Ar damarı…

Ar damarı…
12.11.2020
A+
A-

Müyesser Yıldız

Ufacık bir kadın.

Topu topu 45 kilo.

Ve yakın arkadaşlarının ifadesi ile o 45 kilonun yarısı yürek

***

Bir haziran sabahında polisler çaldı kapısını.

Casusluk ile suçlanıyordu.

Kapı zili utandı.

Kapı utandı.

Gelen polis memurları utandı.

Ama gözaltı kararını veren sayın savcı utanmadı.

***

5 gün gözaltında kaldı.

Hakim karşısına çıktı.

Ortada delil falan yoktu.

Delilleri karartabileceğinden bahisle ‘tutuklansın’ dedi sayın hakim.

Kararın yazıldığı kağıt utandı.

Mürekkep utandı.

Harfler utandı.

Ama kararı veren hakim utanmadı.

***

108 gün sonra iddianamesi hazırlandı.

Casusluk suçlaması ile gözaltına alınmıştı.

Bu suçlamanın altını dolduracak en küçük bir delil bile yoktu ortada.

Bu defa suçlama “devletin gizli kalması gereken bilgilerini açıklamaya” çevrildi.

İki köşe yazısı delil olarak gösteriliyordu.

Ama “devletin gizli kalması gereken(!) bilgilerinin” açıklandığı bu yazılara yayın yasağı falan getirilmedi.

Biz utandık.

Siz utandınız.

Ortalama zeka utandı.

Ama sayın savcı utanmadı.

***

Onun ifadesi ile ortada iddianame falan yoktu.

İntikamname vardı.

155 gün tutuklu kaldı.

Hakim karşısına çıktı.

Duruşmada suçlamalara ilişkin savunma yapmadı.

Ama sözleri kurşun gibi ağırdı.

Kor ateş gibi yakıcıydı.

Özetle şunları söyledi;

“Huzurunuza gelmeme sebep olan şey, bir iddianame değil, intikamnamedir.

O yüzden suçlamalara ilişkin herhangi bir savunma yapmayacağım.

Baştan itibaren kanun, hukuk ve ahlâk tanımadan oynanan bu kirli oyunu, şimdi sizlerin huzurunda savunma yaparak, sanki hukuk varmış, adalet tecelli edecekmiş gibi sürdürmek ve legalleştirmek istemiyorum.

Bu siyasi bir davadır.

Ne kadar yatacağımıza, ne zaman çıkacağımıza bizi tutuklatan  irade en baştan karar verdiği için sizden  tahliyemi de talep etmiyorum.

Elbette bir gün ben de konuşacağım. Ama burada değil;

Bu intikamnameyi hazırlatan ve hazırlayanlar bağımsız ve tarafsız Türk mahkemelerinde yargılandıkları gün, en olmadı, tarih önünde hesaba çekildikleri zaman, benim de söyleyecek bir çift sözüm olacak…”

***

Karşısındaki;

Taş olsa utanır çatlardı.

Demir olsa utanır erirdi.

Odun olsa utanır yanardı.

Ama sayın savcı utanmadı.

Tutukluluğun devamını talep etti.

Hakim utanmış olsa gerek, tahliyesine karar verdi.

***

Bir annenin, bir eşin, bir kadının hayatından çalınmış 155 gün.

Takvim yaprakları utandı.

Dakikalar utandı.

Saniyeler utandı.

Onlar utanmadı.

Havada uçan kuş utandı.

Kırda açan çiçek utandı.

Derede yüzen balık utandı.

Onlar utanmadı.

Tiyatronun oyuncuları;

Bu yalaka düzenin figüranları utanmadı.

Besleme basın utanmadı.

Müyesser Yıldız’ın 1. Ordu Komutanlığı’nda görevli muvazzaf astsubaydan edindiği ve tek tek not aldığı Libya ve İdlib’deki askeri bilgileri haber yapmadığı tespit edilirken kime servis ettiği soruşturma makamları tarafından araştırılıyor.” diyen Sabah Gazetesi(!) Özel İstihbarat Müdürü(!) Abdurrahman Şimşek utanmadı.

***

Ne diyelim?

Ar damarları çatlamış bunların.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.