılması değerlendiriliyor. Geçmişte de benzer kullanım olmuştu. Bu kez de etkinin tamamı bütçeye yansımayacaktır” dedi.

Yetkililer asgari ücret artışının istihdam teşvikleriyle birlikte değerlendirildiğinde bütçeye etkinin, yararlanılan teşviklerin ekonomide getireceği ivmelenme ile vergi gelirlerine pozitif yansıyacağına da dikkat çektiler ve, “İSF’nin kullanımı, teşviklerin bütçeye etkisini de önemli ölçüde sınırlayacak” dedi.

Ekim sonu itibarıyla fonda biriken tutar 125.5 milyar TL’ye ulaşırken fonun maddi ve mali varlığının; yüzde 91.2’si tahvil, yüzde 8.8’i ise mevduattan oluşuyor.

İSF, işini kaybeden sigortalılara işsiz kalmaları nedeniyle uğradıkları gelir kaybını belli süre ve ölçüde karşılayan, sigortacılık tekniği ile faaliyet gösteren zorunlu sigortayı ifade ediyor.

Çalışan ve işverenlerden çalıştığı dönemlerde ödeme alan Fon bugüne kadar 6.68 milyon kişiye yaklaşık 27.7 milyar TL ödeme gerçekleştirdi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu da geçtiğimiz günlerde yaptığı ve açıklamada, İşsizlik Fonu giderlerinin neredeyse yarısının işverenlere yönelik teşvik ve desteklerden oluştuğunu belirterek, “Fon işsizlere cimri, işverenlere cömert. Örneğin geçtiğimiz Kasım ayında fondan işsize 500 milyon, işverene ise 1.2 milyar TL ödendi” demişti.

Piyasalarda asgari ücret, çalışan tarafında enflasyondaki artış nedeniyle satınalma gücündeki erime, işveren tarafında ise TL’deki değer kaybı nedeniyle artan üretim maliyetlerine yeni bir kalem ekleneceği için yakından izleniyordu. Üretim maliyetlerdeki artış ekonomide daralmanın yaşanacağı ve enflasyonun yüzde 20’lerde seyredeceği döneme denk geliyor.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.