ADİL BİR BAYRAM…

ADİL BİR BAYRAM…
24.05.2020
A+
A-

Mis gibi bir bayramdan herkese selam…

Gerçekten mis gibi olduğunu düşünüyorum. Ne yani evde yasaklı çıkamıyoruz, ne alaka demeyin…

Ha doğru çıkamıyoruz.

Tamam da çıktığımız zaman nereye gidiyorduk? Büyüklerimizin elini öpmeye veya yakınlarımızı ziyarete mi? Yok artık daha neler! O milattan öncede kaldı. Belki erken uyanırsa yola çıkmadan önce kapıdan bir uğrayıp hayır duası almayı düşünen, hayırlı evlatlar(!) nadir de olsa var. Ama genelde bir gün öncesi gidildiğinden maalesef olmuyor işte. Neyse canım telefondan artık… Üstelik bir tık uzak olanlara toplu mesaj ama en yakınlarımızı iki dakika da olsa açık büfe koşturmacasına girmeden arıyoruz.

E daha ne olsun!

Yıllardır 3-4 gün olan bayram günlerinin 9 gün tatil yapılmasıyla başladı her şey aslında. Bayramlar artık bizim için tatil, turizmciler için müthiş kazanç günleri halini aldı. Aylar öncesinden gidilecek yerler araştırılıyor. Maddi kaygısı olmayanlar, yurtdışından veya güzide tatil yerlerimizdeki lüks otellerden yerini ayırıyor. Diğer bir kesim var ki orta kesim, ne zengin ne fakir arafta yani, bir çoğumuz gibi…

Onların canı yok mu?

Var tabii. Üstelik herkes çoluk çocuğuyla bayram tatiline giderken o gitmesin mi? Onun da kredi kartı var dağ gibi, 10-12 ay taksit yapar aslanlar gibi. Orta sınıf olarak, bir yerde o da yapar bayram tatilini.. Bir başka kesim de; alır mangalını, gider marketten alır nevalesini, en yakın piknik alanında yakar ateşini, mis gibi kutlar bayramı… Tabii bunlardan çok uzak bir kesim daha var; bayram seyran demeden çalışan, bayram geldiğinden bihaber, belki üç beş kuruş fazladan alabilirim düşüncesinde olan emekçiler…

Şaka değil aslına bakarsanız, bunlar yaşadığımız gerçekler. Resmî bayramları itibarsızlaştırmaya başladığımızdan beri, dini bayramlar da zamanla bu şekle girdi. Çünkü milli bayramlar dediğimiz o günler sayesinde bizler maneviyatımızı özgürce yaşayabildik, sömürge altına girmeden dini inançlarımızı yaşama hürriyetine kavuştuk. Terazinin kefelerini dengeleyemezsek bir taraf hep aşağıda kalır. Tıpkı terazinin adaletin sembolü olduğu gibi…

Evet, bu bayramı evde yasaklı geçireceğiz ama kulüplerden çılgınca eğlenenleri veya 500 TL’lik hamburgerle çekilmiş fotoğrafları gören çocuklarımız, tatil diye tutturamayacak ve kredi kartlarımızın hafifliğinin özgürlüğünü yaşayacağız. Mangalcılar üzülmesin, önümüz yaz nasıl olsa mutlaka vakit bulunur. Büyüklerimizin de mutsuz olduğunu sanmıyorum, en azından bu sefer tatili veya gezmeyi onlara tercih etmediğimizi biliyor, yasak sebebiyle onlara gidemediğimizin tesellisini yaşıyorlar…

Dedim ya; mis gibi bir bayram yaşıyoruz hatta herkesin eşit şartlarda yaşadığı adil bir bayram!

Daha ne olsun…

YORUMLAR

  1. TANSEL SAYLI dedi ki:

    Evet… Adil bir bayram…. her koşulda… her devirde… agız tadı ile Ailecek… Ülkece kutlayalım…. Ama maalesef bir bayram tadı bile bırakılmayan…. hoşgörü ve sevginin masallarda kaldığı bayramlar… üzgünüm…

    1. Çağla ŞAHİN dedi ki:

      Haklısınız…malesef öyle.Birer mesajı veya paylaşımı nimet sayar olduk. İlginç tarafı görevini yapmış bir gibi gurur duyar olduk. Halbu ki bayramlar samimiyettir sevgidir kendimizi düzeltmektir. Aksi halde gereksiz bir rütüel haline gelir. Günümüzde yaşadığımız gibi tıpkı…